UNESCO yaptığı bir toplantıda Başkanlık Divanına bir önerge verir.
11 ülkenin imzaladığı bu önergenin konusu 1981 yılının tüm dünyada Atatürk yılı olarak anımsanmasıdır.
Doğumun 100. yıldönümünde sadece Türk milletinin değil tüm insanlığın ortak değeri olan bu büyük devlet adamının Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte anılması önerilir.
UNESCO Genel Kurulunda verilen karar şu şekildedir:
"Uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşakları için örnek olacağı inancıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümünde, 1981 yılında anılması kararlaştırılması?"
Ayrıca bu önergede "Bugün UNESCO'nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir" denilmekte idi.
Karar görüşmeleri esnasında İsveç delegesi birden ayağa kalkarak;
"Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?!" der.
Bu kinayeli sözler üzerine, Rus delegesi ayağa fırlar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine şu sözleri söyler:
"Delege arkadaşlarıma hatırlatmak isterim ki Atatürk, öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir. Bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak anmalıyız."
Oylama günü UNESCO tarihinde bir ilk gerçekleşir ve tek bir çekimser oy dahi olmaksızın 152 ülke aynı anda belirlenen metine imza atar.
Müzakereler sırasında itiraz eden İsveç delegesi imzaların atıldığı gün mikrofona gelerek aynen şunları söyler:
"Ben Atatürk'ü inceledim, bütün ülkelerden özür diliyor ve ilk imzayı ben atıyorum."
Ben, bizden gizlenen Atatürk'ü daha iyi tanımak için onu araştıran, bu vatanın bir ferdiyim.
Ve biraz daha derinlemesine araştırdığım her defasında Atatürk'e daha çok hayran kalıyorum.
O olağanüstü devrimleri gerçekleştirmiş bir devrimci.
Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider.
İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü.
Hayatı boyunca insanlar arasında ırkçılık yapmayan eşsiz bir devlet adamı.
Ve bizim en açımızdan en önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve her zorlukta bize yol gösteren Ata'mız.
Vefat ettiği halde sonraki yüzyıllara damgasını vurabilen tek lider.
Bizim görevimiz ona daha çok araştırıp, yazıp, onun bizden gizlenen gerçek kimliğini Türk milletine anlatmaktır.
Ruhu şad olsun.
11 ülkenin imzaladığı bu önergenin konusu 1981 yılının tüm dünyada Atatürk yılı olarak anımsanmasıdır.
Doğumun 100. yıldönümünde sadece Türk milletinin değil tüm insanlığın ortak değeri olan bu büyük devlet adamının Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte anılması önerilir.
UNESCO Genel Kurulunda verilen karar şu şekildedir:
"Uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşakları için örnek olacağı inancıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümünde, 1981 yılında anılması kararlaştırılması?"
Ayrıca bu önergede "Bugün UNESCO'nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal'dir" denilmekte idi.
Karar görüşmeleri esnasında İsveç delegesi birden ayağa kalkarak;
"Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?!" der.
Bu kinayeli sözler üzerine, Rus delegesi ayağa fırlar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine şu sözleri söyler:
"Delege arkadaşlarıma hatırlatmak isterim ki Atatürk, öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir. Bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak anmalıyız."
Oylama günü UNESCO tarihinde bir ilk gerçekleşir ve tek bir çekimser oy dahi olmaksızın 152 ülke aynı anda belirlenen metine imza atar.
Müzakereler sırasında itiraz eden İsveç delegesi imzaların atıldığı gün mikrofona gelerek aynen şunları söyler:
"Ben Atatürk'ü inceledim, bütün ülkelerden özür diliyor ve ilk imzayı ben atıyorum."
Ben, bizden gizlenen Atatürk'ü daha iyi tanımak için onu araştıran, bu vatanın bir ferdiyim.
Ve biraz daha derinlemesine araştırdığım her defasında Atatürk'e daha çok hayran kalıyorum.
O olağanüstü devrimleri gerçekleştirmiş bir devrimci.
Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider.
İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü.
Hayatı boyunca insanlar arasında ırkçılık yapmayan eşsiz bir devlet adamı.
Ve bizim en açımızdan en önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve her zorlukta bize yol gösteren Ata'mız.
Vefat ettiği halde sonraki yüzyıllara damgasını vurabilen tek lider.
Bizim görevimiz ona daha çok araştırıp, yazıp, onun bizden gizlenen gerçek kimliğini Türk milletine anlatmaktır.
Ruhu şad olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018