logo
19 MART 2024

Bu CHP Atatürk'ün CHP'si mi gerçekten!?

05.05.2005 00:00:00
Ülkenin; AKP'ye iktidar, CHP'ye muhalefet görevi verilerek planlı-programlı geldiği/getirildiği durumu özetleyecek bir cümleyi nerede bulabilirsiniz?

Ancak Atarük'ün Gençliğe Hitabesi'nde bulabilirsiniz.

Çünkü o tarihî hitabe, ancak bir vatan sevdalısının, bağımsızlığı "karakter edinmiş" millî duruş sahibi bir er kişinin dile getireceği, seslendireceği tarihî ve ölümsüz bir belgedir.

"Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir."

İçinde art niyet ve maksat taşımayan herkes tereddüt etmeden kabul eder ki, Türkiye'yi, ülkemizin içinde bulunduğu durumu bu kadar mükemmel, dörtdörtlük, o meşhur tabirle; "efradını cami ağyarını mani" şekilde özetleyecek bir başka cümle yoktur.

Merhum Atatürk'e yukarıdaki hitabeyi irâd ettiren şey, Osmanlı'nın yıkılma sürecinde yaşadığı ve tıpatıp Türkiye'nin bugünkü haline benzeyen halidir.

Kimse kimseyi kandırmaya kalkışmasın, Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı'nın o parçalanma ve yok olma dönemini yaşıyor.

Havaalanları, limanları, tersaneleri, üsleri yabancılara, özellikle de ABD'ye hibe edilmiş.

Madenleri yabancılara haraç-mezat satılmış, Ülkenin kırmızı çizgileri, yabancıların sek-sek oynadığı birer mekan haline gelmiş.

Güneydoğu'sunda yakın bir gelecekte bölünmesi anlamına gelen bir Kürdistan'a seyirci.

Karadeniz'inde Pontus, Doğu'sunda Ermenistan, Ege'sinde Yunanistan, İstanbul'unda Bizans hayalleri ve Megalo İdea gayretleri, son surat devem ediyor.

Beş bin şehide bedel Kıbrıs AB hayali uğruna, hiçbir zaman sahip olmamış Rum'a hibe edilmek üzere.

Ama bütün bunlara ve diğer ihanet boyutundaki faaliyetlere rağmen CHP sessiz.

Sessiz olması bir yana, CHP daha büyük bir oyunun figüranı; AKP ne zaman milletin gözünden ve gönlünden düşecek bir icraatta bulunsa, CHP hemen ortaya çıkıp bir açıklama yapıyor, AKP'yi ülkenin en dindar, en muhafazakar partisi, "Katolik nikahlı Başbakanı" da en tehlikeli şeriatçı ilan edip bu milletin hassasiyet taşıdığı konuların savunucusu olarak AKP'yi gösteriyor.

Yani, milleti İslamî değerlerden uzaklaştırıp, Hıristiyan olmaya özendirecek onlarca icraata imza atan AKP, CHP tarafından bir anda şeriatçı parti ilan ediliveriyor.

Bunun önceden yazılmış, çizilmiş ve Atlantik ötesinden "motor" komutuyla çekimine başlanmış bir uzun metrajlı film olduğunu kim inkar edebilir.

Ülkenin tam da parçalanma sürecini yaşadığı, haritalarda Hatay'ın Suriye toprağı gösterildiği bir zamanda, CHP Hatay Milletvekili'nin, karısını pazarlamaya teşebbüs ettiği emniyet raporlarınca belgelenmiş birinin iğrenç iddialarını, iftiralarını kendisine ölçü kabul ederek, ülkenin bu korkunç gidişatına dur diyen ve bunun için de yağmur-çamur, gece-gündüz, dağ-bayır demeden uğraşan bir insana, bir ilim adamına, muhterem Prof. Dr. Haydar Baş'a dil uzatmasının sebebi ne olabilir sizce?

Ben de CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun'a şu soruları sormak ve Büyük Türk Milleti'nin Gönül Meclisi'nde cevaplandırılmasını istiyorum.

1- Eşini dövdüğü ve eşine "sen üniversite mezunusun, seni satayım parasını yarı yarıya bölüşelim" dediği emniyet kayıtlarında belgelenmiş birinin iftiralarını Yüce Meclis'in gündemine taşımayı hangi anlayışla uygun gördünüz? (Mamak İlçe Emn. Müd. 08.05. 2000 tarihli tutanak).

2- Ancak bir kaçını yukarıda sıralayabildiğim, ülkenin bu korkunç gidişini sorgulayan kaç önergeniz var TBMM'de?

