Calla: Kuzu etiyle yapılan, bol sebzeli bir güveç yemeği

Hem malzemeleriyle hem de pişirme tekniğiyle yöresel kimliğini koruyan Calla, Karamanlılar için sadece bir yemek değil; bir gelenek, bir paylaşım ve bir ritüel.

Calla nedir?

Calla, kuzu etiyle yapılan, bol sebzeli ve uzun süre pişirilen bir güveç yemeğidir. Genellikle toprak tencerelerde hazırlanır ve mahalle fırınlarında, odun ateşinde ağır ağır pişirilir. Bu yöntem, yemeğe eşsiz bir aroma ve kıvam kazandırır.

Calla'nın en belirgin özelliği, tüm malzemelerin çiğden tencereye yerleştirilmesi ve pişirme süresince karıştırılmamasıdır. Bu sayede her malzeme kendi suyunu ve aromasını korur, ortaya nefis bir uyum çıkar.



Malzemeler

Calla'nın malzeme listesi oldukça sade ama etkileyici:

- 1 kg kuzu kuşbaşı et 
- 4–8 adet patlıcan 
- 3–4 adet soğan (tercihen arpacık) 
- 2 baş sarımsak 
- 8–10 adet sivri biber 
- 5 adet domates 
- 2 yemek kaşığı domates salçası 
- Tereyağı ve sıvıyağ 
- Karabiber, pul biber, tuz 

Bu malzemeler, Karaman'ın yazlık pazarlarında kolayca bulunur ve genellikle yerel üreticilerden temin edilir. Bu da yemeğin doğallığını ve yöreselliğini pekiştirir.



Pişirme ritüeli

Calla'nın hazırlanışı, sabır ve özen ister:

1. Tüm sebzeler doğranır, etle birlikte toprak güvece yerleştirilir.
2. Baharatlar ve yağ eklenir, üzerine su gezdirilir.
3. Tencerenin ağzı sıkıca kapatılır ve mahalle fırınına gönderilir.
4. Yaklaşık 2 saat boyunca, odun ateşinde, yavaş yavaş pişirilir.

Bu süreçte tencere açılmaz, karıştırılmaz. Her şey doğanın ve ateşin ritmine bırakılır. Sonuç: Lokum gibi et, suyunu salmış sebzeler ve buram buram Anadolu kokan bir yemek.



Kültürel bağlam

Calla, Karaman'da özellikle bayram sabahlarında, düğünlerde ve misafir ağırlamalarında tercih edilir. Eskiden çocuklar, ellerinde tencerelerle fırına gider, pişen yemekleri büyük bir heyecanla evlerine taşırdı. Bu gelenek, mahalle kültürünü ve dayanışmayı pekiştirirdi.

Lezzetin ötesinde

Calla sadece bir yemek değil; zamana karşı direnen bir kültür mirasıdır. Modern mutfaklarda döküm tencerelerde pişirilse de, asıl lezzetini toprak ve odun ateşinden alır. Her lokmasında Karaman'ın toprağını, suyunu ve insanını hissedersiniz.