Amerika'ya yönelik saldırılar Çin'de de geniş çaplı yankı uyandırdı. Tabii ki resmi düzeyde uluslararası kamuoyunda tepki yaratabilecek türden açıklamalardan kaçınıldı, ancak son saldırıların yaratabileceği sempati Çin'in Amerika'ya duyduğu şüpheleri silmiş değil.
Çin'deki bazı gazeteler, sanat ve magazin dergileri haftanın en çok satan müzik CD'si ve film VCD'si listeleri yayınlarlar. Büyük mağazalarda ve müzik dükkanlarında da genellikle bu CD'ler çalınır, VCD'ler oynatılır.
ABD'deki eylemlerin hemen akabinde, en çok satanlar standında ve televizyonda 11 Eylül'de Amerika'da gerçekleşen saldırıların görüntüleri vardı. VCD'nin kapağında da 'Amerika'ya saldırının arkasında kim var?' diye yazıyordu.
Çin gazetelerinin 12 Eylül'deki ortak manşeti 'Terör, ABD'yi kalbinden vurdu' şeklindeydi.
Çin liderleri, bu saldırıları kınadıklarını belirtirlerken ABD de dahil uluslararası toplumla terörle mücadele konusundaki istişare ve işbirliğini arttırmak istediklerini ifade ettiler.
Amerika'nın Afganistan'a yönelik olası harekatı gündeme gelince Çin yönetimi de koşullarını sıraladı:
* Öncelikle kesin deliller elde edilmeli,
* Harekat masum sivillere zarar vermemeli,
* En önemlisi Birleşmiş Milletler Tüzğü'ne ve genel kabul gören uluslararası kurallara uygun olmalı.
Amerikan Wall Street Journal ve Washington Post gazetelerinde yer alan Çin'in Taliban'a düzenli diplomatik misyon yolladığı, baraj ve telefon şebekesi inşaatlarında yardım ettiği şeklindeki iddialar ile İngiliz Guardian gazetesindeki Usame Bin Laden'in Çin'de olduğu şeklindeki haberine tepkiler Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından dile getirildi. Hatta, biraz kızgın bir dille. Zira, Sözcü, bu haberleri yazanları 'mesleki ahlaktan yoksun' ve 'kötü niyetli' kişiler olarak niteledi.
Çin basını ve halkı ise New York ve Washington'daki saldırıların kurbanları arasında kaç Çinli bulunduğunu daha çok merak etti.
Amerikan Başkanı George W.Bush'un Ekim ayında Çin'e yapmayı planladığı ziyaret ikili ilişkilerdeki krizin aşılması için bir fırsat olarak görülüyordu.
Çin, Japonya ve Güney Kore ziyaretlerinin ertelenmesine karşın Bush'un Şanghay'daki APEC Gayrıresmi Liderler Zirvesi'ne katılacağının ve burada Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin ile ikili görüşme yapacağının açıklanması bir teselli oldu. Zira, Yeni Çin Haber Ajansı'nın yayınladığı Cankao Xiaxi adlı gazete yer alan yorumda Bush'un ziyaretinin ve teröre karşı mücadelenin gündeme gelmesinin Çin-Amerikan ilişkilerinin düzeltilmesi için bir fırsat olduğu ve Bush'un bu fırsattan yararlanması gerektiği savunuluyordu. Çin halkının Amerika'ya şüpheyle baktığı kaydedilen yorumda ABD'nin teknolojide ve askeri alanda Çin'i rakip görmemesi ve Tayvan'a silah satışını durdurması gerektiği de ifade ediliyordu.
Çin'in, Amerika'nın muhtemel harekatına vereceği destek için tahmin yürütürken iki ülke arasındaki en hassas sorunun Tayvan konusu olduğunu unutmamak gerekir. Amerika'nın Ulusal ve Bölgesel Füze Savunma Planları ve Çin'in bu konudaki muhalefeti de gözönüne alındığında Çin'in ABD'nin Pasifik'teki askeri varlığından rahatsız olduğu rahatlıkla söylenebilir. Çin, doğusundaki bu rahatsızlığın, batısında da konuşlanmaması için Amerika'nın harekatına boyut ve zaman açıısndan sınırlama getirilmesi talebinde bulunabilir.
Eski bir Çinli diplomatın şu sözleri dikkat çekici:
"Biz, terörizme karşı tutumumuzu ve Amerika'nın harekatına Birleşmiş Milletler Şemsiyesi altında destek verceğimizi açıkça belirttik. Ama, harekatın liderliği yalnızca ABD veya NATO'da olursa bizim tutumumuz da değişebilir."
