İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Eda Özbekkangay'ın "Dededen Toruna Ebru Sergisi" 4 Mart'ta sanatseverlerle buluşacak.
Eda Özebekkangay 1977 yılında üsküdar'da dünyaya geldi. İlk ve Orta öğrenimini Üsküdar'da tamamladı. Ardından, dedesi Hezarfen İbrahim Edhem Efendi'nin kurucusu olduğu ve ilk müdürlüğünü yaptığı Sultanahmet Endüstri ve Meslek Lisesi'ne onur öğrencisi olarak kabul edildi. Daha sonra okul değiştirerek, Haydarpaşa Endüstri ve Meslek Lisesi'nin Makine Ressamlığı bölümünden mezun oldu.
1997 yılında düzenlenen Uluslarası Ebru Kongresi'nde Hikmet Barutçugil ile tanıştı ve onun teşviki ile öğrencisi oldu. Birkaç yıl boyunca ebru kurslarına seyrek aralıklarla devam eden Eda Özbekkangay'ın ebru sevgisi 2001 yılında aşka dönüştü. Hayata bakışı ve anlayışında meydana gelen olağanüstü değişimlerin ardından, yaşamakta olduğu Özbekler Tekkesi'nin manevi değerini bugünlere taşıyan ailesinin izinden yürümeye karar verdi. Bir asır önce dedesinin ilim, irfan ve sanat yuvası haline getirdiği tekkede ailesinin desteğiyle ebruyu yeniden canlandırmayı ve ata sanatını yaşatmayı, ecdadına layık bir torun olarak meşaleyi parlatarak ötelere taşımayı kendine görev edindi. Tekke içerisinde kurduğu atölyede çalışmalarına hız verirken bir taraftan Hikmet Barutçugil'den ders almaya devam etti, diğer taraftan da ebru sanatına gönül veren Fad Başark, Alpaslan Babaoğlu gibi değerli sütadlardan feyz almaya başladı.
Eda Özebekkangay 1977 yılında üsküdar'da dünyaya geldi. İlk ve Orta öğrenimini Üsküdar'da tamamladı. Ardından, dedesi Hezarfen İbrahim Edhem Efendi'nin kurucusu olduğu ve ilk müdürlüğünü yaptığı Sultanahmet Endüstri ve Meslek Lisesi'ne onur öğrencisi olarak kabul edildi. Daha sonra okul değiştirerek, Haydarpaşa Endüstri ve Meslek Lisesi'nin Makine Ressamlığı bölümünden mezun oldu.
1997 yılında düzenlenen Uluslarası Ebru Kongresi'nde Hikmet Barutçugil ile tanıştı ve onun teşviki ile öğrencisi oldu. Birkaç yıl boyunca ebru kurslarına seyrek aralıklarla devam eden Eda Özbekkangay'ın ebru sevgisi 2001 yılında aşka dönüştü. Hayata bakışı ve anlayışında meydana gelen olağanüstü değişimlerin ardından, yaşamakta olduğu Özbekler Tekkesi'nin manevi değerini bugünlere taşıyan ailesinin izinden yürümeye karar verdi. Bir asır önce dedesinin ilim, irfan ve sanat yuvası haline getirdiği tekkede ailesinin desteğiyle ebruyu yeniden canlandırmayı ve ata sanatını yaşatmayı, ecdadına layık bir torun olarak meşaleyi parlatarak ötelere taşımayı kendine görev edindi. Tekke içerisinde kurduğu atölyede çalışmalarına hız verirken bir taraftan Hikmet Barutçugil'den ders almaya devam etti, diğer taraftan da ebru sanatına gönül veren Fad Başark, Alpaslan Babaoğlu gibi değerli sütadlardan feyz almaya başladı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.