Cumhurbaşkanlığı Tarihi isimli 734 sayfalık dev eserde, yakın tarihimize ışık tutan pek çok bilgi ve belge yeralıyor
Cumhurbaşkanlığı'nın Atatürk'ün Doğumunun 125. Yılı Anısına hazırlattığı "Cumhurbaşkanlığı Tarihi" isimli büyük boy 734 sayfalık kitapta, ilk kez gün ışığına çıkartılarak halka sunulan kimi belge ve fotoğrafların orjinalleri ile ilgi çekici anılar da yer alıyor.İşte kitapta yer alan önemli belgeler: Churchill'den İnönü'ye teselli mektubuCelal Bayar'ın kurduğu Demokrat Parti'nin 1950 seçimlerini kazanması ve ardından Cumhurbaşkanı seçilmesinden 8 gün sonra, 31 Mayıs 1950'de İngiliz devlet adamı Winston Churchill'in İsmet İnönü'ye yazdığı duygu dolu kısa mektup da kitapta yer aldı. Mektubuna, "Sayın Generalim, Türk politikasına müdahale etmem yanlış olsa da Türkiye'nin kaderine başkanlık yaptığınız o uzun dönemin kapandığını okuduğum zaman, kişisel nedenlerden dolayı büyük üzüntü duydum" diyerek başlayan Churchill, "Dostane ve samimi görüşmemizi her zaman hatıramda olmakla beraber, siyasi sahneden çekilmenizde en iyi dileklerimi sunuyorum" diyerek bitiriyor.Bayar'dan provokasyon uyarısıKitapta, "Bayar ve İrtica" başlıklı bölümde de Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde, 1957 seçimlerinden önce, kendi seçim bölgesi Bursa'da "Biz Mehdiyiz" diyerek ellerindeki kılıçlarla Ulu Camii'nin minberine tırmananlar, Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil'in ağzından anlatılıyor.Çağlayangil, izinli olduğu için sivil elbisesiyle namaza gelen bir polis memurunun, uyanık cemaatin yardımıyla "yobazları anında hareketsiz kılarak" valiliğe getirdiğini söyledikten sonra, Bayar'ın tepkisini şöyle anlatıyor:"O zamanın Bursa Savcısı aziz dostum Turhan Kapanlı ile soruşturmaya henüz başlamıştık ki, Cumhurbaşkanı Bayar beni telefonla bizzat aradı: Vakayı şimdi öğrendim, dedi. Ne hareketin çabucak bastırılmış olması, ne de yapanların aczi, hadiseyi küçümsemeye sebep teşkil etmemelidir. Vakanın din ve dindarlıkla bir ilgisi yoktur. Bunlar, Müslümanlığın ticaretini ve simsarlığını yapanlardır. Yalnız olamazlar. Mutlaka akıl hocaları, taraftarları, teşvikçileri vardır. Hadisenin mihrakına inmeli ve bütün şebekeyi süratle meydana çıkarmalısınız."Bayar'ın kitaba aktarılan bu sözlerinin son 4 cümlesinin koyu harflerle yazılması da dikkat çekti.Vesikalı ekmek dönemiİnönü'nün eşi Mevhibe Hanım'ın, yardım çalışmalarındaki katkılarını gösteren ve dikiş makinasında çevresindeki kadınlarla birlikte bir şeyler dikerken gösteren bir fotoğraf da kitapta kullanıldı. İkinci Dünya Savaşının kıtlık günlerinde yaşanan sıkıntıların Erdal İnönü'nün ağzından anlatıldığı bölümde, ekmeğin vesika ile dağıtıldığı, 'cinsinin bozulduğu' belirtiliyor. İsmet İnönü'nün halkın yediğinden farklı özel bir ekmeğin masaya geldiğini görünce, onu yemeyerek kaldırttığını Erdal İnönü şöyle anlattı: "Bir gün yemeğe başlarken kim olduğunu hatırlamadığım birisinden özel bir ekmek geldiği söylenerek, güzel görünüşlü değişik bir ekmekten hepimize birer parça koyuldu. Babam önündeki ekmeğin her günkünden farklı