Seçim tarihi yaklaştıkça, seçimlerin temmuz gibi yapılacağı söylentileri yayıldıkça siyasi partilerde bir hareketlilik başladı.İktidarda olan ya da daha önce iktidara gelip de milletimize çözüm sunamamış olan siyasilerin, yaklaşan seçimlerde hangi yüzle seçmeninin ayağına gideceği merak konusu, ama "nasıl olsa icazet milletten değil de, ABD'den, AB'den alınıyor" düşüncesinin rahatlığı içinde olabilirler.Onlara göre AB ve ABD kesenin ağzını açar, toplum mühendislerini gönderir, neyin nasıl yapılacağını gösterir, hatta bunun için belirli bölgelerde ofisler açar, taşeron basını kullanır ve bir şekilde balık hafızalı olan milletimiz onlara oylarını verir. Vermese bile sandık başı oyunlarla başka partilere ait olan oylar "helaldir" diye pay edilir.İşte ülkemizdeki demokrasi(!) gerçeği?Taşeron siyasiler, bugüne kadar hep bu ve benzeri taktikleri uygulamışlar ve başarmışlar, bugün ve yarın da böyle başarılacağını düşünüyorlar.Bugüne kadar gelen siyasilerde gerçek manada proje sunan, milletini ciddiye alarak çözümleri bir bir ortaya koyan ve bu çözümleri hangi kaynaklarla yapacağını söyleyen bir lider gelmediği için milletimizin karamsar olması, güvenini kaybetmesi, bir o parti bir bu parti dolaşması normaldir.Etki-tepki meselesi?Ta ki hayatını kültürel çalışmalarla milletine adayan Prof. Dr. Haydar Baş Bey siyaset sahnesine girene kadar.Haydar Bey gördü ki: Siyasiler elinde bulundurdukları iktidar imkanını yanlış yollarda kullanarak milletine hizmet yerine, bu ülkeyi bölmek, parçalamak ve işgal etmek isteyen küresel güçlere taşeronluk yapıyorlar. Millet fakr u zaruret içinde harap ve bitap?Millete ait olan madenlerimiz, topraklarımız, kamu şirketlerimiz bir bir satılıyor. Milletimiz azınlıklara bölünmek isteniyor, devleti ve milleti korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ise etkisiz kılınmak isteniyor.Ülkemiz hızla Iraklaşmaya, Somalileşmeye, Bosnalaşmaya doğru gidiyor.Karnı aç olan, evi barkı işgal edilmiş, zulme maruz kalmış bir insana neyin eğitimini vereceksiniz?Önce karnını doyuracaksın, bütün iç ve dış tehditlerden arındıracaksın ki, sağlıklı bir toplum oluşturabilesin.Nitekim Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de bunu yapmıştır.Haydar Bey, ülkemizin problemlerini görüyor ve çözüm yollarını düşünüyordu, ümitsizliğe asla düşmüyordu.Gelen basiretsiz ve birbirinin aynı siyasiler sebebiyle ekonomimiz IMF'nin, dış siyasetimiz ABD'nin, iç siyasetimiz ise AB'nin kontrolüne devredilmişti. Gerek ABD, gerekse AB bize baskı yaparken kendilerine olan ekonomik bağımlılığımızı bir maşa olarak kullanıyorlardı.Haydar Bey kolları sıvadı ve klasörler dolusu milli çözmler ortaya koydu.Bu projeler, mevcut siyasilere götürüldü. Normal şartlar altında gerçekten milletine hizmet etmeyi düşünen bir siyasi lider bu projelere hemen atlardı, ama maalesef durum böyle olmadı.Sayın Baş "Siz baş olun biz ayak olmaya hazırız" dedi ve bunu Türkiye çapında yaptığı mitinglerde de, TV konuşmalarında da ilan etti, ama siyasilerden bir cevap bulamadı.Gidilen her siyasi, milliyetçisinden, ulusalcısına, dindarından, liberaline IMF, AB ve ABD dışında herhangi bir çözüm düşünmüyordu. Esasen milletin önüne farklı farklı isimlerde çıksalar da tek bir kalemden çıkmış gibilerdi.Bunun üzerine Haydar Bey, ekibini topladı ve "Arkadaşlar! milletin iradesini meclise taşıma görevi bize düştü" dedi ve sonra da Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kuruldu.Haydar Bey bununla da kalmadı, milli çözümlerini Milli Ekonomi Modeli adında bir eserde topladı ve bu eserle ilgili İstanbul'da ve Bakü'de uluslar arası iki kongre tapıldı. Yüzlerce yerli ve yabancı bilim adamı bu kongrelerde Sayın Baş'ın modelini takdir etti ve "Bu model değil sadece Türkiye'nin, dünyanın problemlerini çözer" dediler. Bir kongre de önümüzde Cuma ve cumartesi günleri Almanya'da yapılacak.Yani Haydar Baş milletine değer verdi ve hiç kimsenin herhangi bir kuşkusu olmaması için elinden geleni yaptı ve yapmaya devam ediyor.Haydar Bey, kadrosuyla demir çarıklarını giydi ve Anadolu'nun her karışını dolaştı, projesini, çözümlerini ortaya koydu, milletine ümit verdi.Milleti de Sayın Baş'ı bağrına bastı, çünkü bu lider farklıydı, sadece seçim zamanı gelmiyor, sürekli koşturuyor, gecesini gündüzüne katıyor, hem proje ortaya koyuyor hem de kaynaklarını açıklıyordu. Kadrosu da eğitimli, siyasetin kirine bulaşmamış, sahasında uzman ve halkın sevdiği kişilerdi.Seçimler yaklaştı, fakat bu seçimler biraz farklı.Her zamanki siyaset anlayışına devam eden, hiçbir çözüm sunmayan, milleti de balık hafızalı kabul eden siyasi partiler bir tarafta; milletine değer vererek akademik düzeyde çözüm ve kaynak sunan, başında yüzlerce yerli ve yabancı bilim adamının Nobel Ekonomi Ödülüne aday gösterdiği bir lider bulunan Bağımsız Türkiye Partisi diğer tarafta.Bir tarafta çözümsüzlük, diğer tarafta çözüm.Umudumuz o ki, milletimiz bu sefer yanılmayacak.Ülkemiz ve milletimiz, hak ettiği liderine kavuşacak.Bunun için milletimiz kullandığı oya sahip çıkmalı, sadece oyuna değil sandığına da sahip çıkmalı. Sandık başındaki küresel oyunları asla unutmamalı.Ki gerçek demokrasi zuhur etsin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024