Konumuz "Kıbrıs meselesi"dir; yanlış anlamayın?
AB'ye uyum süreci ve bahanesiyle "Yegâne hak din olan İslam'ın ve namusun tartışmaya açılması" manevraları neticesi artık "Dinsiz veya namussuz!.." kavramlarının da bir "iltifat cümlesi" haline dönüştürüldüğünü bile bile ve dahi AB'den önceki "kutsal anlam"larını yükleyerek ve yüksek müsaadelerinize sığınarak bu iki kavramı başlık yaptım.
Kıbrıs, yavruvatandır. Yavru, uğruna "ana"nın "kendi canı dahil" her şeyini feda ettiği varlık demektir.
Kıbrıs, uğruna -geçmiştekileri şimdilik bir kenara koyalım- sadece 1974'te 5 bini aşkın "ana kuzusu"nu fedaq ettiğimiz, uğruna 5 bini aşkın şehit verdiğimiz "yavru"dur. Şair, "Toprak, uğruna ölen varsa vatandır" dememiş miydi!? Kıbrıs uğruna öldüğümüz mukaddes topraktır. Kıbrıs, vatandır. Kıbrıs, uğruna canlar feda edilen topraktır. Kıbrıs, mukaddes topraktır. "Vatan, mukaddesatın korunduğu ve yaşandığı kutsal topraktır" der BTP Genel
Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş eserleri ve konuşmalarında? Vatanı, böyle tarif eder bilge insan.
Kıbrıs, vatandır. Kıbrıs, can emniyetinin, mal emniyetinin, akıl emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan emniyetinin, aile emniyeti ve mahremiyetinin korunduğu ve yaşandığı yerdir. Kıbrıs, her türlü eksiğine-gediğine rağmen mukaddesatın korunduğu ve yaşandığı yerdir.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş uyardı geçen hafta; Annan Planı, Kıbrıs'ı Filistin'e çevirir, Kosova'ya döndürür; ne can emniyeti kalır, ne mal, ne namus, ne din emniyeti?
Daha ne diyecekti, daha ne demeliydi! 30-40 sene önce Kıbrıs'ta bu emniyetler Rumlar tarafından ortadan kaldırıldığı için, can, mal, namus, din ve vicdan emniyetlerine kastedildiği ve bu emniyetlerden eser bırakılmadığı için 5 bin ana kuzusunu orada feda ettik. Orayı 5 bin şehitle tekrar vatan eyledik.
Dinsizler ve namussuzlar için vatanın kıymeti, Kıbrıs'ın kıymet-i harbiyesi olmayabilir.
Dinsizler ve namussuzlar, "arzularını müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid ederek" Kıbrıs'ı Yunan'a, AB'ye, ABD'ye peşkeş çekebilirler.
Kıbrıs'ı satabilirler.
Ancak Kıbrıs vatandır, Kıbrıs namustur, Kıbrıs dinden bir parçadır, Kıbrıs mukaddesattandır; satılamaz, kimseye de peşkeş çekilemez.
Kıbrıs'ı peşkeş çekmek dini peşkeş çekmektir, Kıbrıs'ı peşkeş çekmek namusu peşkeş çekmektir.
"Kıbrıs'ı satanlar, dinsizdirler veya namussuzdurlar" demiyorum. Asla ve kat'a? Haşa ve kella.
Lakin "Kıbrıs'ı ancak dinsizler satabilir, namussuzlar satabilir" diyorum.
Hani İslam binasının temel sütunlarından biri olan İmam Azam Ebu Hanife'ye sormuşlardı ya, "Hocam, namaz kılmayan kâfir olur mu?" diye... Şöyle muhteşem bir cevap vermişti Büyük İmam; "Hayır, asla ve kat'a! Namaz kılmayan kâfir olmaz. Lakin kâfirler namaz kılmaz."
Bu muhteşem cevaptan ilham alarak söylüyorum; Lakin Kıbrıs'ı, Rum'a,
Yunan'a, AB'ye ve ABD'ye ancak dinsizler ve namussuzlar peşkeş çekebilir. Kıbrıs'ı ancak dinsizler ve namussuzlar satabilir.
Kıbrıs için önceki gün Bursa'da gözyaşlarına boğulan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı izlerken "gönlüme düşen hissiyat ve kalbi feryad" bunlar... Bugün Kıbrıs'ı vatanı, namusu ve dininin bir parçası kabul etmeyerek Haçlı'ya peşkeş çekenler, yarın aynı dalalet, hıyanet, dinsizlik ve namussuzluğun gereği olarak Türkiye'yi peşkeş çekmekten geri durmayacaklardır. Bundan, hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Benden hatırlatması?
