logo
04 EYLÜL 2025


Dostlardan gelenler

10.11.2006 00:00:00
Daha önce söz vermiştim, gelen e-postaları sizinle vakti gelince baylaşacağımı.Uzak diyarlardan, taa Tanzanya'dan gelip yüksek tahsilini ülkemizde tamamlayıp bizden biri olmuş değerli bir hekim dostum Dr. Abbas Kermalli'den gelen e-postalar çok oldu bekliyordu. İşte onlardan hoşunuza gideceğini umduğum ikisini size sunayım.Avrupa BirliğiYıl 2050. AB Komisyonu Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer: -Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB'ye alacak mıyız? AB Başkanı: -Yok canım, henüz olmaz. Git, duyur, Tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçe'yi yasaklıyorum. -Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz?-O zaman söyle Kıbrıs'ı versinler..-Efendim onu da 40 sene önce verdiler zaten...-O zaman söyle güneydoğuya özerklik versinler.-Aman efendim, Türkiye'de güneydoğu mu kaldı, 2020'de bağımsız devlet oldu ya orası zaten.-O zaman söyle (sözde)Ermeni soykırımını tanısınlar. -Efendim, sadece ermeni değil, Pontus, Yunan, Bulgar, Rus, Ukrayna, Moldova soykırımını bile tanıdılar, hatta Çanakkale savaşından dolayı İngiliz, Avustralya, Yeni Zelanda soykırımını bile tanıdılar ya.. nasıl unuttunuz. -Hmm. O zaman söyle, kokoreç yasaklansın. -Aman efendim, onu yemeyi 2007'te bıraktılar. -İsa aşkına, ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın, yakamasınlar. -Ooooo. Beyefendi.Onu da çoktan bıraktılar. AB Başkanı düşünüp taşınır ve; -eeee... Dağıtın o zaman Avrupa Birliği'ni!**Ne İdik, Nerelere Geldik..?Faziletliydik:Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdık.Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik. Dürüsttük: Bir zamanlar, Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın."İtibarlıydık:Bir zamanlar, Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında oylar eşit çıkınca, Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır, onun dediği olurdu. Temizdik:Yere bile tükürmezdik. Hatta Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur vezamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür." Çevreciydik: Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için, saçak altlarına kuş sarayları yapardık. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez. Harama el sürmezdik: Fransız müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi şöyle anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır. Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar, arkamdan adam koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar gelmişlerdir."Medeni idik:İngiliz sefiri Sir James Porter ise, 1740'ların Türkiye'si için şunları söylüyor: "Gerek İstanbul'da, gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde ispat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır." Dosdoğruyduk:Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü veriyor: "Haksızlık, murabahacılık [aşırı kâr koyma, tefecilik], inhisarcılık [tekelcilik] ve hırsızlık gibi suçlar, Türkler arasında meçhuldür... Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan, çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır." Hırsızlık nedir bilmezdik:Fransız müellif Dr. Brayer, 1830ların İstanbul'unu getiriyor önümüze:"Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumi ahlâka itimaden açık bırakıldığı İstanbul'da her sene azami beş-altı hırsızlık vakası görülür." Ubicini, Dr. Brayer'i şöyle doğruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hıristiyan olan Galata ile Beyoğlu'nda ise hırsızlık ve cinayet vakaları olmadan gün geçmez." Naziktik:Edmondo de Amicis isimli Italyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"ini anlatıyor bize: "İstanbul Türk halkı Avrupa'nın en nazik ve en kibar insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi, nadirattan işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz." Cihana örnektik:Türkiye Seyahatnâmesi'yle meşhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü şöyle: "Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Şefkatimiz yalnızca insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu. Hayata karşı saygılıydık: Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsın: "Türklerdeki iyilik duygusu, hayvanları dahi kucaklamıştır. Birçok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır... Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde ise, bir evin hangi tarafa ait olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Eğer evin bacasında leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)Hayırseverdik:Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazın İstanbul'dan Sofya'ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin, yolculara, bedava ayran dağıttıklarına şahit oldum." Aynı müellif, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir, şöyle diyor: "Fakat şunu da ifade etmeliyim ki, bu dindarâne hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. İyiliklerini yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teşmil ederler." Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı Avukat Guer misallendiriyor: "Türk şefkati, hayvanlara bile şamildir" dedikten sonra şu örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar, sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar... Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..." "Kaçık"lığın kaynağını da veriyor adam: "Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar. Bunu yapan bir Türk'e, bir gün, yaptığı işin neye yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: 'Allah'ın rızasını tahsile [kazanmaya] yarar.'" Ne dersiniz? Galiba, geçmişimizden uzaklaşmak, bize çok pahalıya patladı. İşte sorulmaya değer ve cevaplanması elzem olan soru: "Bizde, o zaman var olup da bugün olmayan nedir? Nasıl kaybettik? Nasıl buluruz
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
'Acımasız savaşçılar oluruz'
Maduro'dan ABD'ye rest
Husiler İsrail hedefini hipersonik füzeyle vurdu
"Operasyon başarıyla sonuçlandı"
ABD'de kayıp Türk bilim insanı hapse atılmış
Bakanlığa ait laboratuvarda radyoaktif riskler tespit etmişti
Öldürülen Savcı Kayhan'ın cenazesi Adli Tıp'ta
Katil daha önce o restoranda garsonmuş
Trump-Harvard kavgasına ABD yargısı el koydu
"Fonların dondurulması anayasaya aykırı"
Halit Yukay'ın naaşı denizden çıkarıldı
4 Ağustos'tan bu yana aranıyordu
'Bu yetki gaspını tanımıyoruz'
Özel'den İstanbul resti
'Doğruları anlatmaya devam edeceğiz'
BTP lideri Hüseyin Baş hakim karşısına çıkıyor
Dikkat çeken görüşme gerçekleşti
Putin, Kim'le ne görüştü?
AB'ye içeriden sert eleştiri
'AB İsrail'e karşı başarısız'
CHP İstanbul'dan kayyuma karşı hamle
İl delegeleri 'olağanüstü kongre' talep etti
1100 Filistinliyi daha katledildi
İsrail terörü sınır tanımıyor
İsrail'in Gazze'deki soykırımı devam ediyor
Son 24 saatte 113 Filistinli daha katledildi
Bakan Tunç'tan, Özel'in 'Tanımıyoruz' açıklamasına cevap
'Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz'
Ağustosta en çok havayolu ile yolcu taşımacılığı pahalandı
Aylık artış yüzde 36.43
'Acımasız savaşçılar oluruz'
Maduro'dan ABD'ye rest
Husiler İsrail hedefini hipersonik füzeyle vurdu
"Operasyon başarıyla sonuçlandı"
ABD'de kayıp Türk bilim insanı hapse atılmış
Bakanlığa ait laboratuvarda radyoaktif riskler tespit etmişti
Öldürülen Savcı Kayhan'ın cenazesi Adli Tıp'ta
Katil daha önce o restoranda garsonmuş
Trump-Harvard kavgasına ABD yargısı el koydu
"Fonların dondurulması anayasaya aykırı"
Halit Yukay'ın naaşı denizden çıkarıldı
4 Ağustos'tan bu yana aranıyordu
'Bu yetki gaspını tanımıyoruz'
Özel'den İstanbul resti
'Doğruları anlatmaya devam edeceğiz'
BTP lideri Hüseyin Baş hakim karşısına çıkıyor
Dikkat çeken görüşme gerçekleşti
Putin, Kim'le ne görüştü?
AB'ye içeriden sert eleştiri
'AB İsrail'e karşı başarısız'
CHP İstanbul'dan kayyuma karşı hamle
İl delegeleri 'olağanüstü kongre' talep etti
1100 Filistinliyi daha katledildi
İsrail terörü sınır tanımıyor
İsrail'in Gazze'deki soykırımı devam ediyor
Son 24 saatte 113 Filistinli daha katledildi
Bakan Tunç'tan, Özel'in 'Tanımıyoruz' açıklamasına cevap
'Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz'
Ağustosta en çok havayolu ile yolcu taşımacılığı pahalandı
Aylık artış yüzde 36.43
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.