logo
13 HAZİRAN 2025

Lozan, Türklük ve Yeni Anayasa

26.05.2025 00:00:00
PKK'nın silahlı faaliyetlerini sonlandırdığını açıklaması, ilk bakışta bir geri çekilme olarak algılansa da örgütün ideolojik çizgisi ve siyasi hedefleri açısından bu, bir son değil; yeni bir başlangıç olarak sunuluyor. Abdullah Öcalan'ın "demokratik konfederalizm" fikri temelinde şekillenen yeni süreçte, örgütün yapısal olarak dönüşeceği ancak varlığını başka formlarda sürdüreceği anlaşılıyor. Bu bağlamda öne çıkan üç temel talep dikkat çekiyor:

1- Lozan Antlaşması'nın tartışmaya açılması,

2- 1921 Anayasası'na dönüş,

3- Abdullah Öcalan'a fiziki özgürlük.

Bu talepler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini doğrudan hedef alıyor. Ancak bu ciddi iddialara karşılık, devlet kademelerinden özellikle Lozan konusunda yeterince net ve güçlü bir duruş sergilenmemesi dikkat çekiyor. Ne Sayın Erdoğan'dan ne de Sayın Bahçeli'den Lozan'a doğrudan sahip çıkan açıklamalar duyulmadı. Bu da kamuoyunda, "sessiz onay" algısına neden olabiliyor.

ABD ve uluslararası aktörlerin rolü

PKK'nın bu yeni yönelimi açıklanırken Amerikan Dışişleri yetkililerine "bu kararda ABD'nin etkisi var mı?" sorusu yöneltildi. Sözcünün, "diplomatik görüşmelerin detaylarına giremeyiz" cevabı, sürece dış destek ihtimalini güçlendiriyor. Ayrıca, PKK'nın kararının Suriye kolu olan YPG ve PYD'yi kapsamadığının altı, Cengiz Çandar tarafından DEM Parti adına özellikle çizildi. Zaten daha sonra da SDG yetkilileri, video konferans yoluyla katıldıkları Washington'daki bir basın kulübü toplantısında Öcalan'ın çağrısının ''Suriye'deki Kürtlerle ilgili olmadığını, Türkiye'nin iç politikasıyla ilgili olduğunu'' söyleyerek, SDG'nin silah bırakmayacağını belirttiler.

1921 Anayasası tartışması

Yeni anayasa tartışmalarında 1921 Anayasası'nın referans olarak sunulması da oldukça dikkat çekici. Bu anayasa dönemi; Anadolu topraklarının işgal altında olduğu, cumhuriyetin ilanından önce, halifeliğin bulunduğu, kuvvetler birliğine dayalı, yerel yönetimlerin öne çıktığı bir yapıyı barındırıyor. 1921 Anayasası'nda öngörülen özerklik anlayışı, herhangi bir etnik vurgu içermeksizin, halk egemenliğine ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesine dayalı bir yerel demokrasi modeli olarak şekillenmiştir. Atatürk bu modeli savaş şartlarında merkezi otoriteyi güçlendirmek için kullanmıştı.  Bugün bu modele geri dönüş ise cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşma riski taşımaktadır.

Ayrıca, TBMM'de gündeme gelen vatandaşlık tanımındaki "Türk" ifadesinin çıkarılmasına yönelik teklifler ile DEM Parti, HÜDA PAR ve iktidar kanadı arasında örtüşen noktalar olduğu görülüyor. Bu, ülkenin birlik ve beraberliği açısından ciddi endişeler doğurmaktadır.

Komünal Demokratik Toplum ne demek?

PKK'nın öncülük ettiği yeni yapılanmanın temelinde "Komünal Demokratik Toplum" anlayışı yer alıyor. Bu sistem, devletsiz bir halk örgütlenmesini esas alıyor. Özellikle kadınlar ve gençlerin yerel meclisler aracılığıyla siyaset yapmasını öngören, öz yeterlilik ve yerinden yönetimi önceleyen bir yapıdan bahsediliyor. Abdullah Öcalan bu yapıyı "devletçi toplum merkezileşmesine karşı doğal toplumun demokratik komünal yapısı" olarak tanımlıyor. Örgütün açıklamalarına göre, bu sistemin Türkiye içinde kabul görmemesi hâlinde, "bağımsız ilan" alternatifi masadadır.

Bu noktada, Karayılan'ın şu sözleri oldukça çarpıcıdır:

"Bizimle demokrasi+devlet yaşamak istemezlerse, alternatifimiz vardır. Bu da demokratik konfederal sistemin bağımsız bir biçimde kendini ilan etmesidir."