3- Atatürk'ün sağlığında istediği için Türkiye topraklarına katılan Hatay'ın Suriye Devletinin çıkarttığı haritalarda gösterilmesine nasıl bir tepki gösterdiniz? Gösterdiyseniz, lafla değil de, belgeleyebilir misiniz?

4- Genel Başkanınızın, Dünyanın en sinsi ve tehlikeli tarikatı olarak tarif edilen Kore mahreçli ABD patentli Moon tarikatına yaptığı tarihî(!) ziyareti biliyor muydunuz? Biliyor idiyseniz hangi tepkiyi gösterdiniz? Tarikatçı birinin Genel Başkanı olduğu CHP'yi nasıl içinize sindiriyorsunuz?

Bilmiyorum diyorsanız, o zaman birilerinin "şeyinin" gücünün hesabını yapmak yerine bu konuyu öğrenip soruşturmanız gerekmez miydi?

5- Hatay'ın yüzde kaçının yabancılar tarafından satın alındığını biliyor musunuz?

6- Etnik dokusu en hassas yerlerimizden biri olan Hatay'da millî bütünlük konusunda neler yaptınız? Etnik ayrımcılığı hedefleyenlere bakışınız nedir?

7- Türk-İsrail Dostluk Heyeti Başkanı olmanızın, bu yabancıların, ama özellikle de Yahudilerin ülkemizden toprak satın almasına seyirci kalmanızda etkisi olmuş mudur? Seyirci kalmadığınıza dair elimizde bir tutanak yok da.

8- Sizi, Prof. Dr Haydar Baş'ın şirketleri, vakıfları ve dernekleri mi rahatsız etti, yoksa sayın Baş'ın tertip ettirdiği ve yüzbinlerin katıldığı başta "Ermeni Soykırımı İddialarını ret" ve diğer millî bütünlük mitingleri mi rahatsız etti?

9- Sayın Baş'ın Profesörlük unvanından sonra Müslüman Türk insanının kullandığı "Hacı" unvanı hakkında da bir soru önergesi verecek misiniz?

Mesela, Hacı Müslim diye çağrılmamı yasaklamayı düşünüyor musunuz?

10-YÖK'e hayranlığınız çok eskilere mi dayanıyor? Yoksa hedef Prof. Dr. Haydar Baş olunca her şey mubah mı diyorsunuz?

11-Büyük Atatürk 1932'de misyonerler iki kızımızı Hıristiyan yaptı diye Bursa Amerikan Koleji'ni kapattırmıştır. Son yıllarda on binlerce gencin misyonerler tarafından Hıristiyan yapıldığı Türkiye'de, -eğer bir Atatürkçü iseniz- bir tepkiniz oldu mu? Yoksa bu sürece bugün sadece Prof. Dr. Haydar Baş karşı durduğu için mi bu kininiz ve nefretiniz?

12 Prof.Dr. Haydar Baş'ın dilinden, kaleminden veya kuruluşuna öncülük ettiği kurum ve kuruluşlarda bu milletin milli bütünlüğüne, ahlak anlayışına ters bir hareket, cümle, gayret veya bir düşünce gördünüz mü?

13-Üyesi olduğunuz TBMM'ne ne kadar saygınız var? Eğer varsa İçtüzük 96. ve 87. Maddeleri biliyor musunuz? Adını yazmaktan bile haya ettiğim ve bu yüce milletin değer ölçülerini aşağılayan malum bağırsak ifrazatıyla (kitap demeye dilim varmıyor) meşgul olduğunuz için belki okumamış, hatta görmemiş olabilirsiniz, ben hatırlatayım.

İşte TBMM İçtüzüğünün konu ile ilgili maddeleri; MADDE 96 - (Değişik: 16.05.1996-424 s. Karar, m.20) Soru; kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin; kişilik ve özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önerge ile Hükümet adına sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere, Başbakan veya bir bakandan açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibarettir. Sözlü soru önergeleri yüz kelimeyi geçemez. Soru önergelerine belge eklenemez.

SORULAMIYACAK KONULAR

MADDE 97 - Aşağıdaki sorular Başkanlıkça kabul edilmez:

a) Başka bir kaynaktan kolayca öğrenilmesi mümkün olan konular;

b) Tek amacı istişare sağlamaktan ibaret konular;...sorular.

Şimdilik bu kadarla yetiniyorum.

Cevap beklediğimi özellikle hatırlatayım.

Son bir not; Tüzük ile büzük arasındaki farkı bilmeyip birbirine karıştıranlara zaten sözüm yok.
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.