logo
23 EYLÜL 2025


Bir iman formülünün siyasete alet edilmesi

21.09.2025 00:00:00

Türkiye gündemine son dönemde sıkça giren bir ifade var: "Lâ ilâhe illallâh, İbrâhîm Halîlullâh." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın farklı açılışlarda ve uluslararası mesajlarda kullandığı bu söz, yeni gibi görünse de aslında daha önce Fethullah Gülen hareketinin dinlerarası diyalog faaliyetlerinde öne çıkardığı bir söylemdi. Gülen, Vatikan'la yürüttüğü görüşmelerde "İbrahimî dinler" kavramını temel almış, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'ın ortak atası üzerinden bir kardeşlik zemini kurgulamaya çalışmıştı. Bugün aynı ifade başka bir ağızdan tekrarlandığında, ister istemez benzer tartışmaları alevlendiriyor.

Peki bu söz neden sorunlu?

Çünkü İslam'ın asli iman formülü bellidir: "Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün resûlullâh." Bu cümle hem Kur'an hem de sahih hadislerle sabittir. Kur'an, "Allah'tan başka ilah yoktur" (Muhammed 47/19) ve "Muhammed Allah'ın resûlüdür" (Fetih 48/29) ayetleriyle iki temel esasın altını çizer. Hadislerde de İslam'ın beş temel üzerine bina edildiği, bunlardan ilkinin Allah'ın birliğine ve Muhammed'in peygamberliğine şehadet etmek olduğu vurgulanır. Yani bu formül değiştirilemez, eksiltilemez, başka bir unvanla ikame edilemez.

Hz. İbrahim'in "Halîlullah" yani "Allah'ın dostu" oluşu Kur'an'da zikredilir. Bu, onun yüce bir makamıdır. Ancak hiçbir zaman şehadetin bir parçası hâline getirilmemiştir. "Muhammedün resûlullâh" nasla sabit bir iman şartı iken, "İbrâhîm Halîlullâh" sadece bir unvandır. Dolayısıyla bunu iman beyanı yerine koymak bid'attır; risaletin reddi anlamı doğurursa küfürdür.

Bugün bu söylemin öne çıkarılması, yüzeyde masum bir "Hz. İbrahim güzellemesi" gibi görünse de aslında Yahudi ve Hıristiyan dünyasına siyasal bir "pas atma"dır. "İbrahimî dinler" kavramı üzerinden farklı inançlar aynı zeminde meşru gösterilmekte, dinlerarası diyalog görüntüsü altında İslam'ın özgün iman formülü gölgelenmektedir. Oysa Kur'an nettir: "Kim İslam'dan başka bir din ararsa ondan kabul edilmeyecektir" (Âl-i İmrân 3/85).

Kudüs'ün tarihine baktığımızda bu gerçek daha da belirginleşir. 1099'da Haçlı orduları şehre girdiğinde on binlerce Müslüman ve Yahudi katledildi. 1187'de Selahaddin Eyyubi şehri fethettiğinde ise karşı tarafa yaşama hakkı tanındı. Osmanlı döneminde bir barış içinde yaşanıldı. Ama bu barış, romantik bir kardeşlikten değil, güçlü bir otoritenin sağladığı düzen sayesinde mümkündü. Dolayısıyla bugün "dinlerarası kardeşlik" üzerinden üretilen pembe tablolar, Kudüs'ün tarihsel hakikatiyle örtüşmemektedir.

Bugün Gazze'de yaşananlara bakıldığında tablo daha da netleşir. Siyonist ideoloji, Yahudilikteki "Arz-ı Mev'ûd" anlayışını siyasallaştırarak tüm Filistin'i işgal etmeye çalışıyor. ABD ise enerji, ticaret yolları ve küresel hâkimiyet hesaplarıyla İsrail'e sınırsız destek veriyor. Top, tüfek, bomba görünüyor ama aslında savaş, inançların savaşıdır. Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın dediği gibi: "Savaşan her ne kadar top ve tüfekler gibi görünse de esas olan inançların mücadelesidir."

Haydar Baş Hoca, daha 2000'li yılların başında "dinlerarası diyalog" projesinin İslam'ı özünden koparacağını, milletimizin bütünlüğünü parçalayacağını açıkça söylemişti. Fethullah Gülen hareketinin Vatikan merkezli girişimlerinin bir ihanet zemini hazırladığını yıllarca dile getirdi. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız, bu uyarıların ne kadar haklı olduğunu bütün millete gösterdi. O gün yapılan hataların farklı söylemlerle tekrar edilmesi hem dini hem de milli açıdan büyük bir tehlikedir.