olduğunu görünce kaşlarını çattı ve 'Nedir bu, nereden geldi?' diye sordu. Bir tanıdığın gönderdiğini, resmi dağıtımdan alınan undan yapıldığını ve usule aykırı bir durum olmadığını anlattılar. Babam bu açıklamadan tatmin olmadı, 'Kaldırın bunları, herkesten farklı işlem kabul etmem' dedi ve özel ekmekler derhal toplandı."Korutürk'e askerlerden uyarı mektubuBu arada kitapta, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve dönemin kuvvet komutanlarının imzasıyla 27 Aralık 1979'da Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verdikleri uyarı mektubunun orjinal metni de yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın antetli kağıdına yazılan ve üst yazı hariç toplam iki sayfadan oluşan "Türk silahlı Kuvvetlerinin Görüşü" başlıklı metinde kırmızı ve mavi elyazısıyla yazılmış iki not göze çarpıyor. Evren'in başlangıçtaki "sayın Cumhurbaşkanım" ile bitişteki "saygılarımla" ifadelerini kendi el yazısıyla yazdığı üst yazıda, mavi renkle yazılmış el yazısı Korutürk'e ait. Korutürk burada, "27.IX.79 K.larla birlikte görüşmek ve ondan sonra harekete geçmeyi uygun görüyorum ocakta onlarla görüşeceğim 2.I.80" yazdığı görülüyor.Kırmızı mürekkeple yazılmış ve yine 2 Ocak 1980 tarihinin okunduğu, dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Ümit Haluk Bayülken'e ait "HB" paraflı yazı ise şöyle: "Cumhurbaşkanımız mektup ve eki 'Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görüşü' metinlerinin asıllarını kendilerinde alıkoymuşlar, işbu fotokopiyi Genel Sekreterliğimize havale buyurmuşlardır."
Latife Hanım'ın mektubuTürk milletinin Ulu Önderi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'de bir genç kızla tanıştı ve evlendi. 2 yıl, 6 ay, 4 gün birlikte yaşadılar. 25 Ağustos 1925 günü, Latife Hanım "Latife Gazi Mustafa Kemal" olarak çıktığı İzmir'e tekrar "Latife Uşaklıgil" olarak döndü.10 Kasım 1938'de Atatürk saat 9'u 5 geçe hayata gözlerini yumarken, 2.5 yıllık hayat arkadaşı Latife Hanım'ın göğsüne de adeta bir hançer saplandı. Kitapta, Latife Hanım'ın o günkü duygularını satır satır anlatan mektup da gözler önüne serildi. Latife Hanım'ın Atatürk'ün ölümünün ardından 11 Kasım 1938 günü Bern'deki bir hastane odasından Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı orijinal mektubun tam metni şöyle: "Reiscumhur General İsmet İnönü/Ankara: Çok aziz ve muhterem Şefim, bu sabah, aylardan beri yattığım bir hastahane odasında, mutad üzere gelen gazeteleri görünce beynimden vurulmuşa döndüm. On üç senedir çektiğim azabı bütün vicdanıyla tartmış, beni her suretle korumuş olan zatı devletinizin, bu büyük felaketle ne kadar sarsıldığımı tahmin buyuracağına eminim. Şu anda, beni, millet ve memleket adına müteselli eden, O'nun taşıdığı ağır mesuliyetin sizin omuzlarınıza yüklenmiş olmasıdır. Size ne derin bir samimiyetle hitabettiğimi bilirsiniz. Bütün merbutiyetimle daima muvaffakiyet, sıhhat ve uzun ömür dilerken, bu kanatları kırık ve hasta kızınızı şefkat ve himayenizden mahrum etmemenizi rica eder, mübarek ellerinizden öperim.Latife...Adres: F. SadıkLindenhofspital Bern-Suisse"
