logo
02 HAZİRAN 2025

Dijital çağda sınıfta kalan insanlık (5)

05.07.2021 00:00:00
'Dijital çağda sınıfta kalan insanlık (5)' seslendirme dosyası:

Belki gençlere anlatmak biraz zor olacak ama şehirlerde sokakların, caddelerin daha çok çocuk oyun alanı olduğu dönemlerde, diğer çocuklar anlamasın diye anneler çocuklarını yemeğe kendilerine özgün olan işaret dilini kullanarak çağırırdı. 

Yemeğe çağrılan çocuk yemekte ne var? Sorusunu annesine sokakta soramazdı, sorsa da ebeveyninden okkalı bir azar işitirdi. Peki niye? Çünkü evin içi mahrem kabul edilir, evin hali ahvali, sırrı dışarıya aksettirilmezdi. Evinde ekmek olan var, olmayan var. Tenceresinde aşı pişen var pişmeyen var. Yoksulluk içinde olup da kuru soğana muhtaç olan var. Namusuyla çalışıp da ay sonunu getiremeyen var. Dikkat edilirdi, komşunun hali ahvali hissettirilmeden takip edilirdi. Gereken destek karınca kararınca yapılırdı. Bunun dışında davranmak ayıp karşılanırdı. Bu ne kadar güzel, ne kadar yüce bir ahlak değil mi? Bu incelik günümüz de nerede, ara ki bulasın. Maalesef.

Ya günümüzde, bugün durum çok farklı… Sosyal ağlarda adeta yarışır gibi aktif görünmek adına ne yeniyor, ne içiliyor, nerelerde kimlerle, hangi mekânlarda geziliyor, tabiri caizse çarşaf, çarşaf teşhir ediliyor. İnsanların gözüne sokar gibi. 

Utanmanın, hayânın, alçak gönüllülüğün önüne hava atma, gösteriş, büyüklenme, nefsani arzular geçiyor. Millet aç mı tok mu, hastası var mı yok mu, bir acısı var mı? Maalesef, kimsenin umuruna gelmiyor. Bu hal bu milletin irfan geleneğinden beslenen medeniyetine, Türk irfanının ve medeniyetinin temeli olan Ehl-i Beyt İslam anlayışına, terbiyesine uygun olmayan, taban tabana zıt bir durum.

Bu durum çevremizde çok soruluyor. İnsanlar bunu niye yapıyor, bu gösteriş çılgınlığı ne diye? 

Tek cevabı yok bunun, ama öne çıkan cevap, herhalde sosyal ağlarda pasif kalmamak, bu yarışta geri durmamak için olsa gerek. Çünkü bireyler, toplum tarafından yeterince önemsenmek isteniyor. Böyle yapmazsa paylaşımlarda bulunmazsa sosyal sermayesinin olmadığına, yorumlanır, hükmedilir. Ezik görünür. Bu eziklik duygusunu yaşamak istemeyen insan,  sanal âlemde olup bitenden uzak durmak istemiyor. Bu dünyada var olmak istiyor, varlığını sürdürebilmek için kendiyle ilgili görsel paylaşımlar yapmakta ve başkalarının paylaşımlarını da takip etmektedir. Görünür olmak, teşhir, imaj, algı oluşturmak yeni bir var olma biçimi. 

Bu durumu bir de farklı bir pencereden okumaya, sorgulamaya çalışalım. Yoksa gücü elinde tutan bu dijital çağın vicdansız virüslü beyinleri (güzel ahlaklı, erdemli, vicdanlı, namuslu, nitelikli insan düşmanı olan, hak, hukuk tanımayanlar manasında) sosyal medya eliyle, bu ağlarla insanoğlunu metalaştırarak, robotlaştırarak, binlerce yılık bir medeniyetin birikimi olan insanı, insanlığı yok etme planını mı uyguluyorlar? Yoksa bu durum yeni bir yok olma, yok etme biçimi mi?  

İnsanoğlu bu androidlerin kontrolünde yeni bir varoluşa mı, yoksa yok oluşa mı sürükleniyor? Bu durumu sorgulamamız gerekmiyor mu? Düşünmemiz gerekmiyor mu? Geleceğimize, çocuklarımıza, torunlarımıza huzurlu, adaletli, aydınlık temiz bir dünya bırakmak istiyorsak, hiç yapmadığımız veya çok az yaptığımız bir iş yapalım; aklıselim sahibi olalım, soralım sorgulayalım yani düşünelim. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyelim. Çareler arayalım. Çözüm sunanları bulalım, destek olalım. Yoksa karanlıklar bizi yutabilir. Özellikle geleciğimiz adına bizi karanlıklardan aydınlıklara çıkaracak o tertemiz bağımsız, vicdanlı beyinleri, elleri yetiştirmeliyiz, yetişmiş olanlara da sahip çıkıp, sıkı sıkı sarılmalıyız. Bunda da acele etmeliyiz. 