Tarihte Kanuni Sultan Süleyman dönemi, Osmanlı'nın zirveye çıktığı ama aynı zamanda çürümenin de başladığı bir devirdir. "Beşik ulemalığı" uygulamasıyla liyakatsiz çocuklara kadılık ve müderrislik payeleri verilmiş, liyakat ikinci plana itilmişti. Nasıl ki o gün emaneti ehline vermemek devletin gücünü zayıflattıysa, bugün de nas olmayan sözleri "İslamî formül" gibi sunmak aynı zihniyetin devamıdır.

Milli tarihimizden de bir ders çıkarmak gerekir. Atatürk'ün önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı, bağımsızlığın ancak kendi öz değerlerine bağlı kalarak korunabileceğini göstermiştir. Lozan Antlaşması, Batı'nın "manda ve himaye" tekliflerini reddeden milletimizin kararlılığının eseridir. Bugün imanımızın asli formülünü gölgeleyen sözler, dün Sevr'i dayatan zihniyetin farklı bir yüzüdür.

Son söz şudur: "Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün resûlullâh" yalnızca bir iman beyanı değil, aynı zamanda milletimizin bağımsızlığının manevi zırhıdır. Bu hakikati sulandıran her söz, ister istemez emperyalist planların işine yarar. Uyanık olalım, imanımıza da istiklalimize de sahip çıkalım.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
Türkiye'nin gündemine oturmuştu
Kızını oynatan baba tutuklandı
İYİ Parti'den ABB operasyonuna tepki
'Adeta düşman hukuku uygulanıyor'
Bolu Baro Başkanı'ndan 'Kartalkaya' davası açıklaması
"Bir sonraki celsede davanın son bulacağına inanıyorum"
Bayrampaşa seçimlerine itiraz
AK Partili meclis üyeleri dava açtı
Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya:
'1 Ekim itibarıyla bireysel başvurular UYAP üzerinden de yapılacak'
Bursa'da yangın faciası
Biri çocuk ikisi kadın üç kişi yanarak can verdi
Ve beklenen hamle yapıldı
ABB'ye operasyon: 13 gözaltı
Rize'nin Trovit Yaylası'ndaki 15 kişi kutarıldı
Çığ nedeniyle mahsur kalmışlardı
Erdoğan: Bu dört dörtlük bir soykırımdır
"Bu soykırımın faili Netanyahu'dur"
İngiltere Dışişleri Bakanı Cooper:
"İki devletli çözüm, enkaz altında yok olma riskiyle karşı karşıya"
KYK kız yurdundaki 'taciz' davasında yeni gelişme
4 şüpheli tutuklandı
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez:
"İki devletten biri soykırım mağduru iken iki devletli bir çözüm mümkün değildir"
Dünya BM'de Gazze'yi konuşuyor
Gazze'de soykırım devam ediyor
Galatasaray ligde dolu dizgin
Konyaspor'u 3 golle geçti
12. toplantı saat 11'de başlayacak
Komisyon çarşamba günü toplanıyor
Türkiye'nin gündemine oturmuştu
Kızını oynatan baba tutuklandı
İYİ Parti'den ABB operasyonuna tepki
'Adeta düşman hukuku uygulanıyor'
Bolu Baro Başkanı'ndan 'Kartalkaya' davası açıklaması
"Bir sonraki celsede davanın son bulacağına inanıyorum"
Bayrampaşa seçimlerine itiraz
AK Partili meclis üyeleri dava açtı
Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya:
'1 Ekim itibarıyla bireysel başvurular UYAP üzerinden de yapılacak'
Bursa'da yangın faciası
Biri çocuk ikisi kadın üç kişi yanarak can verdi
Ve beklenen hamle yapıldı
ABB'ye operasyon: 13 gözaltı
Rize'nin Trovit Yaylası'ndaki 15 kişi kutarıldı
Çığ nedeniyle mahsur kalmışlardı
Erdoğan: Bu dört dörtlük bir soykırımdır
"Bu soykırımın faili Netanyahu'dur"
İngiltere Dışişleri Bakanı Cooper:
"İki devletli çözüm, enkaz altında yok olma riskiyle karşı karşıya"
KYK kız yurdundaki 'taciz' davasında yeni gelişme
4 şüpheli tutuklandı
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez:
"İki devletten biri soykırım mağduru iken iki devletli bir çözüm mümkün değildir"
Dünya BM'de Gazze'yi konuşuyor
Gazze'de soykırım devam ediyor
Galatasaray ligde dolu dizgin
Konyaspor'u 3 golle geçti
12. toplantı saat 11'de başlayacak
Komisyon çarşamba günü toplanıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.