Bu da 'Finansal darbe'... Devletten seri hamleler
Türkiye, zorlu geçen 10 Ağustos'un ardından sıkıntılı bir günü daha geride bıraktı. Dövizde Pazar gecesi Türkiye saatiyle 23.00'da Okyanusya ülkelerinden startı verilen spekülasyon atağı, gün boyu sürdü. Maliye ve Hazine Bakanlığı, Merkez Bankası ve diğer kuruluşlar seri hamlelerle tsunami dalgaları önünde set oldu
13.08.2018 00:00:00
RECEP BAHAR/DETAY HABER
Türkiye ekonomisi, Türk halkının 1980, 1994, 1998, 2001 ve 2009 yıllarında tecrübe ettiği zor günlerin bir benzerinden geçiyor.
Geçmiş yıllara oranla kamu ve özellikle özel sektörün borcunun yüksek oranda artması, yaşanan çalkantının boyutlarını büyütüyor. Dünyada Türkiye'den kat be kat fazla borcu olan ülke olmasına rağmen neden sadece spekülatif atak Türkiye ile sınırlı?
Gerilimin kaynağında ABD ile ilişkilerin kopma noktasına gelmesi yatıyor. Dünya piyasaları 'dünyanın en çok kullanılan para birimi olan doların patronunun kızdırılması'ndan hoşnut değil... Bu durumda global yatırımcılar TL'den kol ya da hatta bacak kesmeyi yani ciddi ölçüde zarar etmeyi göze alarak kaçıyor.
Mesai gece başladı
Pazar gecesi TL'ye karşı atak başlayınca ilk hamle Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan geldi. Albayrak, "Hesaplardaki dövizler TL'ye döndürülmeyecek" mesajı verdi.
Gecenin ikinci hamlesi BDDK'dan geldi. BDDK, yurtiçi bankaların TL verip döviz aldıkları swap (takas) ve benzeri işlemler toplamının öz kaynakların yüzde 50'sini geçemeyeceğini duyurdu. Bu süreçte MASAK da devreye girdi.
Sabahleyin Merkez Bankası, bir takım önlemlerle piyasalara 10 milyar TL, 6 milyar ABD Doları ve 3 milyar ABD Doları tutarında altın cinsinden likidite sağlandı.
Ciddi bir spekülatif atak var
Türkiye'nin yaşadıklarını İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, net sözlerle ortaya koydu: "Çok net, ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız."
Döviz kurunda gelinen noktayı, ekonomik temellerle izah edemediğini dile getiren tecrübeli bankacı, "Bankacılık sisteminin tamamının her an nakde döndürülebilir döviz likiditesi 50 milyar dolar civarında. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur" şeklinde konuştu.
Hesaplara el konulacağı iddialarını da değerlendiren Bali, "Bugüne kadar katıldığım resmi nitelikli hiçbir toplantıda bu konunun safsata boyutundan öte değerlendirildiğine tanık olmadım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Düyun-u Umumiye döneminden kalmış borçlarını ödeyen, tarihin hiçbir döneminde bu tarz bir eyleme girmemiş olan bir ülke? Bunun düşünülmesi bile doğru değil. Bunun düşünülmediğini ifade etmek bile risktir bu piyasalarda. Böyle bir tablo yok" diye konuştu.
Ne kadar borcumuz var?
Bali, Türkiye'nin vadesine bir yıl kalan ödeme tutarının 180 milyar dolar olduğunu kaydeden Bali, şunları söyledi: "Yani orijinal vadelere, ödeme vadesine 1 yıl kalmış olan borçların toplam tutarı. 180.6 milyar dolar. Bu çok önemli bir rakam ve 'bu işin içinden nasıl çıkacağız' hissi oluşuyor. Ama bütün hadise de ayrıntılarda, detayda? Meslek erbaplığı da o? Onu ortaya koymak lazım. Öyle baktığımız zaman, bu 180 milyar doların 102 milyar dolar tutarı bankaların yükümlülüğü. Bunun da yarısı yani 50 küsur milyar doları, bankaların kendi borçları değil, yurt dışı yerleşiklerin bizim nezdimizde açtığı mevduat hesapları, diğer yarısı ise borçlar. Bunların yenilenme oranı da 12 aylık kümülatif oranlara bakıldığında bankacılık sisteminde yüzde 110'a yakın bir yerde. Son dönemde bir miktar o düştü, ama yönetilebilecek olan bir düzeydir. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur."
İş Bankası Genel Müdürü Bali, 180 milyar doların geriye kalan 73 milyar dolarlık kısmının, reel sektörün dış yükümlülüğü olduğuna, bunun da yüzde 65'ine denk gelen 48 milyar dolarlık kısmının ise mal ve hizmet ticaretinden kaynaklanan taahhütler olduğuna dikkati çekti.
Mevduat çıkışı yok
Bali, bankadan bir mevduat çıkışının söz konusu olmadığını, bu dönemde perakende bankacılık alanındaki davranış değişikliklerini izlemek açısından İş Bankası'nın iyi bir örnek olduğunu dile getirdi.
Bali, 15 Temmuz'dan sonra hane halkından çok ciddi bir döviz satışı gördüğünü belirterek, "Bu defa onu görmüyoruz, daha dengeli" diye konuştu.
Bali, "Kur seviyeleri buradan belli bir istikrara doğru gelişemezse, bizim de kredi artışı yapmamız pek mümkün değil" dedi.
Bir kaç gün daha sürecek
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, BDDK ve Merkez Bankası kararlarına dair, "Alınan önlemlerin işe yaradığını görmeye başlıyoruz." ifadelerini kullanarak, birkaç günde piyasaların normale dönmesini beklediklerini söyledi.
