Depreme ne önce ne de sonra hazırız!
Kahramanmaraş ve Gaziantep'te peşpeşe meydana gelen depremler bölgedeki 10 şehrimizde büyük ölüm ve yıkıma neden oldu. 4 bine yaklaşan can kayıpları her geçen saat daha da artıyor. Felakette bir kez daha yüzleştiğimiz, ne depreme ne de deprem sonrasına hazır olduğumuz gerçeği ise acımızı kat kat artırdı
07.02.2023 17:40:00





Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat'ta saat 4.17'de 7.7; Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7.6 büyüklüğünde, Gaziantep'te de 6.4 ile 6.5 büyüklüğünde meydana gelen depremler Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı ve Türkiye'yi yasa boğdu. Haber yayına hazırlanırken Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından paylaşılan verilere göre, depremlerde 3 bin 549 kişinin hayatını kaybettiğini, 22 bin 168 kişinin yaralandığını açıkladı. 8 binden fazla vatandaş da enkaz altından sağ olarak kurtarıldı. Depremin vurduğu kentlerde 6 binden fazla sayıda binanın yıkıldığı ifade ediliyor. 10 şehrimizi şiddetle vuran depremler sebebiyle 7 gün süreyle milli yas ilan edildi. Yas ilanının ardından tüm yurtta ve dış temsilciliklerde Türk bayrakları yarıya indirildi. Türkiye'de 7 günlük milli yas ilan edilmesinin ardından birçok ülkenin Ankara büyükelçiliğinde ve yabancı misyonlarda bayraklar yarıya indirilerek dayanışma mesajları paylaşıldı.
Bunca deprem yaşamasına rağmen maalesef hükümet, son yaşanan deprem sonrasında arama kurtarma çalışmalarında iyi bir performans ortaya koyamadı. Bu bağlamda bölgeye gitmek için yola çıkan bir AFAD gönüllüsünün paylaşımı vahim durumu ortaya koydu. İstanbul'dan deprem bölgesine gitmek için çağrılan eğitimli AFAD gönüllüsü, "Organizasyon yok, koordinasyon yok. Havaalanında insanlar uçağa binebilmek derdinde, vasıflı insan önden gitsin diyen yok, izdiham var. İnsanlar bitkin düştü, bunca saat sadece bekledik ve şimdi evlerimize geri gönderiliyoruz" sözleriyle duruma isyan etti. Nasıl olması gerektiğini de anlatan eğitimli AFAD gönüllüsü, şunları söyledi: "Önden eğitimli, vasıflı gönüllüler çağrılır ve gönderilirdi. Sonra koordinasyon sağlanır ve iş gücü olarak yeni gönüllüler gerekiyorsa havaalanına çağrılır, hatta uçuş beklerlerken yapacakları görevlere göre bilgilendirme yapılırdı. Herkesin rolü belli olmalıydı; koordinasyon sağlansa ekipler yanında ne götüreceğini bilir ve gittiğinde hangi ekipmanın tedarik edileceğini bilirdi. Binlerce kişiye sadece 'çanta hazırlayıp gelin' diye çağrı yapılması kabul edilemez. Kimi gönderdiğinin kaydı olmadan alana gönüllüler sevk edilemez."
Deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarındaki aksaklıklar nedeniyle sosyal medya başta olmak üzere pek çok mecrada Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin neden deprem bölgesinde olmadığı soruları gündeme geldi. Dün geç de olsa beklenen haber geldi. Gelibolu bölgesindeki 2. Kolordu İstihkam Alay Komutanlığı'ndaki görevli subay, astsubay ve uzman erbaşlar, deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerine destek için teçhizatlarıyla birlikte bölgeye gönderildi. Ayrıca 2. Ordu Komutanlığına bağlı tüm komando tugaylarının da deprem bölgelerine sevk edilmeye başlandığı açıklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ikinci gününde Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi'nde kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. "Sadece Cumhuriyet tarihimizin değil, coğrafyamızın ve dünyanın en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Şu ana kadar 54 bin çadır, 102 bin yatak ve diğer ihtiyaç malzemeleri bölgeye gönderildi" açıklamasını yaptı. "Anayasanın 119. maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak OHAL ilan etme kararı aldık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Depremin yaşandığı 10 ilimizi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi olarak ilan ediyoruz. Deprem yaşanan 10 ilimizi kapsayan ve 3 ay sürecek OHAL kararıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis süreçlerini hızla tamamlayacağız" dedi.