Çin'deki bazı gazeteler, sanat ve magazin dergileri haftanın en çok satan müzik CD'si ve film VCD'si listeleri yayınlarlar. Büyük mağazalarda ve müzik dükkanlarında da genellikle bu CD'ler çalınır, VCD'ler oynatılır.
ABD'deki eylemlerin hemen akabinde, en çok satanlar standında ve televizyonda 11 Eylül'de Amerika'da gerçekleşen saldırıların görüntüleri vardı. VCD'nin kapağında da 'Amerika'ya saldırının arkasında kim var?' diye yazıyordu.
Çin gazetelerinin 12 Eylül'deki ortak manşeti 'Terör, ABD'yi kalbinden vurdu' şeklindeydi.
Çin liderleri, bu saldırıları kınadıklarını belirtirlerken ABD de dahil uluslararası toplumla terörle mücadele konusundaki istişare ve işbirliğini arttırmak istediklerini ifade ettiler.
Amerika'nın Afganistan'a yönelik olası harekatı gündeme gelince Çin yönetimi de koşullarını sıraladı:
* Öncelikle kesin deliller elde edilmeli,
* Harekat masum sivillere zarar vermemeli,
* En önemlisi Birleşmiş Milletler Tüzğü'ne ve genel kabul gören uluslararası kurallara uygun olmalı.
Amerikan Wall Street Journal ve Washington Post gazetelerinde yer alan Çin'in Taliban'a düzenli diplomatik misyon yolladığı, baraj ve telefon şebekesi inşaatlarında yardım ettiği şeklindeki iddialar ile İngiliz Guardian gazetesindeki Usame Bin Laden'in Çin'de olduğu şeklindeki haberine tepkiler Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından dile getirildi. Hatta, biraz kızgın bir dille. Zira, Sözcü, bu haberleri yazanları 'mesleki ahlaktan yoksun' ve 'kötü niyetli' kişiler olarak niteledi.
Çin basını ve halkı ise New York ve Washington'daki saldırıların kurbanları arasında kaç Çinli bulunduğunu daha çok merak etti.
Amerikan Başkanı George W.Bush'un Ekim ayında Çin'e yapmayı planladığı ziyaret ikili ilişkilerdeki krizin aşılması için bir fırsat olarak görülüyordu.
Çin, Japonya ve Güney Kore ziyaretlerinin ertelenmesine karşın Bush'un Şanghay'daki APEC Gayrıresmi Liderler Zirvesi'ne katılacağının ve burada Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin ile ikili görüşme yapacağının açıklanması bir teselli oldu. Zira, Yeni Çin Haber Ajansı'nın yayınladığı Cankao Xiaxi adlı gazete yer alan yorumda Bush'un ziyaretinin ve teröre karşı mücadelenin gündeme gelmesinin Çin-Amerikan ilişkilerinin düzeltilmesi için bir fırsat olduğu ve Bush'un bu fırsattan yararlanması gerektiği savunuluyordu. Çin halkının Amerika'ya şüpheyle baktığı kaydedilen yorumda ABD'nin teknolojide ve askeri alanda Çin'i rakip görmemesi ve Tayvan'a silah satışını durdurması gerektiği de ifade ediliyordu.
Çin'in, Amerika'nın muhtemel harekatına vereceği destek için tahmin yürütürken iki ülke arasındaki en hassas sorunun Tayvan konusu olduğunu unutmamak gerekir. Amerika'nın Ulusal ve Bölgesel Füze Savunma Planları ve Çin'in bu konudaki muhalefeti de gözönüne alındığında Çin'in ABD'nin Pasifik'teki askeri varlığından rahatsız olduğu rahatlıkla söylenebilir. Çin, doğusundaki bu rahatsızlığın, batısında da konuşlanmaması için Amerika'nın harekatına boyut ve zaman açıısndan sınırlama getirilmesi talebinde bulunabilir.
Eski bir Çinli diplomatın şu sözleri dikkat çekici:
"Biz, terörizme karşı tutumumuzu ve Amerika'nın harekatına Birleşmiş Milletler Şemsiyesi altında destek verceğimizi açıkça belirttik. Ama, harekatın liderliği yalnızca ABD veya NATO'da olursa bizim tutumumuz da değişebilir."