Bu, açıkça ya "âdem-i merkeziyetçi yapıyı kabul et" ya da "bağımsızlık ilanına razı ol" demektir. Yani ortada bir "kırk satır mı, kırk katır mı" dayatması vardır.

Dış politika ve bugünkü tablo

Bugün yaşanan gelişmelerin kökeni 2000'li yılların başındaki yanlış dış politika hamlelerine dayanmaktadır. Türkiye'nin Suriye'de Esad'ın karşısında konumlanması, Irak'ta Saddam sonrası oluşan boşluğu doğru okuyamaması, bölgede terör yapılarının güçlenmesine zemin hazırlamıştır. Bu da Öcalan'ın ifadesiyle "farklı devlet modellerinin" sahaya inmesine neden olmuştur.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın bir sözü vardı: "Türk milletinin savunması Şam'dan başlar." Bu söz, sadece coğrafi değil, kültürel ve siyasi bir gerçeği de yansıtmaktadır.

Sonuç

PKK'nın fesih kararı, tek taraflı bir barış ilanı değil, çok taraflı yeni bir yapılanmanın işaretidir. Türkiye bir sorunu çözerken, başka ve daha büyük sorunların altyapısını oluşturmamalıdır. "Türklük" ve cumhuriyetin kurucu değerleri tartışmaya açıldığında, bu sadece anayasal bir tartışma değil, bir varlık-yokluk meselesine dönüşebilir.

Barış isteniyorsa, bunun zemini ortak bir milli aidiyet ve güçlü bir cumhuriyet anlayışı olmalıdır. Sloganlarla değil, akılla ve sağduyuyla hareket edilmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
Vahşet
52 şehit daha
Nükleer bilim insanları öldü
İsrail saldırısında 2 kritik isim katledildi
'Komutan öldü'
Devrim Muhafızları Komutanı hedef oldu
Siviller hayatını kaybetti
İsrail Tahran'ı vurdu
Katilden İran açıklaması
'Saldırılar sürecek'
Natanz nükleer tesisi hedef alındı
İsrail saldırdı, İran'dan ilk açıklama
İsrail İran'a saldırdı
İsgal ordusundan İlk açıklama
ABD'den vatandaşlarına 'Ortadoğu' uyarısı
"Güvenlik ortamı hızla değişebilir"
BM Küresel Eğilimler raporunu açıkladı
"Zorla yerinden edilenler 122 milyonu aştı"
BM Genel Kurulu'nda Gazze'de ateşkes tasarısı onaylandı
Karar, İsrail için bir şey ifade etmiyor!
Air İndia, 241 kişinin öldüğünü doğruladı
Uçaktan 1 kişi kurtulmuştu
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
Yardım etmek istediği kişi öldürdü
Konya'da öğretmen katliamı
Sinan Ateş davasında yeni gelişme
İstinaf cezaları uygun buldu
Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ
'Kene artışı biyolojik savaş olabilir'
Vahşet
52 şehit daha
Nükleer bilim insanları öldü
İsrail saldırısında 2 kritik isim katledildi
123456789101112131415
Vahşet
52 şehit daha
Nükleer bilim insanları öldü
İsrail saldırısında 2 kritik isim katledildi
'Komutan öldü'
Devrim Muhafızları Komutanı hedef oldu
Siviller hayatını kaybetti
İsrail Tahran'ı vurdu
Katilden İran açıklaması
'Saldırılar sürecek'
Natanz nükleer tesisi hedef alındı
İsrail saldırdı, İran'dan ilk açıklama
İsrail İran'a saldırdı
İsgal ordusundan İlk açıklama
ABD'den vatandaşlarına 'Ortadoğu' uyarısı
"Güvenlik ortamı hızla değişebilir"
BM Küresel Eğilimler raporunu açıkladı
"Zorla yerinden edilenler 122 milyonu aştı"
BM Genel Kurulu'nda Gazze'de ateşkes tasarısı onaylandı
Karar, İsrail için bir şey ifade etmiyor!
Air İndia, 241 kişinin öldüğünü doğruladı
Uçaktan 1 kişi kurtulmuştu
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
Yardım etmek istediği kişi öldürdü
Konya'da öğretmen katliamı
Sinan Ateş davasında yeni gelişme
İstinaf cezaları uygun buldu
Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ
'Kene artışı biyolojik savaş olabilir'
Vahşet
52 şehit daha
Nükleer bilim insanları öldü
İsrail saldırısında 2 kritik isim katledildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.