Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi bünyesinde 1990 yılında kurulan oyuncak müzesi, çeşitli yıllara ait 2 binin üzerinde oyuncakla, çocuklara renkli bir dünyanın kapılarını açıyor Üniversiteye bağlı Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi kapsamında kurulan müzedeki Türkiye'nin yanı sıra çeşitli ülkelerden toplanmış materyaller, oyun ve oyuncak türlerinin farklı kültürlerde benzer özellikler gösterdiğini ortaya koyuyor. Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Artar, yüklenen işlev ne olursa olsun oyuncakların, yapıldıkları çağın aynası konumunda olduklarını söyledi. Müzenin, yaşanan hızlı değişim süreci içinde kaybolma tehdidi altındaki oyuncakların korunması ve oyuncaklar aracılığıyla sanayi, kültür ve eğitim tarihi konusunda araştırmalar yapılması amacıyla kurulduğunu belirten Artar, öncelikli hedeflerinin, çocuklara tarih bilinci kazandırmak, kuşaklar arasında ilişki kurulmasına yardımcı olmak ve oyuncağın çocuk gelişimindeki önemini vurgulamak olduğunu bildirdi. Yetişkinler de geliyorArtar, müzedeki oyuncakların, geleneksel, fabrikasyon, yabancı oyuncaklar, antik oyuncaklar ve yeni oyuncaklar olarak 5 ayrı kategoride sergilendiğini ifade ederek, "Müzemiz, bütün bu oyuncakların tarihini, toplumsal ve kültürel işlevini araştırma görevini üstlenmiş bilimsel bir kuruluştur" diye konuştu. Oyuncakların farklı coğrafyalarda benzer şekillerde ortaya çıktığını, bunun oyuncakta da moda olgusunun etkili olduğunu gösterdiğini kaydeden Artar, özellikle fabrikasyon oyuncaklarda bu etkinin daha fazla gözlendiğini ileri sürdü. Müzenin, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de ilgisini çektiğini anlatan Artar, özellikle teknolojinin henüz egemen olmadığı yıllara ait oyuncakların geçmişteki oyunları ve bu oyunların keyfini yeniden hatırlattığını kaydetti. Oyuncakların tarihiArtar, müzede bez bebeklerden kurşun askerlere, topaçtan, sapana, toprak kumbaralara kadar çok farklı türde oyuncakların bulunduğunu dile getirerek, özellikle 1890 yılında yapılmış porselen bebek evinin,ziyaretçilerin ilgisini çektiğini ifade etti. Öncelikli amaçlarının, çocukların müze ve oyuncak kavramlarını buluşturarak müzelere olan ilgilerini artırmak olduğunu anlatan Artar,şöyle devam etti: "Baharın gelmesiyle birlikte ziyaretçi sayımız oldukça artar. Okullar, okul öncesi eğitim merkezleri müzemizi sık sık ziyaret ederler. Hatta her yıl yeniden ziyaret eden okullar bile var. Ayrıca çeşitli illerden Ankara'ya gelen okulların da gezi programlarında mutlaka yer alırız. En fazla ilgiyi, ilkokul 1 ve 2'inci sınıflar ile okul öncesi grubu gösteriyor. Müzeye yönelik en büyük hayalimiz ise buranın ayrı bir binaya sahip olması, kapsamlı bir çocuk kültürü merkezine dönüştürülmesi."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.