Bu millet büyük bir millettir. Kendine döndüğü, kendiyle buluştuğu ve kendini ifade ettiği zaman bu büyüklük hemen ortaya çıkıyor.
20 Mayıs'ta Çağlayan'da büyüdü bir kez daha...
Sadece ve sadece bayraklar rengini verdi mitinge... Bayrak denizine dönmüştü alan... Semadan sadece Ay-Yıldızlı bayrak seyredilebildi...
Bu coşku, bir hasretti. Milletin moral bulduğu, yarınlara ümitle baktığı, krizlerden çıkış yolu bulduğu tarihi bir gün oldu.
Şer cephelerin dahili bedbahtlarla kuşatıp yok etmeye çalıştığı, bölüp-parçalayıp topraklarımızı işgale hazırlandığı, yeni Sevr projelerini sabırsızlıkla dayattığı şu günlerde (tıpkı 1919 Mayıs öncesi gibi) esaret zincirlerini kıran bağımsızlık ruhu İstanbul'da bayraklaştı... Yeniden Kuva-yı Milliye ruhu dirildi...
Her kesimden, her yaştan ve siyasi yelpazenin her tarafından İstanbullular doldurdular meydanı... Yeni bir arayışın içinde idiler. Yeni bir dirilişi soluklamak, kendilerini ifade eden ve kendilerinin içinden bir oluşu arzuluyorlardı. Daha da önemlisi, bir emniyet mensubunun şu tespiti çok manidardır: "Bu miting meydanında çokları geldi geçti. Konuştuklarında, mutlaka bir çok kesim dışarıda kalıyor. Karşı tarafa itiliyordu. Ama bugün burada milletin tamamı kucaklandı, dışarda kimse kalmadı."
İşte Kuva-yı Milliye coşku bu...
Güneş balçıkla sıvanmaz... Basın, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevini yapmadı. Bu milletin yanında yer almadı. Yarım milyona yakın insanın doldurduğu, bayrakların sallandığı bu mitingi yansıtmadı. Aksine örtmeye çalıştı. Ama güneş balcıkla sıvanamazdı... Öyle oldu. Meltem TV, Mesaj TV, Meltem Radyo, Yeni Mesaj Gazetesi güneşe ayna oldular. Tüm Türkiye ve hatta Avrupa'daki Türkler miting heyecanına kapıldılar. Telefonlarla, fakslarla Avrupa'da milli heyecanın doruğa çıktığına da şahit olduk.
Anadolu'nun her tarafından çağrılar var... Bizim bölgemizde de de böyle bir miting düzenlensin... Ankara'dan, Malatya'dan, Rize'den, Kütahya'dan, İzmir'den, Elazığ'dan, Bursa'dan... Yurdun dört bir yanından....
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinlemek, O'nunla buluşmak, ülke meselelerine getirdiği çözümleri bizzat yüzyüze duymak istediler. Ülkenin problemlerine teşhis ve tedaviyi bir arada buldular. Ekranlardan hayranlıkla izledikleri bu insanı bağırlarına kattılar. Büyük milletin bağrından çıkan ve milletine aşık olan bu insanla gururlandılar... "İşte lider" dediler.
Bu millete rehberlik edenlere, ancak millet icazet verebilirdi. Yabancı lobilerden icazet alma yarışına girenlere, yüzbinler "hayır" dedi. kendinden olana, kendi bağrından çıkana, kendinden icazet alana bu millet "evet" dedi ve demeğe devam edecek...
Kuva-yı Milliye yürüyüşü devam ediyor ve başka illere taşınıyor...
Mübarek olsun...
20 Mayıs'ta Çağlayan'da büyüdü bir kez daha...
Sadece ve sadece bayraklar rengini verdi mitinge... Bayrak denizine dönmüştü alan... Semadan sadece Ay-Yıldızlı bayrak seyredilebildi...
Bu coşku, bir hasretti. Milletin moral bulduğu, yarınlara ümitle baktığı, krizlerden çıkış yolu bulduğu tarihi bir gün oldu.
Şer cephelerin dahili bedbahtlarla kuşatıp yok etmeye çalıştığı, bölüp-parçalayıp topraklarımızı işgale hazırlandığı, yeni Sevr projelerini sabırsızlıkla dayattığı şu günlerde (tıpkı 1919 Mayıs öncesi gibi) esaret zincirlerini kıran bağımsızlık ruhu İstanbul'da bayraklaştı... Yeniden Kuva-yı Milliye ruhu dirildi...
Her kesimden, her yaştan ve siyasi yelpazenin her tarafından İstanbullular doldurdular meydanı... Yeni bir arayışın içinde idiler. Yeni bir dirilişi soluklamak, kendilerini ifade eden ve kendilerinin içinden bir oluşu arzuluyorlardı. Daha da önemlisi, bir emniyet mensubunun şu tespiti çok manidardır: "Bu miting meydanında çokları geldi geçti. Konuştuklarında, mutlaka bir çok kesim dışarıda kalıyor. Karşı tarafa itiliyordu. Ama bugün burada milletin tamamı kucaklandı, dışarda kimse kalmadı."
İşte Kuva-yı Milliye coşku bu...
Güneş balçıkla sıvanmaz... Basın, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevini yapmadı. Bu milletin yanında yer almadı. Yarım milyona yakın insanın doldurduğu, bayrakların sallandığı bu mitingi yansıtmadı. Aksine örtmeye çalıştı. Ama güneş balcıkla sıvanamazdı... Öyle oldu. Meltem TV, Mesaj TV, Meltem Radyo, Yeni Mesaj Gazetesi güneşe ayna oldular. Tüm Türkiye ve hatta Avrupa'daki Türkler miting heyecanına kapıldılar. Telefonlarla, fakslarla Avrupa'da milli heyecanın doruğa çıktığına da şahit olduk.
Anadolu'nun her tarafından çağrılar var... Bizim bölgemizde de de böyle bir miting düzenlensin... Ankara'dan, Malatya'dan, Rize'den, Kütahya'dan, İzmir'den, Elazığ'dan, Bursa'dan... Yurdun dört bir yanından....
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinlemek, O'nunla buluşmak, ülke meselelerine getirdiği çözümleri bizzat yüzyüze duymak istediler. Ülkenin problemlerine teşhis ve tedaviyi bir arada buldular. Ekranlardan hayranlıkla izledikleri bu insanı bağırlarına kattılar. Büyük milletin bağrından çıkan ve milletine aşık olan bu insanla gururlandılar... "İşte lider" dediler.
Bu millete rehberlik edenlere, ancak millet icazet verebilirdi. Yabancı lobilerden icazet alma yarışına girenlere, yüzbinler "hayır" dedi. kendinden olana, kendi bağrından çıkana, kendinden icazet alana bu millet "evet" dedi ve demeğe devam edecek...
Kuva-yı Milliye yürüyüşü devam ediyor ve başka illere taşınıyor...
Mübarek olsun...
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019