Depremlerin çok şiddetli vurduğu kentlerimizden Hatay'dan yükselen imdat feryatları da yardım çalışmalarından aksaklıkları ortaya koydu. CHP'li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın depremin üzerinden 24 saat sonra yaptığı "Kurtarma ekipleri gelmeye başladı, umarım geç kalmamışızdır" açıklaması dikkat çekti. Depremin vurduğu Hatay'a giden AHBAP yardım platformu kurucusu sanatçı Haluk Levent, de 6 Şubat akşamına kadar Hatay'a ulaşan tek bir desteğin olmadığını, asıl yıkımın Antakya'da olduğunu belirtti. "Hatay'a ulaşan tek bir destek yok. AFAD bir ilde deprem olur biz de yardıma gideriz şeklinde organize olmuş. 10 il birden depremle vurulunca, 4 ilde büyük yıkım olunca AFAD çaresiz kalmış çok belli" diyen Haluk Levent, binlerce enkazın pek azında yerel imkanlarla arama kurtarma çalışması yapıldığını, kimsenin yanına uğramadığı yüzlerce enkaz olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yüreğini dağlayan depremler meydana gelmeden önce defalarca uyarılarda bulunan Bilim Akademisi Üyesi Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür'den kritik bir uyarı daha geldi. Prof. Görür, "En büyük tehlike bu saatten sonra artçılar. Şimdiden uyarıyorum Adana ve Hatay daha riskli hale geldi" dedi. Görür, "23 sene önceki 1999 depreminden sonra işe başlasaydık, tüm Türkiye'yi depreme dirençli kentler haline getirirdik. Ama bu maalesef yapılmadı" dedi.
Depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Kahramanmaraş'ı İçişleri Bakanlığı'na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD), 2020'de, il afet risk azaltma planı projesinde pilot şehir seçtiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da katıldığı projenin tanıtım toplantısında konuşan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, TOKİ'yle birlikte kent merkezinde kentsel dönüşüm projesi başlattıklarını söylemişti. Toplantıda konuşan Soylu, şunları söylemişti: "Yaklaşık 2019 Mayıs ayından itibaren burada hummalı bir çalışma içindeyiz. Bu çalışma bizim için örnek ve pilot bir çalışmadır. Kahramanmaraş'ın oluşturduğu risk planını, Türkiye afet planıyla tüm Türkiye'ye teşvik edeceksek, 81 vilayetimizde toplantılarımızı yapıp risk çalışmalarını tamamlayalım. Kahramanmaraş'a en kısa sürede arama kurtarma birimimizi kuracağız." Yaşanan depremler verilen sözlerin tutulmadığını, açıklanan projelerin de kağıt üstünde kaldığı acı gerçeğini gözler önüne sermiş oldu.
Gölcük depreminden Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı görevinde bulunan ve kurtarma çalışmalarının koordinesinde görevli Emekli Koramiral Mustafa Özbey depremden yaklaşık bir saat sonra bölgedeki tüm birliklerin deprem bölgesine yönlendirildiğini ifade ederek şunları söyledi: "Türkiye bir deprem bölgesi. Bugün bu depremin olduğu alan aslında Türkiye'deki deprem planlayıcıları açısından bir risk faktörüydü. Alan olarak çok korkunç geniş bir alan. Türkiye'de yöneticiler Gölcük depreminden ders çıkarsaydı, TSK'nın Gölcük depremine müdahale imkânını veren Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü'nün (EMASYA) ne kadar hayati olacağını görür ve buna göre de bırakın EMASYA yok etmeyi, daha işlevsel ve fonksiyonel hale getirirdi. Mevcut iktidar EMASYA'yı geçmişteki askeri müdahalelerin kaynağı olarak gördüğü için bu planı iptal ederek Türkiye'nin en hazırlıklı kuvvetini ortadan kaldırdı. Bir askeri birlik kendisine verilen eğitimle o görevi yapar. Bu görevi ortadan kaldırdığınız zaman eğitim de ortadan kalkıyor. Acıları yaşadığımız bugünde sözlerim eleştiriden çok ders çıkarmak içindir. TSK elindeki birlikleri sistemin içerisindeki arama kurtarma faaliyeti yapan birimlerle koordinasyon sağlayarak bir bütün alarak yeniden EMASYA tipi bir plan yapılmalıdır."
