'Dünya kendini ABD'den korumalı'
Foreign Policy dergisi için kaleme aldığı makalede 'Türk ekonomisine yönelik saldırı, ekonomik gücün bir silah olarak kullanılmasının nasıl ciddi küresel risklere yol açabileceğinin örneği olarak ele alınmalı' diyen Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, 'Ülkeler kendilerini Washington'dan koruması gerekiyor' ifadelerini kullandı
08.09.2018 00:00:00
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ABD'nin siyasi nedenlerle yaptırım uyguladığı tek ülkenin Türkiye olmadığını belirterek, "Türk ekonomisine yönelik saldırı, ekonomik gücün siyasi bir silah olarak şuursuzca kullanılmasının nasıl ciddi küresel risklere yol açabileceğinin örneği olarak ele alınmalı. Şimdi, diğer ülkeler Türkiye ile birlikte hareket ederek, gelecek yapay krizlere karşı ortak bir strateji geliştirmeye katkı sağlayabilir" ifadelerini kullandı.
Albayrak, Amerikan Foreign Policy dergisi için "ABD'nin küresel ekonomiyi yönetmesine güvenilemez" başlıklı İngilizce bir makale kaleme aldı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik saldırısının ardından dünyanın kendini Washington'ın ekonomik gücünden koruması gerektiğini vurguladığı makalesinde Albayrak, şu tespitlere yer verdi: "Bu ağustos ayında Türkiye ekonomisi küresel haberlerin ana konusu oldu.
Bunun sebebi, global ekonomik sistemdeki en büyük oyuncu olan ABD tarafından Türk ekonomisine yapılan sistematik saldırıydı. Bu, Türkiye ve ABD arasındaki ittifak tarihinin en hayal kırıcı anlarından biri oldu. ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi, NATO üyesi bir ülkenin ekonomisine alenen yaptırımlar ve tarifelerle saldırdı."
'Merkez Bankamız bağımsız ve etkin'
Türk hükümetinin yatırımcı dostu bir ortam yaratmak konusunda kararlı olduğunu ifade eden Albayrak, bu amaçla bazı ekonomik zayıflıkları ve potansiyel kırılganlıkları önlemek için gereken adımların atıldığını bildirdi.
Bakan Albayrak, makalesinde, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) bağımsızlığının, etkinliğinin ve parasal politikada lider rolünde kalmasının, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son 16 yıldaki tüm hükümetleri için olduğu gibi bu hükümetin de öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurmasının ajandasında olmadığını da kaydeden Albayrak, "Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi döviz rezervlerini uluslararası piyasalardan sağlamaya devam edecektir. Bizim hedefimiz Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımları çekmeye devam etmesi ve küresel ekonomi için bir inovasyon, araştırma ve geliştirme merkezi haline gelmesidir" değerlendirmesinde bulundu.
'ABD'nin hedef aldığı tek ülke Türkiye değil'
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, makalesinde ABD'nin siyasi nedenlerle yaptırım uyguladığı tek ülkenin Türkiye olmadığına da dikkati çekti. ABD yönetiminin, Avrupa Birliği (AB), Rusya ve Çin gibi ticaret partnerlerini tek taraflı tarifelerle hedef almasının uluslararası ticaret, iş birliği ve istikrarın, devletler arasında daha güçlü ittifaklar kurularak korunması gerektiğini kanıtladığına vurgu yapan Albayrak, makalesinde şu değerlendirmelere de yer verdi: "Dünya karmaşık sınamalarla yüzleşiyor. Washington'ın uluslararası ekonomiye ve ticarete yönelik tehditleri, bu sınamaların ciddi bir alt kümesi.
Tek taraflı yaptırımlar, ticaret savaşlarının kışkırtılması ve ekonomik silahların rastgele kullanımı, bir başka küresel krize yol açabilir. Bu önemli kavşakta, dünya genelindeki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, potansiyel krizlerin ve finansal saldırıların üstesinden gelebilmek için güçlü ve kurumsallaşmış işbirliğine ihtiyaç duyuyor.
