Bazı ayrıntılar hemen cümle aralarında kaybolur gider. Aslında onlar ayrıntı değil, esasında kendisidir çoğu zaman.
Her isteğini emr-u ferman kabul edip baş üstüne dediğimiz Bush, AB konusunda devreye girmişti (hay inanırsam).
Günlerce fiyonklu, süslü püslü ve ağır paslı bu yalanı dinledik.
Ne zaman ABD'nin âli, Türkiye'nin tâli menfaatleri söz konusu olsa, zaafımızı çok iyi bilen Bush, hemen o sihirli cümleyi tekrarlardı; "Siz benim arzularımı yerine getirin ben de sizin AB'ye girişinizi dehleyeyim."
Yalakalık konusunda özel eğitim almış, kredi, teşvik tutkunu medya bir hafta bu yalanı manşetlere taşırdı, tabi bu ara coni de istediğini aşırdı.
Bu kara mizah kara sevda aylarca böyle devam etti.
Ta ki, AB denen oluşumda oldukça yaptırım-ettirim gücü olan Fransa'nın Cumhurbaşkanı Chirrrak konuşana kadar.
Dedi ki Fransa Cumhurbaşkanı Chirrac;
Oğlum Bush bu hikayeleri artık bırrrak.
Sokma burunu olur-olmaz her yere,
Mikrop kapar da ucu olur sonra yara bere.
Bulunmaz gerçi dünyada mikrobun senden âlâsı,
Yutmaz bu numaraları Chirrac'ın halası.
Kalkışma boyundan büyük işlere,
Yoksa dolgu yaparsın çürük dişlere.
Daha iyi olur bakarsan kendi işine,
Git tanış sen kendi papazına, keşişine.
AB'yi Irak'la karıştırırsan edersin ayıp,
Belki bilmezsin; değil benim adım Tayyip.
Biz kolay yutmayız bu numaraları,
Böyle serin kalsın fazla açmayalım araları.
Uzar gider Bush ile Chirrac arasındaki niza
Çok oldu edeli donuna bizim rıza...
Bir anda tuttu şairliğim oldum ozan,
Amma da çokmuş bizde ordu bozan.
Ne güzel de gidiyordu AB maceramız,
Bir anda duyuldu bizim numaramız.
Bakalım bundan sonra ne yazar yalaka takımı,
Ele veren talkını kendi yutarken salkımı.
Kısaca AB gibi ABD de süslü bir yalanmış,
Bir an da olsa bizimkiler bol bol pırasa yalanmış.
Bir anlık hayali cihana değer AB'nin.
Çeken olur kulağını mutlaka Chirac ağabeyinin."
Ya, işte böyle geçti bir NATO zirvesi. Bana göre de zirveye damgasını vuran zırva da Chirac'ın bu cümlesinde saklı; "Oğlum Bush, burnunu seni ilgilendirmeyen işlere sokma. Biz ABD'nin işlerine karışıyor muyuz da sen kalktın, bizim iç meselelerimize karışıyorsun?"
Medya bu olayı, yalakalığına hale, zarar gelmesin diye yine es geçecek.
Ama bana göre üzerinde çok düşünmek lazım.
Yine de siz bilirsiniz.
Basından...
On milyon yoksulumuz var. (medya)
Sıkın dişinizi, ne kaldı şunun şurasında? Aralık'ta müzakere tarihi alma ihtimalimiz on milyonda bir. Aralıkta müzakere tarihini alacağız. Bu on sene sonra da olur, yirmi sene sonra da olur. Bu on milyon işsizin bir kısmı, açlıktan, kazalardan, yangında, kolesterolden, tansiyonda ve pansiyondan ölecek nasıl olsa. Geri kalanına da AB meccanen yardım gönderecek, yiyip içecekler. Hele bir girelim bu AB'ye bakın sıra gelecek mi vay be'ye.
*
Bayındırlık ve İskan Bakanı Ergezen: Delinen vicdanlar nasıl düzelecek? (medya)
Kolayı var Bakanım; dolarla tıkarsınız delik vicdanları, delik melik kalmaz.
Ne demişler çivi çiviyi söker,
Huysuz inek sütünü döker..
O delikler dolar yüzünden oluşmadı mı vicdanlarda?
Parayla tıkamaktan dana kalıcı ve etkili ne olabilir ki?
*
En büyük çamaşır makinesi Türkiye'de. (medya)
Normaldir, en fazla kirli çamaşır Türkiye'de olunca...
*
Bush İstanbul'da çeşitli dinlerin mensuplarıyla görüştü. (medya)
"Yumuşak halife'den" selam mı getirdi yoksa?