Cumhurbaşkanlığı'nın Atatürk'ün Doğumunun 125. Yılı Anısına hazırlattığı "Cumhurbaşkanlığı Tarihi" isimli büyük boy 734 sayfalık kitapta, ilk kez gün ışığına çıkartılarak halka sunulan kimi belge ve fotoğrafların orjinalleri ile ilgi çekici anılar da yer alıyor.İşte kitapta yer alan önemli belgeler: Churchill'den İnönü'ye teselli mektubuCelal Bayar'ın kurduğu Demokrat Parti'nin 1950 seçimlerini kazanması ve ardından Cumhurbaşkanı seçilmesinden 8 gün sonra, 31 Mayıs 1950'de İngiliz devlet adamı Winston Churchill'in İsmet İnönü'ye yazdığı duygu dolu kısa mektup da kitapta yer aldı. Mektubuna, "Sayın Generalim, Türk politikasına müdahale etmem yanlış olsa da Türkiye'nin kaderine başkanlık yaptığınız o uzun dönemin kapandığını okuduğum zaman, kişisel nedenlerden dolayı büyük üzüntü duydum" diyerek başlayan Churchill, "Dostane ve samimi görüşmemizi her zaman hatıramda olmakla beraber, siyasi sahneden çekilmenizde en iyi dileklerimi sunuyorum" diyerek bitiriyor.Bayar'dan provokasyon uyarısıKitapta, "Bayar ve İrtica" başlıklı bölümde de Bayar'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde, 1957 seçimlerinden önce, kendi seçim bölgesi Bursa'da "Biz Mehdiyiz" diyerek ellerindeki kılıçlarla Ulu Camii'nin minberine tırmananlar, Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil'in ağzından anlatılıyor.Çağlayangil, izinli olduğu için sivil elbisesiyle namaza gelen bir polis memurunun, uyanık cemaatin yardımıyla "yobazları anında hareketsiz kılarak" valiliğe getirdiğini söyledikten sonra, Bayar'ın tepkisini şöyle anlatıyor:"O zamanın Bursa Savcısı aziz dostum Turhan Kapanlı ile soruşturmaya henüz başlamıştık ki, Cumhurbaşkanı Bayar beni telefonla bizzat aradı: Vakayı şimdi öğrendim, dedi. Ne hareketin çabucak bastırılmış olması, ne de yapanların aczi, hadiseyi küçümsemeye sebep teşkil etmemelidir. Vakanın din ve dindarlıkla bir ilgisi yoktur. Bunlar, Müslümanlığın ticaretini ve simsarlığını yapanlardır. Yalnız olamazlar. Mutlaka akıl hocaları, taraftarları, teşvikçileri vardır. Hadisenin mihrakına inmeli ve bütün şebekeyi süratle meydana çıkarmalısınız."Bayar'ın kitaba aktarılan bu sözlerinin son 4 cümlesinin koyu harflerle yazılması da dikkat çekti.Vesikalı ekmek dönemiİnönü'nün eşi Mevhibe Hanım'ın, yardım çalışmalarındaki katkılarını gösteren ve dikiş makinasında çevresindeki kadınlarla birlikte bir şeyler dikerken gösteren bir fotoğraf da kitapta kullanıldı. İkinci Dünya Savaşının kıtlık günlerinde yaşanan sıkıntıların Erdal İnönü'nün ağzından anlatıldığı bölümde, ekmeğin vesika ile dağıtıldığı, 'cinsinin bozulduğu' belirtiliyor. İsmet İnönü'nün halkın yediğinden farklı özel bir ekmeğin masaya geldiğini görünce, onu yemeyerek kaldırttığını Erdal İnönü şöyle anlattı: "Bir gün yemeğe başlarken kim olduğunu hatırlamadığım birisinden özel bir ekmek geldiği söylenerek, güzel görünüşlü değişik bir ekmekten hepimize birer parça koyuldu. Babam önündeki ekmeğin her günkünden farklı olduğunu görünce kaşlarını çattı ve 'Nedir bu, nereden geldi?' diye sordu. Bir tanıdığın