30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi Osmanlı'yı yenik devlet durumuna getirirken, Sevr Antlaşması da korkunç bir gelecek olarak onu izlemiştir. Sevr'in imzalanmasından önce toplanan Devlet Şûrası'nın tek üyesi dışındakiler, Sevr'in koşullarını uygun görmüşlerdir. Topçu Generali Batumlu Ali Rıza Paşa, Sevr'e muhalefetle, onu reddederek onurla tarihe geçmiştir.
19 Mayıs 1919 günü Samsun'dan başlatılan bir direnç, Sevr Antlaşması'nı kaldırıp atmak amacına yönelikti. Lozan zaferiyle Anadolu İhtilali başarıldı. İşte bu sonucun içinde öylesine aşamalar vardı ki, yeni kurulan devlet bu aşamalardan güç aldı. 19 Mayıs 1919, 23 Nisan 1920, 30 Ağustos 1922 ve 29 Ekim 1923 tarihleri ulusal bayramları meydana getirdi.
Dünyayı işgal ederek sömürmek üzere her kıta parçasına el atanlar, ilk kez Anadolu'da gerilemişlerdir. Kurtuluş Savaşı, dünyanın tüm mazlum milletlerine örnek olmuştur. Lozan Antlaşması'yla hukuksal varlığını onaylayan bir ülke varlığı, dünyada onurla yer almıştır. 29 Ekim 1923 cumhurun, yani halkın yönetimi üstlenmesidir. Atatürk'ün deyişiyle: "En büyük bayramdır." Egemenliğin kayıtsız-koşulsuz millete ait olması cumhuriyetimizin temel niteliğidir. Demokrasi de cumhuriyet yönetiminin tamamlayıcı unsurudur.
Her ülkenin, tarihi geçmişiyle ilgili önemli günleri vardır. Hepsi de kendilerince önemlidir. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nde kutlanan bayramlar kadar isabetle kararlaştırılmış olanları saptamak da pek kolay değildir.
Atatürk'te Cumhuriyet ve devrim fikri bir gecede oluşmadı. Emperyalist Batı'nın dayattığı Sevr'i reddederek, onlara Lozan'ı kabul ettirdi, ulusal ve çağdaş bir devlet kurdu. Adına "Cumhuriyet" dedi. Bu tarihi dönemeci ve başardığı bu devrimi 9 Mart 1935'te şöyle özetliyor: "Uçurum kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar, ondan sonra içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için aralıksız devrimler. İşte Türk genel devriminin en kısa tarifi."
Atatürk mücadeleye başlamadan önce bir karar almıştı: O da, milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğü ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başlanan karar, bu karar olmuştur.
Gerçekleştirdiği Devrimi" Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türk Cumhuriyetidir" sözleriyle vurguluyor ve "Türk milletinin tabiat ve şiarına en uygun idare Cumhuriyet idaresidir" diyordu.
Cumhuriyetin ilan tarihini seçerken bile titiz davranmıştı;
Mütareke 30 Ekim 1918'de imzalanmıştı. Türk vatanı parçalanmış, işgale uğramıştı. 30 Ekim 1918'den İzmir'e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922'ye kadar dört yıl geçmişti. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi. İşte beş yıla sığdırılan bu büyük devrim, Türk milletinin yaşadığı koşullara maruz kalmış hiçbir milletin tarihinde yoktur. Atatürk Çankaya'da Fahrettin Altay'a şöyle der: "Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Yanımdaydın. Mondros 30 Ekim'dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da bir milletin, mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır." Bir an elini masanın üstüne vurarak: Deyiniz ki bu tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür..."
Atatürk'ün izinde nice 29 Ekim'lere...
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023