*
Cemil Çiçek; Masaya yumruk vurma devri bitti. (medya)
Masa devrildi, sizin anlayacağınız.
Her isteğini emr-u ferman kabul edip baş üstüne dediğimiz Bush, AB konusunda devreye girmişti (hay inanırsam).
Günlerce fiyonklu, süslü püslü ve ağır paslı bu yalanı dinledik.
Ne zaman ABD'nin âli, Türkiye'nin tâli menfaatleri söz konusu olsa, zaafımızı çok iyi bilen Bush, hemen o sihirli cümleyi tekrarlardı; "Siz benim arzularımı yerine getirin ben de sizin AB'ye girişinizi dehleyeyim."
Yalakalık konusunda özel eğitim almış, kredi, teşvik tutkunu medya bir hafta bu yalanı manşetlere taşırdı, tabi bu ara coni de istediğini aşırdı.
Bu kara mizah kara sevda aylarca böyle devam etti.
Ta ki, AB denen oluşumda oldukça yaptırım-ettirim gücü olan Fransa'nın Cumhurbaşkanı Chirrrak konuşana kadar.
Dedi ki Fransa Cumhurbaşkanı Chirrac;
Oğlum Bush bu hikayeleri artık bırrrak.
Sokma burunu olur-olmaz her yere,
Mikrop kapar da ucu olur sonra yara bere.
Bulunmaz gerçi dünyada mikrobun senden âlâsı,
Yutmaz bu numaraları Chirrac'ın halası.
Kalkışma boyundan büyük işlere,
Yoksa dolgu yaparsın çürük dişlere.
Daha iyi olur bakarsan kendi işine,
Git tanış sen kendi papazına, keşişine.
AB'yi Irak'la karıştırırsan edersin ayıp,
Belki bilmezsin; değil benim adım Tayyip.
Biz kolay yutmayız bu numaraları,
Böyle serin kalsın fazla açmayalım araları.
Uzar gider Bush ile Chirrac arasındaki niza
Çok oldu edeli donuna bizim rıza...
Bir anda tuttu şairliğim oldum ozan,
Amma da çokmuş bizde ordu bozan.
Ne güzel de gidiyordu AB maceramız,
Bir anda duyuldu bizim numaramız.
Bakalım bundan sonra ne yazar yalaka takımı,
Ele veren talkını kendi yutarken salkımı.
Kısaca AB gibi ABD de süslü bir yalanmış,
Bir an da olsa bizimkiler bol bol pırasa yalanmış.
Bir anlık hayali cihana değer AB'nin.
Çeken olur kulağını mutlaka Chirac ağabeyinin."
Ya, işte böyle geçti bir NATO zirvesi. Bana göre de zirveye damgasını vuran zırva da Chirac'ın bu cümlesinde saklı; "Oğlum Bush, burnunu seni ilgilendirmeyen işlere sokma. Biz ABD'nin işlerine karışıyor muyuz da sen kalktın, bizim iç meselelerimize karışıyorsun?"
Medya bu olayı, yalakalığına hale, zarar gelmesin diye yine es geçecek.
Ama bana göre üzerinde çok düşünmek lazım.
Yine de siz bilirsiniz.
Basından...
On milyon yoksulumuz var. (medya)
Sıkın dişinizi, ne kaldı şunun şurasında? Aralık'ta müzakere tarihi alma ihtimalimiz on milyonda bir. Aralıkta müzakere tarihini alacağız. Bu on sene sonra da olur, yirmi sene sonra da olur. Bu on milyon işsizin bir kısmı, açlıktan, kazalardan, yangında, kolesterolden, tansiyonda ve pansiyondan ölecek nasıl olsa. Geri kalanına da AB meccanen yardım gönderecek, yiyip içecekler. Hele bir girelim bu AB'ye bakın sıra gelecek mi vay be'ye.
*
Bayındırlık ve İskan Bakanı Ergezen: Delinen vicdanlar nasıl düzelecek? (medya)
Kolayı var Bakanım; dolarla tıkarsınız delik vicdanları, delik melik kalmaz.
Ne demişler çivi çiviyi söker,
Huysuz inek sütünü döker..
O delikler dolar yüzünden oluşmadı mı vicdanlarda?
Parayla tıkamaktan dana kalıcı ve etkili ne olabilir ki?
*
En büyük çamaşır makinesi Türkiye'de. (medya)
Normaldir, en fazla kirli çamaşır Türkiye'de olunca...
*
Bush İstanbul'da çeşitli dinlerin mensuplarıyla görüştü. (medya)
"Yumuşak halife'den" selam mı getirdi yoksa?
*
Cemil Çiçek; Masaya yumruk vurma devri bitti. (medya)
Masa devrildi, sizin anlayacağınız.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024