Dünyalık peşine koşmak yaramaz. Hırsla dünyaya sarılan dinini tin -incir- ile değiştirene benzer. Sonsuz ve ebedî şeyi, geçici dünya menfaatine değiştirende akıl yoktur.
Dünyalık insanı nereye kadar götürebilir? İsterse en kıymetli şey olsun, kabir kapısından öteye geçemez. Hakiki âleme yolculuk başladığı zaman elinde hiçbiri kalmaz, ne o kalır, ne de bu?* * *İmanın kemale ermediği için darlığa pek dayanamazsın. Geçimini temine çalış. İnsanlara muhtaç olmayacak kadar dünyalığa er... Onlara yüz suyu dökmek sana yakışmaz. İmanın kemale erince sana tevekkül gerek. Allah'a güven. Yine çalış; fakat Allah'a çalışmandan fazla güven. Sebeplerin arasından ayrıl. Mevlâ'ya güvenle bağlı bir kul kesil. Kalbinden manevî yolculuğa başla. Bu yolculuk Mevlâ'ya olmalı. Bunları yapmaya niyet tutarsan derunundan ülkeler, dükkânlar, tezgâhlar çıkar, gider. Yolculuğun ilk adımı atılmadan iş biter. Malın bollaşır. * * *Ey cemaat! Her hâlde anlattıklarımı yapmaya yanaşmak niyetinde değilsiniz. Kalbinizdeki kötülükleri atmaya pek hevesli görünmüyorsunuz. Biliyorum, söylediklerimin hepsini yapabilmek, her kişinin kârı değil, az kişinin kârıdır. O da binde bir olur. Hani, azını da bırakmayın. Ne kadar yapsanız, o size kalır. Bunu anlatan bir hadîs-i şerifi arz edeceğim. Her ne kadar dış mânası ile mevzuumuzun dışında ise de manen sözümüzü teyit eder:"Dünya dertlerinden gücünüzün yettiği kadar uzak olunuz."Biz de, gücünüz yettiği kadar yapmaya çalışın diyoruz. Yâni; bu emri yerine getirmeye, kaderinizde varsa dahasını yapabilirsiniz.* * *Ey evlat! Dünyalık işlerden iç âlemini almaya güçlü isen durma, yap. Gücün yetmiyorsa kalbini Hakk'a bağla. O'nun rahmet eteklerine yapış. Belki böylece iç âlemine huzur girer, dış varlığın da rahata erer. Dünya elemleri seni bırakır gider.* * *Her şeye gücü yeten O'dur. Senin neyin var ki? Her şeyi bilen, yine O'dur. Senin ne kıymetin var? O'nun kapısına koş, O'ndan iste. Temizlenmeyi O'ndan dile. O dilerse, Zat'ından gayri her cins varlık vehminden seni temizler. Kalbini imanla doldurur. Marifet verir, ilim verir. Zenginlik de verir. Halktan bir şey istetmez. Sana yakîn hâli nasip eder. Kalbine kendi ülfetini yağdırır. Bu kez, cümle duyguların O'nunla olur.* * *Her şeyi O'ndan bekle. Başkasını bırak. Mahlûk önünde zelil olma. Senin gibilere bu yakışmaz. O'nun ol. O'na ol! Sana bu yakışır. O'na dönmekten başka kurtuluş yolu yoktur. Bunu böylece bilesin!
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Dünyalık insanı nereye kadar götürebilir? İsterse en kıymetli şey olsun, kabir kapısından öteye geçemez. Hakiki âleme yolculuk başladığı zaman elinde hiçbiri kalmaz, ne o kalır, ne de bu?* * *İmanın kemale ermediği için darlığa pek dayanamazsın. Geçimini temine çalış. İnsanlara muhtaç olmayacak kadar dünyalığa er... Onlara yüz suyu dökmek sana yakışmaz. İmanın kemale erince sana tevekkül gerek. Allah'a güven. Yine çalış; fakat Allah'a çalışmandan fazla güven. Sebeplerin arasından ayrıl. Mevlâ'ya güvenle bağlı bir kul kesil. Kalbinden manevî yolculuğa başla. Bu yolculuk Mevlâ'ya olmalı. Bunları yapmaya niyet tutarsan derunundan ülkeler, dükkânlar, tezgâhlar çıkar, gider. Yolculuğun ilk adımı atılmadan iş biter. Malın bollaşır. * * *Ey cemaat! Her hâlde anlattıklarımı yapmaya yanaşmak niyetinde değilsiniz. Kalbinizdeki kötülükleri atmaya pek hevesli görünmüyorsunuz. Biliyorum, söylediklerimin hepsini yapabilmek, her kişinin kârı değil, az kişinin kârıdır. O da binde bir olur. Hani, azını da bırakmayın. Ne kadar yapsanız, o size kalır. Bunu anlatan bir hadîs-i şerifi arz edeceğim. Her ne kadar dış mânası ile mevzuumuzun dışında ise de manen sözümüzü teyit eder:"Dünya dertlerinden gücünüzün yettiği kadar uzak olunuz."Biz de, gücünüz yettiği kadar yapmaya çalışın diyoruz. Yâni; bu emri yerine getirmeye, kaderinizde varsa dahasını yapabilirsiniz.* * *Ey evlat! Dünyalık işlerden iç âlemini almaya güçlü isen durma, yap. Gücün yetmiyorsa kalbini Hakk'a bağla. O'nun rahmet eteklerine yapış. Belki böylece iç âlemine huzur girer, dış varlığın da rahata erer. Dünya elemleri seni bırakır gider.* * *Her şeye gücü yeten O'dur. Senin neyin var ki? Her şeyi bilen, yine O'dur. Senin ne kıymetin var? O'nun kapısına koş, O'ndan iste. Temizlenmeyi O'ndan dile. O dilerse, Zat'ından gayri her cins varlık vehminden seni temizler. Kalbini imanla doldurur. Marifet verir, ilim verir. Zenginlik de verir. Halktan bir şey istetmez. Sana yakîn hâli nasip eder. Kalbine kendi ülfetini yağdırır. Bu kez, cümle duyguların O'nunla olur.* * *Her şeyi O'ndan bekle. Başkasını bırak. Mahlûk önünde zelil olma. Senin gibilere bu yakışmaz. O'nun ol. O'na ol! Sana bu yakışır. O'na dönmekten başka kurtuluş yolu yoktur. Bunu böylece bilesin!
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.