Günü geldikçe, gerekli oldukça servise konulan, kulağımıza çalınan bir şarkı var. Zaman zaman sözleri değişse de bestesi aynı ve teması hep aynı.
Sondan başlayarak hatırlatalım; en son bu şarkıyı Kıbrıs Rum Kesimi'nin Cumhurbaşkanı seslendirdi, "Sayın Denktaş'ın siyasetten çekilmesi olumlu bir adımdır" dedi.
Bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan son seçime sayın Denktaş, açıkça mevcut Türk hükümetinin tutarsız politikalarını gerekçe göstererek aday olmamıştı. Denktaş'ın adaylıktan çekilmesine zil takıp oynayan, kıbrıs sofrasının başındaki kurtlar, Talat'ın seçilmesi ile de naralar atmaya başladılar. AKP'li arkadaşlar, adada dahi yaptıkları değişim ve dönüşüm vesilesi ile övünebilirler.
Diyelim ki, Kıbrıs konusunda hiç bir şey okumadık, dinlemedik, meselenini iç yüzünü de hiç bilmiyoruz. Elli yılını Kıbrıs davasına adamış olan Denktaş'ın sahneden çekilmesine kimlerin sevindiğine, kimlerin zil takıp oynadığına bakarak sIhhatli bir sonuç çıkaramaz mıyız?
Evet, "Sayın Denktaş'ın siyasetten çekilmesi olumlu bir adım olmuştur." Kime göre; Rumlara göre, Yunanlılara göre ve Kıbrıs sofrasının başında sulanan ağızları ile bekleyen kart kurtlara göre.
İkibuçuk yıllık AKP iktidarı boyunca biz bu şarkıyı her vesile ile bolca dinledik. AKP iktidarının Batı için, Avrupalılar ve Amerikalılar için biçilmiş bir kaftan olduğunu, umut kapısı olduğunu en önemli adamlarının ağzından dinledik. Bazen başbakanımıza cübbe giydirerek, başına taç takarak, bazen bir papaz heykelinin önüne oturtarak bu duygularını ifade ettiler.
Dedik ya bu şarkının bestecisi aynı, çeşitli zaman ve zeminlerde ısıtılıp ısıtılıp kulağımıza çalınıyor.
Bakalım bize ait bir şarkı, bir beste, bir bestekâr ne zaman çıkacak ve işte bizim şırkımız da bestelenmiştir diyeceğiz?
Şimdilik üstad Necip Fazıl'ın şu şiirini ezberliyelim:
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka alemlere farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve imân;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
Sondan başlayarak hatırlatalım; en son bu şarkıyı Kıbrıs Rum Kesimi'nin Cumhurbaşkanı seslendirdi, "Sayın Denktaş'ın siyasetten çekilmesi olumlu bir adımdır" dedi.
Bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan son seçime sayın Denktaş, açıkça mevcut Türk hükümetinin tutarsız politikalarını gerekçe göstererek aday olmamıştı. Denktaş'ın adaylıktan çekilmesine zil takıp oynayan, kıbrıs sofrasının başındaki kurtlar, Talat'ın seçilmesi ile de naralar atmaya başladılar. AKP'li arkadaşlar, adada dahi yaptıkları değişim ve dönüşüm vesilesi ile övünebilirler.
Diyelim ki, Kıbrıs konusunda hiç bir şey okumadık, dinlemedik, meselenini iç yüzünü de hiç bilmiyoruz. Elli yılını Kıbrıs davasına adamış olan Denktaş'ın sahneden çekilmesine kimlerin sevindiğine, kimlerin zil takıp oynadığına bakarak sIhhatli bir sonuç çıkaramaz mıyız?
Evet, "Sayın Denktaş'ın siyasetten çekilmesi olumlu bir adım olmuştur." Kime göre; Rumlara göre, Yunanlılara göre ve Kıbrıs sofrasının başında sulanan ağızları ile bekleyen kart kurtlara göre.
İkibuçuk yıllık AKP iktidarı boyunca biz bu şarkıyı her vesile ile bolca dinledik. AKP iktidarının Batı için, Avrupalılar ve Amerikalılar için biçilmiş bir kaftan olduğunu, umut kapısı olduğunu en önemli adamlarının ağzından dinledik. Bazen başbakanımıza cübbe giydirerek, başına taç takarak, bazen bir papaz heykelinin önüne oturtarak bu duygularını ifade ettiler.
Dedik ya bu şarkının bestecisi aynı, çeşitli zaman ve zeminlerde ısıtılıp ısıtılıp kulağımıza çalınıyor.
Bakalım bize ait bir şarkı, bir beste, bir bestekâr ne zaman çıkacak ve işte bizim şırkımız da bestelenmiştir diyeceğiz?
Şimdilik üstad Necip Fazıl'ın şu şiirini ezberliyelim:
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka alemlere farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve imân;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024