gönderdiğini, resmi dağıtımdan alınan undan yapıldığını ve usule aykırı bir durum olmadığını anlattılar. Babam bu açıklamadan tatmin olmadı, 'Kaldırın bunları, herkesten farklı işlem kabul etmem' dedi ve özel ekmekler derhal toplandı."Korutürk'e askerlerden uyarı mektubuBu arada kitapta, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve dönemin kuvvet komutanlarının imzasıyla 27 Aralık 1979'da Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verdikleri uyarı mektubunun orjinal metni de yer aldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın antetli kağıdına yazılan ve üst yazı hariç toplam iki sayfadan oluşan "Türk silahlı Kuvvetlerinin Görüşü" başlıklı metinde kırmızı ve mavi elyazısıyla yazılmış iki not göze çarpıyor. Evren'in başlangıçtaki "sayın Cumhurbaşkanım" ile bitişteki "saygılarımla" ifadelerini kendi el yazısıyla yazdığı üst yazıda, mavi renkle yazılmış el yazısı Korutürk'e ait. Korutürk burada, "27.IX.79 K.larla birlikte görüşmek ve ondan sonra harekete geçmeyi uygun görüyorum ocakta onlarla görüşeceğim 2.I.80" yazdığı görülüyor.Kırmızı mürekkeple yazılmış ve yine 2 Ocak 1980 tarihinin okunduğu, dönemin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Ümit Haluk Bayülken'e ait "HB" paraflı yazı ise şöyle: "Cumhurbaşkanımız mektup ve eki 'Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görüşü' metinlerinin asıllarını kendilerinde alıkoymuşlar, işbu fotokopiyi Genel Sekreterliğimize havale buyurmuşlardır."
Latife Hanım'ın mektubuTürk milletinin Ulu Önderi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'de bir genç kızla tanıştı ve evlendi. 2 yıl, 6 ay, 4 gün birlikte yaşadılar. 25 Ağustos 1925 günü, Latife Hanım "Latife Gazi Mustafa Kemal" olarak çıktığı İzmir'e tekrar "Latife Uşaklıgil" olarak döndü.10 Kasım 1938'de Atatürk saat 9'u 5 geçe hayata gözlerini yumarken, 2.5 yıllık hayat arkadaşı Latife Hanım'ın göğsüne de adeta bir hançer saplandı. Kitapta, Latife Hanım'ın o günkü duygularını satır satır anlatan mektup da gözler önüne serildi. Latife Hanım'ın Atatürk'ün ölümünün ardından 11 Kasım 1938 günü Bern'deki bir hastane odasından Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı orijinal mektubun tam metni şöyle: "Reiscumhur General İsmet İnönü/Ankara: Çok aziz ve muhterem Şefim, bu sabah, aylardan beri yattığım bir hastahane odasında, mutad üzere gelen gazeteleri görünce beynimden vurulmuşa döndüm. On üç senedir çektiğim azabı bütün vicdanıyla tartmış, beni her suretle korumuş olan zatı devletinizin, bu büyük felaketle ne kadar sarsıldığımı tahmin buyuracağına eminim. Şu anda, beni, millet ve memleket adına müteselli eden, O'nun taşıdığı ağır mesuliyetin sizin omuzlarınıza yüklenmiş olmasıdır. Size ne derin bir samimiyetle hitabettiğimi bilirsiniz. Bütün merbutiyetimle daima muvaffakiyet, sıhhat ve uzun ömür dilerken, bu kanatları kırık ve hasta kızınızı şefkat ve himayenizden mahrum etmemenizi rica eder, mübarek ellerinizden öperim.Latife...Adres: F. SadıkLindenhofspital Bern-Suisse"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.