Asgari ücret net olarak 673,30 TL
Memur Sen’e göre Ekim 2012 raporu: Açlık sınırı bin 088 TL, yoksulluk sınırı 3 bin 121TL.
Ülkemizde milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşamaktadır. Herkes bunun bilincindedir. Ekmek elden su musluktan yaşayan teröristler, baş teröristlerinin lüks yaşamını daha da lüks yapma gayreti başta olmak üzere açlık grevine girmişler ve iktidara yaptırımlar peşine düşmüşlerdir. Herkes kendi kararından sorumludur. Kimse devlete, kanunların verdiğinden fazlasını yaptırma yetkisinde olamaz. HALKIN VİCDANINI SUİSTİMAL EDEREK EYLEMDE BULUNAMAZ kanunlara kimse karşı durma cesaretini gösteremez. Buna hiç kimsenin gücü de yetmez. Yetmemelidir.
Halkını açlığa mahkûm eden devletin, devletin hapishanesinde, hainlikten yatan bölücülerin açlık grevine boyun eğmesi mantıklı değildir. Eğer bu olursa, o zaman bunda, art niyet aramak tam yerinde olacaktır. İnşallah, başımızdakiler bu zaafı göstermeye kalkmaz. Bunun bir çaresi olmalıdır. Devlet yeni bir kanun ile çare aramalı bu tür baskıları bir nevi isyan olarak cezalandırmalıdır. Aksi halde eylemler, dış müdahalelere kadar uzanır. BOP başımıza BOB’ lar... Şu halkımızın başına gelenlere bakın. Birileri dağda bayırda özel adada keyif çatarken, bir kısmı da makam koltuklarında sözüm ona devleti idare ederken. Geriye kalanlar, biribirini vurmak veya vurulmakla yükümlü. Teröristin beyni bölücülükle şartlandırılmış, neyle savaştığını bilemeyen, yabancı güçlerin ‘Mankurt’u haline getirilmiş. Çoğunlukla tehdit altında dağa çıkarılmış eline silah verilip kendi kardeşini öldürme çabası içine itilmiştir.
Ülkenin halkı, asgari ücrete bağlanmış gayesi bir iş bulup, ailesini geçindirme derdinde. Halkın yüzde 15’i işsiz, milyonlarca bedensel özürlü… Ülke 30 yıldır huzursuz. Hele son on sene tam manası ile karışık.
Komşusu olmayan bir topluluk, din kardeşlerine düşman, nasipsiz bir ülke haline getirilmiş. Ekonomisi yalan dolan ve borçla yürüyen, bir ülke. Hazine üzerinde dilenci! AB sevdası ile büyülenmiş, iktidarların ve muhalefetlerin Küresel güce ülkenin her şeyini peşkeş çektikleri bir topluluk. Saçma, sapan dizilerin peşinde. Tarihini, örf ve adetlerini kaybetmiş, bilgi sayar ve televizyonun esiri olmuş, tarihten ders almayan, bu nedenle, geleceğini hiç bilemeyen bir topluluk.
Toprakları satılmış, yolları dahi satılan, geliri açlıkla boğuşan halktan, alınan vergilerden ibaret olan, dış güçlerin eline ve diline bakan bir ülke olduğumuzu ne zaman fark edeceğiz bilemiyorum. Zaten her dediği derhal kanunlaşan, kanunları ise zaten dışa bağımlı olan ülkenin Başbakan’ının, Şimdi başkanlık peşinde olmasının, Bir tek gayesi olabilir ki, o da ülkenin bölünmesinin kolaylaştırılmasıdır. Anlayacağınız ülkeye BOB baharının gelmesidir. Bu kanun ülkenin iktidarının ve muhalefetinin vatan sevgisinin bir imtihanı olacaktır. Bakalım, halk ne zaman doğruları görüp uyanacaktır.
Memur Sen’e göre Ekim 2012 raporu: Açlık sınırı bin 088 TL, yoksulluk sınırı 3 bin 121TL.
Ülkemizde milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşamaktadır. Herkes bunun bilincindedir. Ekmek elden su musluktan yaşayan teröristler, baş teröristlerinin lüks yaşamını daha da lüks yapma gayreti başta olmak üzere açlık grevine girmişler ve iktidara yaptırımlar peşine düşmüşlerdir. Herkes kendi kararından sorumludur. Kimse devlete, kanunların verdiğinden fazlasını yaptırma yetkisinde olamaz. HALKIN VİCDANINI SUİSTİMAL EDEREK EYLEMDE BULUNAMAZ kanunlara kimse karşı durma cesaretini gösteremez. Buna hiç kimsenin gücü de yetmez. Yetmemelidir.
Halkını açlığa mahkûm eden devletin, devletin hapishanesinde, hainlikten yatan bölücülerin açlık grevine boyun eğmesi mantıklı değildir. Eğer bu olursa, o zaman bunda, art niyet aramak tam yerinde olacaktır. İnşallah, başımızdakiler bu zaafı göstermeye kalkmaz. Bunun bir çaresi olmalıdır. Devlet yeni bir kanun ile çare aramalı bu tür baskıları bir nevi isyan olarak cezalandırmalıdır. Aksi halde eylemler, dış müdahalelere kadar uzanır. BOP başımıza BOB’ lar... Şu halkımızın başına gelenlere bakın. Birileri dağda bayırda özel adada keyif çatarken, bir kısmı da makam koltuklarında sözüm ona devleti idare ederken. Geriye kalanlar, biribirini vurmak veya vurulmakla yükümlü. Teröristin beyni bölücülükle şartlandırılmış, neyle savaştığını bilemeyen, yabancı güçlerin ‘Mankurt’u haline getirilmiş. Çoğunlukla tehdit altında dağa çıkarılmış eline silah verilip kendi kardeşini öldürme çabası içine itilmiştir.
Ülkenin halkı, asgari ücrete bağlanmış gayesi bir iş bulup, ailesini geçindirme derdinde. Halkın yüzde 15’i işsiz, milyonlarca bedensel özürlü… Ülke 30 yıldır huzursuz. Hele son on sene tam manası ile karışık.
Komşusu olmayan bir topluluk, din kardeşlerine düşman, nasipsiz bir ülke haline getirilmiş. Ekonomisi yalan dolan ve borçla yürüyen, bir ülke. Hazine üzerinde dilenci! AB sevdası ile büyülenmiş, iktidarların ve muhalefetlerin Küresel güce ülkenin her şeyini peşkeş çektikleri bir topluluk. Saçma, sapan dizilerin peşinde. Tarihini, örf ve adetlerini kaybetmiş, bilgi sayar ve televizyonun esiri olmuş, tarihten ders almayan, bu nedenle, geleceğini hiç bilemeyen bir topluluk.
Toprakları satılmış, yolları dahi satılan, geliri açlıkla boğuşan halktan, alınan vergilerden ibaret olan, dış güçlerin eline ve diline bakan bir ülke olduğumuzu ne zaman fark edeceğiz bilemiyorum. Zaten her dediği derhal kanunlaşan, kanunları ise zaten dışa bağımlı olan ülkenin Başbakan’ının, Şimdi başkanlık peşinde olmasının, Bir tek gayesi olabilir ki, o da ülkenin bölünmesinin kolaylaştırılmasıdır. Anlayacağınız ülkeye BOB baharının gelmesidir. Bu kanun ülkenin iktidarının ve muhalefetinin vatan sevgisinin bir imtihanı olacaktır. Bakalım, halk ne zaman doğruları görüp uyanacaktır.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017