Diyabetten değil, geç kalmaktan kork

'Diyabetten korkma, farkında ol, geç kalma' sloganıyla bugüne kadar çok sayıda etkinliğe imza atarak diyabet hastalığında farkındalık oluşturarak tedavi süreci hakkında bilgiler veren Laparoskopik, Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Muzaffer Al, "Diyabet hastalığında kontrolsüz kan şekeri ince, orta ve kalın damarlarda yaptığı hasarlar sonucunda başta kalp, böbrek, göz, sinir sistemi ve ekstremeteler olmak üzere pek çok organda hasar oluşturmaktadır. Diyabet hastalarında asıl problem kronik mikro ve makrovasküler komplikasyonların önlenmesi ve tedavisidir. Diyabet son dönem böbrek hastalığı ve yeni oluşan körlüğün en önemli sebebidir. Diyabet hastalarının yüzde 60'ından fazlasında distal simetrik polinöropati, mononöropatiler ve erektil disfonksiyon, üriner inkontinans, gastroparezi ve gece ishalleri içeren çeşitli otonom nöropatiler mevcuttur. Tip 2 diyabetli hastaların yüzde 60'ında yüksek tansiyon vardır. Diyabetin neden olduğu arteryel hastalıklar, nöropati ile birlikte tüm travma dışı amputasyonların yüzde 50'sinden sorumlu yapmaktadır.

İnme riski var

Diyabetik hastaların koroner kalp hastalıklarından ölüm oranı, diyabetik olmayan hastalardan 2 ila 4 kat daha fazladır. Benzer risk artışı inmede de olmaktadır. Diyabetik hastaların yaşamlarında kalp hastalıkları daha erken görülmektedir. Diyabetik hastalar için yaşam beklentisi, diyabetik olmayan kişilerden yaklaşık 7 ila 10 yıl daha kısadır. Çalışmalar tip 1 ve tip 2 diyabette kan şekeri yüksekliği ve diyabetik mikrovasküler komplikasyonlar arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu göstermiştir. Diyabetiklerin çoğu maalesef makrovasküler koroner arter hastalıkların komplikasyonu nedeniyle hayatını kaybederler. Metabolik cerrahi yüzde 75 ile yüzde 98 arasında değişmekle birlikte ortalama yüzde 86 oranında Tip2 şeker hastalarında tedavi sağlayarak ilaç ve insülin kullanımını ortadan kaldırabilmektedir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi diyabetten korkma, farkında ol, geç kalma" diye konuştu. İHA