AB'ye uyum süreci ve bahanesiyle "Yegâne hak din olan İslam'ın ve namusun tartışmaya açılması" manevraları neticesi artık "Dinsiz veya namussuz!.." kavramlarının da bir "iltifat cümlesi" haline dönüştürüldüğünü bile bile ve dahi AB'den önceki "kutsal anlam"larını yükleyerek ve yüksek müsaadelerinize sığınarak bu iki kavramı başlık yaptım.
Kıbrıs, yavruvatandır. Yavru, uğruna "ana"nın "kendi canı dahil" her şeyini feda ettiği varlık demektir.
Kıbrıs, uğruna -geçmiştekileri şimdilik bir kenara koyalım- sadece 1974'te 5 bini aşkın "ana kuzusu"nu fedaq ettiğimiz, uğruna 5 bini aşkın şehit verdiğimiz "yavru"dur. Şair, "Toprak, uğruna ölen varsa vatandır" dememiş miydi!? Kıbrıs uğruna öldüğümüz mukaddes topraktır. Kıbrıs, vatandır. Kıbrıs, uğruna canlar feda edilen topraktır. Kıbrıs, mukaddes topraktır. "Vatan, mukaddesatın korunduğu ve yaşandığı kutsal topraktır" der BTP Genel
Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş eserleri ve konuşmalarında? Vatanı, böyle tarif eder bilge insan.
Kıbrıs, vatandır. Kıbrıs, can emniyetinin, mal emniyetinin, akıl emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan emniyetinin, aile emniyeti ve mahremiyetinin korunduğu ve yaşandığı yerdir. Kıbrıs, her türlü eksiğine-gediğine rağmen mukaddesatın korunduğu ve yaşandığı yerdir.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş uyardı geçen hafta; Annan Planı, Kıbrıs'ı Filistin'e çevirir, Kosova'ya döndürür; ne can emniyeti kalır, ne mal, ne namus, ne din emniyeti?
Daha ne diyecekti, daha ne demeliydi! 30-40 sene önce Kıbrıs'ta bu emniyetler Rumlar tarafından ortadan kaldırıldığı için, can, mal, namus, din ve vicdan emniyetlerine kastedildiği ve bu emniyetlerden eser bırakılmadığı için 5 bin ana kuzusunu orada feda ettik. Orayı 5 bin şehitle tekrar vatan eyledik.
Dinsizler ve namussuzlar için vatanın kıymeti, Kıbrıs'ın kıymet-i harbiyesi olmayabilir.
Dinsizler ve namussuzlar, "arzularını müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid ederek" Kıbrıs'ı Yunan'a, AB'ye, ABD'ye peşkeş çekebilirler.
Kıbrıs'ı satabilirler.
Ancak Kıbrıs vatandır, Kıbrıs namustur, Kıbrıs dinden bir parçadır, Kıbrıs mukaddesattandır; satılamaz, kimseye de peşkeş çekilemez.
Kıbrıs'ı peşkeş çekmek dini peşkeş çekmektir, Kıbrıs'ı peşkeş çekmek namusu peşkeş çekmektir.
"Kıbrıs'ı satanlar, dinsizdirler veya namussuzdurlar" demiyorum. Asla ve kat'a? Haşa ve kella.
Lakin "Kıbrıs'ı ancak dinsizler satabilir, namussuzlar satabilir" diyorum.
Hani İslam binasının temel sütunlarından biri olan İmam Azam Ebu Hanife'ye sormuşlardı ya, "Hocam, namaz kılmayan kâfir olur mu?" diye... Şöyle muhteşem bir cevap vermişti Büyük İmam; "Hayır, asla ve kat'a! Namaz kılmayan kâfir olmaz. Lakin kâfirler namaz kılmaz."
Bu muhteşem cevaptan ilham alarak söylüyorum; Lakin Kıbrıs'ı, Rum'a,
Yunan'a, AB'ye ve ABD'ye ancak dinsizler ve namussuzlar peşkeş çekebilir. Kıbrıs'ı ancak dinsizler ve namussuzlar satabilir.
Kıbrıs için önceki gün Bursa'da gözyaşlarına boğulan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı izlerken "gönlüme düşen hissiyat ve kalbi feryad" bunlar... Bugün Kıbrıs'ı vatanı, namusu ve dininin bir parçası kabul etmeyerek Haçlı'ya peşkeş çekenler, yarın aynı dalalet, hıyanet, dinsizlik ve namussuzluğun gereği olarak Türkiye'yi peşkeş çekmekten geri durmayacaklardır. Bundan, hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Benden hatırlatması?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019