Biz hep Batı'dan yana olduk. Batılı ülkelerin değerlerini kendi değerlerimizden üstün tuttuk.Çocuklarımıza Batı'nın bilim ve teknolojideki üstünlüğünü anlatırken onların kendi üstünlüklerimizi görmelerine engel olduk.Batı'yı el üstünde tutarken Doğu'dan kaçmaya çalıştık. Gelişimiz Doğu'ydu, gidişimiz Batı oldu. Yazdıklarımız, çizdiklerimiz,okuduklarımız hep o taraftandı. Medeniyetin Batı kaynaklı olduğunu söylerken bir zamanlar onlara medeniyeti öğrettiğimizi bilincimizden çıkardık.İnsanlarımızı Batılı gibi yapmaya çalıştığımızda komik durumlara düştük.Siyasetçilerimiz tarihi süreç içerisinde alternatiflerini hep Batı'dan yana kullandılar.Doğu'lu yanımızı ortaya çıkarmaya çalışanları dışladık. Ama bazıları "Batıya gide gide Doğu'ya ulaşacağımız" ümidini hep saklı tuttu.Batı'nın bize yaptıklarını çok çabuk unuttuk. Doğu'dakilerin bize yaptıklarını asla aklımızdan çıkarmadık.Doğu ile Batı arasında Batı tercihi yapanları daha uygar sayarken Doğu'lu geçinenlere yobaz damgası vurduk.Batı'yı bilimle, kültürle, sanatla ele alıp işleyenler olduğu gibi din ekseninde değerlendirenler de çıktı.Yasalarımızı Batı'lı değerlere uydurmaya çalıştık. Başardık da. Bu başarıyı sürdüremedik.Hep batıdan örnekler verdik.Geri kalışımızı Doğu'ya, ileri gidişimizi Batı'ya malettik.Bizim olanları dışlayıp, bizden ayrı olanları benimser olduk.Biz bizi Batı'dan yana hissederken Batı bizi kendindenmişiz gibi görmedi. Biz gördüklerimize inanırken onlar bizim inandıklarımızı görmek istemediler."Güneş Doğu'dan doğup Batı'dan batarken" Doğu'nun batıyor olup, Batının yeniden doğduğunu ispat etmeye çalıştık.Ne tam Doğulu ne tam Batılı, kendimize özgüydük. Bu özgünlüğü korumak istemedik.Korumak isteyenlerin kendilerini ifade etmelerini fırsat tanımadık.Batı'dan da Doğu'dan da istifade etmek vardı. Doğu-Batı ikileminde ikiyüzlülüklerle karşılaştık, kendimizi aldatılmış hissettik."Biz nerede yanlış yaptık?" diye özeleştiri yaparken başkalarının yanlışlarını görmemeye gayret gösterdik.Haketmediğimiz muamelelere maruz kaldık. Kalmaya da devam ettik.Beynimizi, kalbimizi Batı'dan yana korken bize gönül koyanları kaale almadık.Batı'yla tam dost, Doğu'yla tam düşman değildik.Nedense bir türlü objektif olamıyorduk.Sağımız Doğu, Solumuz Batı oldu. Doğu-Batı sendromunu Sağ -Sol kavgasına dönüştürdük.Dönüp duran dünyada yön tayin etmeye çalışırken pusulamızı kaybettik.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005