Yok, bir kişi, bir grup, bir kurum dünyayı tehdit eden bu dijital karanlıktan kurtulmak istemiyor ise, bu durumu karanlık olarak görmüyor ise, kurtulmak için acele etmiyorsa, o halde o kişi muhtemelen ya bu durumu bir tehdit olarak algılamıyordur. Ya da Batı dünyasını tanımadığı için veya tanımak istemediği için bu durumu çok farklı okuyarak ya da okuyamayarak bu batı aklının insanoğluna, insanlığa çok büyük faydalarının olabileceğini çok cahil bir saflıkla düşünüyordur. Tabi bu çok iyimser bir tahmin… 

Biz şunu biliyoruz ki sistemler ve eşyalar insanların akıl ve gönüllerindeki inançlarına göre şekil alır. İnsan insanın kurdudur diyen bir zihniyetin insanlığa hayır getirmediğini en az iki yüz yıldır biliyoruz. Bencillik ve sömürünün aynı zamanda kan dökmenin babası olan bu anlayışı biz tarihten çok iyi tanıyoruz. Bu nedenle saf olmayalım, tarihten ibret alarak düşünelim.

O halde sonuç olarak, o kişi, grup, kurum dünyayı tehdit eden bu dijital karanlıktan kurtulmak istemiyor ise muhtemelen karanlık, vicdansız, virüslü beyinlerle beraber hareket ediyordur. Ses çıkarmıyor ise onlardan bir çıkarı vardır. Onlarla inanç ve duygu birlikteliği içinde demektir. İnsanlık adına çok yazık!

Düşüne bilmek, akıl sahibi olmak, vicdanlı olmak İnsanoğluna Allah'ın çok büyük bir ikramı. Bu ikramın hakkını verelim, kullanalım. Yoksa… 

Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete, Allah sonumuzu hayreylesin.
(Devam edecek…)

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ergül Güner / diğer yazıları
İstanbul'da 3. esir takası anlaşması
25 yaş altı genç esirler takas edilecek
Türkiye-Rusya-Ukrayna toplantısı başladı
Fidan: 'Somut adım bekliyoruz'
Dervişoğlu'ndan komisyon itirazı
'İtirazımızı Meclis Başkanımıza ifade ettim'
41 milyar 56 milyon dolar
İşte yılın ilk 5 ayındaki açık
Türkiye-Rusya-Ukrayna
Üçlü toplantı saat 13.00'te başlayacak
Zelenskiy Rusya'ya yapılan saldırıyı değerlendirdi
'En uzun menzilli operasyonumuz'
İşte kurban piyasası
Kurbanlık fiyatları ne kadar?
Sinop'ta acil serviste patlama
1 hemşire yaralandı
Rusya heyeti görüşmeler için İstanbul'a geldi
Görüşme Çırağan'da planlanıyor
İsrail, suçunu örtbas etmeye çalışıyor
Saldırıdan 15 saat sonra sahte video
Suudi Arabistan'dan sert 'Hac' önlemleri
75 bin kişi geri gönderildi
Süper Lig'de 2024-2025 sezonu sona erdi
İşte Avrupa kupalarına katılacak takımlar
Vahşeti genişletme talimatı
'Tüm araçları kullanın'
İstanbul'un enflasyonu açıklandı
Enflasyon Mayıs ayında yüzde 46,57 oldu
Bingöl'de deprem
4,4 büyüklüğündeki deprem paniğe neden oldu
İstanbul'da 3. esir takası anlaşması
25 yaş altı genç esirler takas edilecek
Türkiye-Rusya-Ukrayna toplantısı başladı
Fidan: 'Somut adım bekliyoruz'
Dervişoğlu'ndan komisyon itirazı
'İtirazımızı Meclis Başkanımıza ifade ettim'
41 milyar 56 milyon dolar
İşte yılın ilk 5 ayındaki açık
Türkiye-Rusya-Ukrayna
Üçlü toplantı saat 13.00'te başlayacak
Zelenskiy Rusya'ya yapılan saldırıyı değerlendirdi
'En uzun menzilli operasyonumuz'
İşte kurban piyasası
Kurbanlık fiyatları ne kadar?
Sinop'ta acil serviste patlama
1 hemşire yaralandı
Rusya heyeti görüşmeler için İstanbul'a geldi
Görüşme Çırağan'da planlanıyor
İsrail, suçunu örtbas etmeye çalışıyor
Saldırıdan 15 saat sonra sahte video
Suudi Arabistan'dan sert 'Hac' önlemleri
75 bin kişi geri gönderildi
Süper Lig'de 2024-2025 sezonu sona erdi
İşte Avrupa kupalarına katılacak takımlar
Vahşeti genişletme talimatı
'Tüm araçları kullanın'
İstanbul'un enflasyonu açıklandı
Enflasyon Mayıs ayında yüzde 46,57 oldu
Bingöl'de deprem
4,4 büyüklüğündeki deprem paniğe neden oldu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.