Diyabetik Ayak Toplum Sağlığını Tehdit Ediyor
Diyabet, çağımızın en yaygın kronik hastalıklarından biri. Ancak bu hastalığın en az bilinen ama en çok sakatlığa yol açan komplikasyonu diyabetik ayaktır
21.08.2025 19:23:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Diyabet, çağımızın en yaygın kronik hastalıklarından biri. Ancak bu hastalığın en az bilinen ama en çok sakatlığa yol açan komplikasyonu diyabetik ayaktır. Ayakta başlayan bu sessiz kriz, sinir ve damar sisteminde oluşan hasarların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Zamanla ilerleyen bu tablo, bireyin yaşamını kökten değiştirebilir.
Diyabetik ayak, yüksek kan şekeri seviyelerinin uzun süre kontrolsüz kalmasıyla gelişir. Sinir uçlarında meydana gelen hasar, ayakta his kaybına neden olur. Bu durum, bireyin ayak yaralarını fark etmesini engeller. Aynı zamanda damar sistemindeki bozulmalar, dokuların yeterince oksijen ve besin alamamasına yol açar. Bu iki faktör birleştiğinde, ayakta oluşan küçük bir yara bile iyileşemez hale gelir.
Diyabetik ayak evreleri genellikle fark edilmeden ilerler. İlk evrede ciltte kuruluk ve çatlaklar görülür. İkinci evrede yüzeysel yaralar oluşur. Üçüncü evrede enfeksiyon derin dokulara yayılır. Dördüncü ve beşinci evrelerde ise kemik tutulumu ve kangren gelişebilir. Bu noktada uzuv kaybı riski ciddi biçimde artar.
Toplumda diyabetik ayak farkındalığı hâlâ yetersiz. Birçok kişi, ayak sağlığını ihmal ediyor. Oysa diyabetik ayak, erken dönemde fark edildiğinde önlenebilir bir komplikasyondur. Düzenli ayak muayenesi, uygun ayakkabı kullanımı, hijyen ve kan şekeri kontrolü bu riski azaltabilir.
Diyabetik ayak, sadece bireysel bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda toplumsal bir yük. Uzuv kaybı yaşayan bireyler, iş gücünden kopuyor, sosyal hayattan uzaklaşıyor ve psikolojik olarak yıpranıyor. Bu nedenle diyabetik ayakla mücadele, sadece tıbbi değil; sosyal bir sorumluluk haline geliyor.
Diyabetik ayak, yüksek kan şekeri seviyelerinin uzun süre kontrolsüz kalmasıyla gelişir. Sinir uçlarında meydana gelen hasar, ayakta his kaybına neden olur. Bu durum, bireyin ayak yaralarını fark etmesini engeller. Aynı zamanda damar sistemindeki bozulmalar, dokuların yeterince oksijen ve besin alamamasına yol açar. Bu iki faktör birleştiğinde, ayakta oluşan küçük bir yara bile iyileşemez hale gelir.
Diyabetik ayak evreleri genellikle fark edilmeden ilerler. İlk evrede ciltte kuruluk ve çatlaklar görülür. İkinci evrede yüzeysel yaralar oluşur. Üçüncü evrede enfeksiyon derin dokulara yayılır. Dördüncü ve beşinci evrelerde ise kemik tutulumu ve kangren gelişebilir. Bu noktada uzuv kaybı riski ciddi biçimde artar.
Toplumda diyabetik ayak farkındalığı hâlâ yetersiz. Birçok kişi, ayak sağlığını ihmal ediyor. Oysa diyabetik ayak, erken dönemde fark edildiğinde önlenebilir bir komplikasyondur. Düzenli ayak muayenesi, uygun ayakkabı kullanımı, hijyen ve kan şekeri kontrolü bu riski azaltabilir.
Diyabetik ayak, sadece bireysel bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda toplumsal bir yük. Uzuv kaybı yaşayan bireyler, iş gücünden kopuyor, sosyal hayattan uzaklaşıyor ve psikolojik olarak yıpranıyor. Bu nedenle diyabetik ayakla mücadele, sadece tıbbi değil; sosyal bir sorumluluk haline geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.