Arama kurtarmada karmaşa
Bunca deprem yaşamasına rağmen maalesef hükümet, son yaşanan deprem sonrasında arama kurtarma çalışmalarında iyi bir performans ortaya koyamadı. Bu bağlamda bölgeye gitmek için yola çıkan bir AFAD gönüllüsünün paylaşımı vahim durumu ortaya koydu. İstanbul'dan deprem bölgesine gitmek için çağrılan eğitimli AFAD gönüllüsü, "Organizasyon yok, koordinasyon yok. Havaalanında insanlar uçağa binebilmek derdinde, vasıflı insan önden gitsin diyen yok, izdiham var. İnsanlar bitkin düştü, bunca saat sadece bekledik ve şimdi evlerimize geri gönderiliyoruz" sözleriyle duruma isyan etti. Nasıl olması gerektiğini de anlatan eğitimli AFAD gönüllüsü, şunları söyledi: "Önden eğitimli, vasıflı gönüllüler çağrılır ve gönderilirdi. Sonra koordinasyon sağlanır ve iş gücü olarak yeni gönüllüler gerekiyorsa havaalanına çağrılır, hatta uçuş beklerlerken yapacakları görevlere göre bilgilendirme yapılırdı. Herkesin rolü belli olmalıydı; koordinasyon sağlansa ekipler yanında ne götüreceğini bilir ve gittiğinde hangi ekipmanın tedarik edileceğini bilirdi. Binlerce kişiye sadece 'çanta hazırlayıp gelin' diye çağrı yapılması kabul edilemez. Kimi gönderdiğinin kaydı olmadan alana gönüllüler sevk edilemez."
Asker nihayet sahaya indi
Deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarındaki aksaklıklar nedeniyle sosyal medya başta olmak üzere pek çok mecrada Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin neden deprem bölgesinde olmadığı soruları gündeme geldi. Dün geç de olsa beklenen haber geldi. Gelibolu bölgesindeki 2. Kolordu İstihkam Alay Komutanlığı'ndaki görevli subay, astsubay ve uzman erbaşlar, deprem bölgesinde arama kurtarma faaliyetlerine destek için teçhizatlarıyla birlikte bölgeye gönderildi. Ayrıca 2. Ordu Komutanlığına bağlı tüm komando tugaylarının da deprem bölgelerine sevk edilmeye başlandığı açıklandı.
OHAL ilan edildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ikinci gününde Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi'nde kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. "Sadece Cumhuriyet tarihimizin değil, coğrafyamızın ve dünyanın en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıyayız" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Şu ana kadar 54 bin çadır, 102 bin yatak ve diğer ihtiyaç malzemeleri bölgeye gönderildi" açıklamasını yaptı. "Anayasanın 119. maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak OHAL ilan etme kararı aldık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Depremin yaşandığı 10 ilimizi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi olarak ilan ediyoruz. Deprem yaşanan 10 ilimizi kapsayan ve 3 ay sürecek OHAL kararıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis süreçlerini hızla tamamlayacağız" dedi.
Hatay'da neler oluyor?
