Günlük hayatımızda ne çok stres ve sıkıntı ile yüzleşiyoruz.Teknolojinin o acımasız müşfik pençesi her dakika gönül yüzümüzü törpüler durur.Öyle esir aldı ki bizi, halimizi en güzel; "Ne senden vazgeçerim ne meyhaneden" şarkısı anlatır. Ne onsuz oluyor ne onunla.Çevre ve Cenevre hakeza.Geçim darlığı,Hane zarlığı,Eş zırlığı,Evsahibi pazarlığı derken patlama noktasına kadar varıyor insan.Takımı zorlu sınava çıkmış antrenöre bakıyorum dün gece.Ağzındaki sakız tek tesellisi.Öyle aşk ile çiğniyor ki, görmek lazım.Onunla tatmin ediyor kendisini.Heyecanını onunla, sakızla yatıştırıyor.Bir başkası ıslık çalarak,Bir diğeri sesli şarkı-türkü söylemeyi tek çıkış yolu bulmuş.Avazı çıktığı kadar bağırmak,Bütün bunlar bir anlık, bir anlık olduğu kadar da boş hoşluklardır.Gelin biz kalıcı, kalıcı olduğu kadar her derdin ilacı bir çözüme sarılalım.Dış dünyamızdan önce iç alemimizi sulh-ü sükûna kavuşturacak bir tedaviye başlayalım.Bu öyle bir tedavi ki, hiçbir komplikasyonu da yok.Bir yanımızı onarırken diğer yanımızı onulmaz hale sokmuyor.Bu öylesine bir ilaç ki, her saat alınabiliyor.Her halde,Her ahvalde kullanılabiliyor.Gelin bu ilacı kullanalım."Tesbih" ilacını yani.Alalım elimize bir tesbih.Günde o tesbih miktarınca "Es-tağfirullah" diyelim.Yani kalb sarayımızın, bir başka ifadeyle padişahlar padişahının teşrif ettiği mekanının kalın tozlarını bu "istiğfar" süpürgesi ile süpürelim.Peki kalın tozların yanında ince tozlar ne olacak?Onları da "El-hamdülillah" toz beziyle silip mekanı sahibine en uygun hale getirelim.Sizin anlayacağınız bir tesbih; "Es-tağfirullah, e-l hamdülillah" diyelim.Neye?Yaptığımız her yanlışa.Kalb sarayımıza yakışmayan her kire.Riyaya,Kibre,Gurura,Kine,Kısaca 'mâ-sivâ'ya"(Mâ-sivâ; mâ sivellah'ın kısaltılmışı. Manası "Allah'tan gayri herşe.)Bitirdik mi kalb sarayının temizliğini yan gelip yatmak yok.Hiç ara vermeden iç mimariye başlayalım.Neyle mi?Allah ve meleklerinin yaptığı, yapmakla bırakmayıp biz kulların da yapmasını istediğiyle.Yani; "Allahümme salli alâ muhammed'in ve alâ âli muhammed" diyerek.Halkın tabiriyle bir tesbih "salavât" okuyalım.Bu okuduğumuz "salevât" en büyük ve en dehşetli muhakemenin yapılacağı "mehkeme-yi rûz-i ceza" duruşmasının tek yetkili avukatı olan Hz. Muhammed(sav)'e o gün için vekalet vermektir.Bu güzel cümlenin sahibi Prof. Dr Haydar Baş hocama da selam olsun, bu arada.Yani; bir tesbih "Allahümme salli alâ muhammed'in ve alâ âli muhammed" diyelim. Ama ashabı ve ev halkını da unutmayalım.Yani en sonuna da; "ve sahbihî ve sellim" ekleyelim.Sonra iş geliyor içi müsait hale gelmiş saraya layık tefrişat, tezyinat, tenvirat.Yani, "Lâ ilahe illellah" kelime-i tevhidini sermek, yerleştirmek, oturtmak, koymak, döşemek. Bunun için de bir tesbih "Lâ ilahe illellah" kelime-i tevhidini söylemek.Unutmayalım, sonunda "muhammed'ür resulüllah" olmayan "Lâ ilahe illellah" geçerli değildir.Çünkü "Lâ ilahe illellah" bize "muhammed'ür resulüllah" tarafından getirildi."Lâ ilahe illellah" diyebilen "muhammed'ür resulüllah" demekte zorlanmaz. "Muhammed'ür resulüllah" söyleyemeyene de "Lâ ilahe illellah" kelime-i tevhidini Allah söyletmez.Çünkü O Yüce Allah Kur'an'ında; "Muhammed'ür resulüllah" söylemeyen için "o mutlaka kafirdir" buyurdu.Siz söyleyin şimdi; kullarının küfre düşmemesi için sayısız peygamber gönderen Allah "mutlak küfür" ilan ettiği bir işi, yani "Muhammed'ür resulüllah" denmemesini kullarına yaptırır mı?Yaptırmaz.Peki; "son nefesi 'Lâ ilahe illellah' olan" derken ne anlayacağız?Tevhid üzre ölümü başarmayı anlayacağız.Yani şirke bulaşmayan, "diyalog" işine kalkışmayan, Muhammed'in (as) getirdiği dini ve ölçüleri kabul ederek ruhunu teslim etmeyi başaranı anlayacağız.Onun anlamı bu.Çünkü adı üstünde kelime-i tevhid. İkisi birden olursa kelime-i tevhid olur.Tıpkı kelime-i şahadet de bunun gibidir.Parola ve işaret de diyebiliriz buna.Parola "Lâ ilahe illellah", işareti; "Muhammed'ür resulüllah". Böyle de diyebiliriz.Pekiiii.İstiğfar ile tertemiz yaptığımız,"salavat" ile iç dizaynını yapıp, kelime-i tevhid ile tefriş yaptığımız yere artık sahibinin teşrif etmesine sıra geldi.Allah! Allah! Allah!Bir tesbih de bunun için.Bir eksiğimiz kaldı.Tilavet-i Kur'an.Kur'an okumak.Kur'an olsun da ne olursa olsun.Ama biz şöyle yapalım mı?Hz. Peygamber (as) tarafından hem de Yüce Allah kasemle Kur'an'ın üçte biri ilan edilen İhlas Sûresi'ni okuyalım. O aynı zamanda "Kur'an'ın nurudur." Hem "yedi sema ve yedi arz onun üzerine tesis edildi." Bütün bu ifadeler Hz. Peygamber'e (as) ait.Bütün bu ölçüleri esas alıp bir tesbih de İhlas Sûresi okuyalım.Peki bir kahvenin "kırk yıl" hatırı olur da bu kadar kıymeti bir hazineyi bize kadar ulaştıranlara bir kahvelik teşekkür etmeyecek miyiz?İyi de onlar kahveyi nasıl içsin derseniz, derim ki onların kahvesi duadır.Kuru dua da olmayacağına göre bir Fatiha, imkan varsa buna üç de İhlâs ekleyelim ve bize kadar bu güzellikleri ulaştıranların ruhuna hibe edelim.Özetle;Bunca sıkıntı ve stresten kurtulmak için;Bir tesbih;"Es-tağfirullah, el-hamdu lillah",Bir tesbih; "Allahümme salli alâ muhammed'in ve alâ âli muhammed",Bir tesbih; "Lâ ilâhe illellah" (Sonuna "Muhammed'ür resulüllah")Bir tesbih; Allah! Allah! Allah!Bir tesbih; İhlas Suresi.Ve en sonunda teşekkür duası.Yapın, eğer bire bir, yüzde yüz netice alamazsanız ben buradayım efendim.Allah şimdiden kabul etsin.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024