Sistemin bu tür spekülatif atakları rahatlıkla karşılayabilecek kapasitesi bulunduğunu kaydeden Leblebici, mevduata el konulacağı iddiaları ile ilgili de "Bunlar aslı astarı olmayan, spekülatif haberler" ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisi, Türk halkının 1980, 1994, 1998, 2001 ve 2009 yıllarında tecrübe ettiği zor günlerin bir benzerinden geçiyor.
Geçmiş yıllara oranla kamu ve özellikle özel sektörün borcunun yüksek oranda artması, yaşanan çalkantının boyutlarını büyütüyor. Dünyada Türkiye'den kat be kat fazla borcu olan ülke olmasına rağmen neden sadece spekülatif atak Türkiye ile sınırlı?
Gerilimin kaynağında ABD ile ilişkilerin kopma noktasına gelmesi yatıyor. Dünya piyasaları 'dünyanın en çok kullanılan para birimi olan doların patronunun kızdırılması'ndan hoşnut değil... Bu durumda global yatırımcılar TL'den kol ya da hatta bacak kesmeyi yani ciddi ölçüde zarar etmeyi göze alarak kaçıyor.
Mesai gece başladı
Pazar gecesi TL'ye karşı atak başlayınca ilk hamle Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan geldi. Albayrak, "Hesaplardaki dövizler TL'ye döndürülmeyecek" mesajı verdi.
Gecenin ikinci hamlesi BDDK'dan geldi. BDDK, yurtiçi bankaların TL verip döviz aldıkları swap (takas) ve benzeri işlemler toplamının öz kaynakların yüzde 50'sini geçemeyeceğini duyurdu. Bu süreçte MASAK da devreye girdi.
Sabahleyin Merkez Bankası, bir takım önlemlerle piyasalara 10 milyar TL, 6 milyar ABD Doları ve 3 milyar ABD Doları tutarında altın cinsinden likidite sağlandı.
Ciddi bir spekülatif atak var
Türkiye'nin yaşadıklarını İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, net sözlerle ortaya koydu: "Çok net, ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıyayız."
Döviz kurunda gelinen noktayı, ekonomik temellerle izah edemediğini dile getiren tecrübeli bankacı, "Bankacılık sisteminin tamamının her an nakde döndürülebilir döviz likiditesi 50 milyar dolar civarında. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur" şeklinde konuştu.
Hesaplara el konulacağı iddialarını da değerlendiren Bali, "Bugüne kadar katıldığım resmi nitelikli hiçbir toplantıda bu konunun safsata boyutundan öte değerlendirildiğine tanık olmadım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Düyun-u Umumiye döneminden kalmış borçlarını ödeyen, tarihin hiçbir döneminde bu tarz bir eyleme girmemiş olan bir ülke? Bunun düşünülmesi bile doğru değil. Bunun düşünülmediğini ifade etmek bile risktir bu piyasalarda. Böyle bir tablo yok" diye konuştu.
Ne kadar borcumuz var?
Bali, Türkiye'nin vadesine bir yıl kalan ödeme tutarının 180 milyar dolar olduğunu kaydeden Bali, şunları söyledi: "Yani orijinal vadelere, ödeme vadesine 1 yıl kalmış olan borçların toplam tutarı. 180.6 milyar dolar. Bu çok önemli bir rakam ve 'bu işin içinden nasıl çıkacağız' hissi oluşuyor. Ama bütün hadise de ayrıntılarda, detayda? Meslek erbaplığı da o? Onu ortaya koymak lazım. Öyle baktığımız zaman, bu 180 milyar doların 102 milyar dolar tutarı bankaların yükümlülüğü. Bunun da yarısı yani 50 küsur milyar doları, bankaların kendi borçları değil, yurt dışı yerleşiklerin bizim nezdimizde açtığı mevduat hesapları, diğer yarısı ise borçlar. Bunların yenilenme oranı da 12 aylık kümülatif oranlara bakıldığında bankacılık sisteminde yüzde 110'a yakın bir yerde. Son dönemde bir miktar o düştü, ama yönetilebilecek olan bir düzeydir. Dolayısıyla hiçbir soruna işaret etmeyen bir tablodur."
İş Bankası Genel Müdürü Bali, 180 milyar doların geriye kalan 73 milyar dolarlık kısmının, reel sektörün dış yükümlülüğü olduğuna, bunun da yüzde 65'ine denk gelen 48 milyar dolarlık kısmının ise mal ve hizmet ticaretinden kaynaklanan taahhütler olduğuna dikkati çekti.
Mevduat çıkışı yok
Bali, bankadan bir mevduat çıkışının söz konusu olmadığını, bu dönemde perakende bankacılık alanındaki davranış değişikliklerini izlemek açısından İş Bankası'nın iyi bir örnek olduğunu dile getirdi.
Bali, 15 Temmuz'dan sonra hane halkından çok ciddi bir döviz satışı gördüğünü belirterek, "Bu defa onu görmüyoruz, daha dengeli" diye konuştu.
Bali, "Kur seviyeleri buradan belli bir istikrara doğru gelişemezse, bizim de kredi artışı yapmamız pek mümkün değil" dedi.
Bir kaç gün daha sürecek
TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, BDDK ve Merkez Bankası kararlarına dair, "Alınan önlemlerin işe yaradığını görmeye başlıyoruz." ifadelerini kullanarak, birkaç günde piyasaların normale dönmesini beklediklerini söyledi.
Sistemin bu tür spekülatif atakları rahatlıkla karşılayabilecek kapasitesi bulunduğunu kaydeden Leblebici, mevduata el konulacağı iddiaları ile ilgili de "Bunlar aslı astarı olmayan, spekülatif haberler" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.