Depremlerin çok şiddetli vurduğu kentlerimizden Hatay'dan yükselen imdat feryatları da yardım çalışmalarından aksaklıkları ortaya koydu. CHP'li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın depremin üzerinden 24 saat sonra yaptığı "Kurtarma ekipleri gelmeye başladı, umarım geç kalmamışızdır" açıklaması dikkat çekti. Depremin vurduğu Hatay'a giden AHBAP yardım platformu kurucusu sanatçı Haluk Levent, de 6 Şubat akşamına kadar Hatay'a ulaşan tek bir desteğin olmadığını, asıl yıkımın Antakya'da olduğunu belirtti. "Hatay'a ulaşan tek bir destek yok. AFAD bir ilde deprem olur biz de yardıma gideriz şeklinde organize olmuş. 10 il birden depremle vurulunca, 4 ilde büyük yıkım olunca AFAD çaresiz kalmış çok belli" diyen Haluk Levent, binlerce enkazın pek azında yerel imkanlarla arama kurtarma çalışması yapıldığını, kimsenin yanına uğramadığı yüzlerce enkaz olduğunu söyledi.
Adana ve Hatay artık daha riskli
Türkiye'nin yüreğini dağlayan depremler meydana gelmeden önce defalarca uyarılarda bulunan Bilim Akademisi Üyesi Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür'den kritik bir uyarı daha geldi. Prof. Görür, "En büyük tehlike bu saatten sonra artçılar. Şimdiden uyarıyorum Adana ve Hatay daha riskli hale geldi" dedi. Görür, "23 sene önceki 1999 depreminden sonra işe başlasaydık, tüm Türkiye'yi depreme dirençli kentler haline getirirdik. Ama bu maalesef yapılmadı" dedi.
AFAD pilot şehir seçmiş
Depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Kahramanmaraş'ı İçişleri Bakanlığı'na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD), 2020'de, il afet risk azaltma planı projesinde pilot şehir seçtiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da katıldığı projenin tanıtım toplantısında konuşan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, TOKİ'yle birlikte kent merkezinde kentsel dönüşüm projesi başlattıklarını söylemişti. Toplantıda konuşan Soylu, şunları söylemişti: "Yaklaşık 2019 Mayıs ayından itibaren burada hummalı bir çalışma içindeyiz. Bu çalışma bizim için örnek ve pilot bir çalışmadır. Kahramanmaraş'ın oluşturduğu risk planını, Türkiye afet planıyla tüm Türkiye'ye teşvik edeceksek, 81 vilayetimizde toplantılarımızı yapıp risk çalışmalarını tamamlayalım. Kahramanmaraş'a en kısa sürede arama kurtarma birimimizi kuracağız." Yaşanan depremler verilen sözlerin tutulmadığını, açıklanan projelerin de kağıt üstünde kaldığı acı gerçeğini gözler önüne sermiş oldu.
EMASYA tipi yeni bir plan yapılmalı
Gölcük depreminden Deniz Kuvvetleri Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı görevinde bulunan ve kurtarma çalışmalarının koordinesinde görevli Emekli Koramiral Mustafa Özbey depremden yaklaşık bir saat sonra bölgedeki tüm birliklerin deprem bölgesine yönlendirildiğini ifade ederek şunları söyledi: "Türkiye bir deprem bölgesi. Bugün bu depremin olduğu alan aslında Türkiye'deki deprem planlayıcıları açısından bir risk faktörüydü. Alan olarak çok korkunç geniş bir alan. Türkiye'de yöneticiler Gölcük depreminden ders çıkarsaydı, TSK'nın Gölcük depremine müdahale imkânını veren Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü'nün (EMASYA) ne kadar hayati olacağını görür ve buna göre de bırakın EMASYA yok etmeyi, daha işlevsel ve fonksiyonel hale getirirdi. Mevcut iktidar EMASYA'yı geçmişteki askeri müdahalelerin kaynağı olarak gördüğü için bu planı iptal ederek Türkiye'nin en hazırlıklı kuvvetini ortadan kaldırdı. Bir askeri birlik kendisine verilen eğitimle o görevi yapar. Bu görevi ortadan kaldırdığınız zaman eğitim de ortadan kalkıyor. Acıları yaşadığımız bugünde sözlerim eleştiriden çok ders çıkarmak içindir. TSK elindeki birlikleri sistemin içerisindeki arama kurtarma faaliyeti yapan birimlerle koordinasyon sağlayarak bir bütün alarak yeniden EMASYA tipi bir plan yapılmalıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.