Bu tartışma niye?

Başbakan Erdoğan ile Ana Muhalefet Partisi CHP'nin lideri Kılıçdaroğlu Perşembe günü bir araya geldi. Bu görüşmede dikkatimi çeken bir ayrıntıyı önemine binaen sizinle paylaşmak istedim.Görüşmede Kılıçdaroğlu, PKK'yla mücadele amacıyla kurulması düşünülen özel güvenlik güçlerinin ordu içinde mi dışında mı olacağını Başbakan'a sorduğunu açıkladı.Bu soruya Başbakan, "Henüz bir karar almadıkları" şeklinde cevap vermiş.Siz bu yazıyı okurken sanırım, Başbakan Erdoğan kurulacak özel güvenlik güçlerinin ordu içinde mi ordu dışında mı olacağını açıklamış olacak.Hükümetin nasıl bir karar alacağı şu an için belli değil, ama gelin bu konuyu biraz irdeleyelim. Burada iki soru var cevaplanması gereken.Özel güvenlik güçlerine gerçekten ihtiyaç var mı?Bu güç ordu içinde mi olmalı, yoksa dışında mı?PKK'yla silahlı mücadelenin gayri nizami harp konusunda eğitimle donatılmış ve teröristle mücadelede profesyonelleşmiş güçlerce yapılması gerektiği konusunda büyük çoğunluğun hem fikir olduğunu söylemek mümkün.Birkaç ay eğitim almış askerlerle yıllardır dağlarda kan kusan teröristlerle mücadele etmek çok zordur ve son yıllarda olduğu gibi çok zayiat vermek kaçınılmazdır.Dolayısıyladır ki terörle mücadelenin geçmişte olduğu gibi özel harekât timleri tarafından yapılması şarttır.Şimdi gelelim özel güvenlik güçlerinin ordu içinde mi yoksa dışında mı olmalı, sorusuna.PKK terörüyle mücadelede böyle profesyonel bir güç kurulacaksa bence silahlı kuvvetlerden ayrı kesinlikle düşünülmemelidir. Kaldı ki Türk Silahlı Kuvvetleri verilen şehitlere rağmen PKK terörüyle elinden geldiğince etkili mücadele etmiştir ve de etmeye devam etmektedir.Yeni kurulacak güvenlik gücünü askere ceza keser gibi ordu dışında düşünmek gelecekte, bugün aklımızın ucundan geçirmediğimiz çok sakıncalı sonuçlar bile doğurabilir.Türkiye'de iç güvenlik polisin dış güvenlik ise askerin sorumluluğundadır. Bu kurumların dışında bir güvenlik gücü ihdas etmekten ne fayda umuluyor anlamak mümkün değildir.Kaldı ki silahlı kuvvetler siyasete bağlıdır ve siyasilerden emir almaktadır. Dolayısıyla ordunun içinde oluşturulacak yeni bir terörle mücadele gücü de talimatları siyasilerden alacaktır.O zaman sorun ne?Sorun, AB'nin ya da ABD'nin isteklerinin yerine getirilmesi olmasın sakın?