Türk ekonomisine yönelik saldırı, ekonomik gücün siyasi bir silah olarak şuursuzca kullanılmasının nasıl ciddi küresel risklere yol açabileceğinin bir örneği olarak ele alınmalı. Şimdi, diğer ülkeler Türkiye ile birlikte hareket ederek gelecekteki yapay krizlere karşı ortak bir strateji geliştirmeye katkı sağlayabilir."
AA
Albayrak, Amerikan Foreign Policy dergisi için "ABD'nin küresel ekonomiyi yönetmesine güvenilemez" başlıklı İngilizce bir makale kaleme aldı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik saldırısının ardından dünyanın kendini Washington'ın ekonomik gücünden koruması gerektiğini vurguladığı makalesinde Albayrak, şu tespitlere yer verdi: "Bu ağustos ayında Türkiye ekonomisi küresel haberlerin ana konusu oldu.
Bunun sebebi, global ekonomik sistemdeki en büyük oyuncu olan ABD tarafından Türk ekonomisine yapılan sistematik saldırıydı. Bu, Türkiye ve ABD arasındaki ittifak tarihinin en hayal kırıcı anlarından biri oldu. ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi, NATO üyesi bir ülkenin ekonomisine alenen yaptırımlar ve tarifelerle saldırdı."
'Merkez Bankamız bağımsız ve etkin'
Türk hükümetinin yatırımcı dostu bir ortam yaratmak konusunda kararlı olduğunu ifade eden Albayrak, bu amaçla bazı ekonomik zayıflıkları ve potansiyel kırılganlıkları önlemek için gereken adımların atıldığını bildirdi.
Bakan Albayrak, makalesinde, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) bağımsızlığının, etkinliğinin ve parasal politikada lider rolünde kalmasının, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son 16 yıldaki tüm hükümetleri için olduğu gibi bu hükümetin de öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurmasının ajandasında olmadığını da kaydeden Albayrak, "Türkiye, şimdiye kadar olduğu gibi döviz rezervlerini uluslararası piyasalardan sağlamaya devam edecektir. Bizim hedefimiz Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımları çekmeye devam etmesi ve küresel ekonomi için bir inovasyon, araştırma ve geliştirme merkezi haline gelmesidir" değerlendirmesinde bulundu.
'ABD'nin hedef aldığı tek ülke Türkiye değil'
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, makalesinde ABD'nin siyasi nedenlerle yaptırım uyguladığı tek ülkenin Türkiye olmadığına da dikkati çekti. ABD yönetiminin, Avrupa Birliği (AB), Rusya ve Çin gibi ticaret partnerlerini tek taraflı tarifelerle hedef almasının uluslararası ticaret, iş birliği ve istikrarın, devletler arasında daha güçlü ittifaklar kurularak korunması gerektiğini kanıtladığına vurgu yapan Albayrak, makalesinde şu değerlendirmelere de yer verdi: "Dünya karmaşık sınamalarla yüzleşiyor. Washington'ın uluslararası ekonomiye ve ticarete yönelik tehditleri, bu sınamaların ciddi bir alt kümesi.
Tek taraflı yaptırımlar, ticaret savaşlarının kışkırtılması ve ekonomik silahların rastgele kullanımı, bir başka küresel krize yol açabilir. Bu önemli kavşakta, dünya genelindeki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, potansiyel krizlerin ve finansal saldırıların üstesinden gelebilmek için güçlü ve kurumsallaşmış işbirliğine ihtiyaç duyuyor.
Türk ekonomisine yönelik saldırı, ekonomik gücün siyasi bir silah olarak şuursuzca kullanılmasının nasıl ciddi küresel risklere yol açabileceğinin bir örneği olarak ele alınmalı. Şimdi, diğer ülkeler Türkiye ile birlikte hareket ederek gelecekteki yapay krizlere karşı ortak bir strateji geliştirmeye katkı sağlayabilir."
AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.