Dünyanın geçici kârı seni aldatmasın
Dünyanın geçici kârı için ahiretin ebedi kazancını elden çıkarma. Sonra büyük bir kayba uğrarsın. Ticaret yapmaktaki niyetin daima helal kazanç olmalı. Dilencilikten kurtulmak, öbür âleme has şeylerin tedariki olsun
19.06.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri ticaret hakkında buyurdu ki:
Peygamberimiz kolaylıkla ticaret yapanları şöylece övmüştür: "Satarken kolaylık gösterene, alırken kolaylık gösterene, bir hüküm vereceği zaman kolaylık gösterene, hakkında verilen hükme razı olup, güçlük çıkarmayana Allah merhamet eylesin."
Peygamber Efendimizin bu duasını ganimet bilen dünya ve ahirette en büyük kârı kazandı.
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Bir kimse, eli darda olan şahıstaki alacağı için mühlet verir veya haline terk ederse, Allah onu kolay hesap verenler zümresine dahil eder."
Herhangi bir sebepten dolayı aldığı şeyi geri vermek İsteyeni hoş karşılamak ve kabul etmek iyidir. Bu hususta Peygamberimizin (s.a.v.) bir hadis-i şerifini zikredelim: "Bir kimse, pişman olanın getirdiği malı geri alır veya mukavele feshini isteyenin arzusunu yerine getirirse, Allah Teâlâ kıyamet günü onun işlerini düzeltir."
Her halinde, ticaret seni Allah'ı anmaktan almasın. Dünyanın geçici kârı için ahiretin ebedî kazancını elden çıkarma. Sonra, açıktan açık, büyük bir kayba uğrarsın. Ticaret yapmaktaki niyetin daima helâl kazanç olmalı. Dilencilikten kurtulmak, öbür âleme has şeylerin tedariki olsun. Mümkün olduğu kadar bu düşünce sayesinde; ahiret talebi için kalbini dünyalıktan al.
Şunu da bil; geçmişteki büyük zatların hiçbiri, ibadet kabilinden olan şeyler için ücret almadı. Farz-ı kifaye sayılan ibadetlere, cenaze yıkamaya, ezan okumaya ve teravih kıldırmaya hiçbir ücret almadı. Para alanları da hoş karşılamadılar.
Yukarıda anlattığımız şekilde ticaretini yapana bir manevî zarar gelmez. Dünyalık işler onu ahiretten edemez. Dünyada ahiret pazarları mescitlerdir. Allah Teâlâ dünya ve ahiret işini bir yürüteni över. "Onlar öyle erlerdir ki, onları ticaret ve alışveriş Allah'ın zikrinden alıkoymaz." (Nur, 37).
Ticaret erbabı, sabah erken mescide gidip namazını kılmalı, sonra da ticaretine bakmalı. Farz namazlar için daima mescide gitmeli. Ezan sesi kulağına geldiği zaman; dünyalık işleri bir yana atmalı. Geçmişteki bazı zatlar, çekici kaldırdığı anda ezan sesini duyarsa, indirmeye takat bulamazdı.
İşinde çalışan kimsenin kalbi daima Allah zikri ile olmalı. Bunun faziletine dair birçok hadis-i şerif vardır. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Bir kimse, çarşıya girdiği zaman, aşağıda şu duayı yaparsa Allah Teâlâ ona bir milyon iyilik yazar: Lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün lâyemûtü biyedihil hayrü ve hüve alâ külli şey'in kadir/Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, şeriki yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na hastır, öldürür, diriltir. O diridir; ölmez. Hayır O'nun elinde olup, her şeye kadirdir." Ticaretle meşgul olan kimsenin daima halini murakabe etmesi gerekir. Öbür âlemde, hesabını verirken özür dileyeceği şeyi burada yapmamalı.
Burada iken dikkati elden bırakmayan kimse, öbür âlemde hesabını kolay verir.
İnsan burada yaptığı her şeyin hesabını orada vereceği için, haline sahip olmalı. Niyetini daima öbür âlem için temiz tutmalı. Bakmalı; insan haklarına riayet ediyor mu, yoksa etmiyor mu?
En doğruyu Allah bilir.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Peygamberimiz kolaylıkla ticaret yapanları şöylece övmüştür: "Satarken kolaylık gösterene, alırken kolaylık gösterene, bir hüküm vereceği zaman kolaylık gösterene, hakkında verilen hükme razı olup, güçlük çıkarmayana Allah merhamet eylesin."
Peygamber Efendimizin bu duasını ganimet bilen dünya ve ahirette en büyük kârı kazandı.
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Bir kimse, eli darda olan şahıstaki alacağı için mühlet verir veya haline terk ederse, Allah onu kolay hesap verenler zümresine dahil eder."
Herhangi bir sebepten dolayı aldığı şeyi geri vermek İsteyeni hoş karşılamak ve kabul etmek iyidir. Bu hususta Peygamberimizin (s.a.v.) bir hadis-i şerifini zikredelim: "Bir kimse, pişman olanın getirdiği malı geri alır veya mukavele feshini isteyenin arzusunu yerine getirirse, Allah Teâlâ kıyamet günü onun işlerini düzeltir."
Her halinde, ticaret seni Allah'ı anmaktan almasın. Dünyanın geçici kârı için ahiretin ebedî kazancını elden çıkarma. Sonra, açıktan açık, büyük bir kayba uğrarsın. Ticaret yapmaktaki niyetin daima helâl kazanç olmalı. Dilencilikten kurtulmak, öbür âleme has şeylerin tedariki olsun. Mümkün olduğu kadar bu düşünce sayesinde; ahiret talebi için kalbini dünyalıktan al.
Şunu da bil; geçmişteki büyük zatların hiçbiri, ibadet kabilinden olan şeyler için ücret almadı. Farz-ı kifaye sayılan ibadetlere, cenaze yıkamaya, ezan okumaya ve teravih kıldırmaya hiçbir ücret almadı. Para alanları da hoş karşılamadılar.
Yukarıda anlattığımız şekilde ticaretini yapana bir manevî zarar gelmez. Dünyalık işler onu ahiretten edemez. Dünyada ahiret pazarları mescitlerdir. Allah Teâlâ dünya ve ahiret işini bir yürüteni över. "Onlar öyle erlerdir ki, onları ticaret ve alışveriş Allah'ın zikrinden alıkoymaz." (Nur, 37).
Ticaret erbabı, sabah erken mescide gidip namazını kılmalı, sonra da ticaretine bakmalı. Farz namazlar için daima mescide gitmeli. Ezan sesi kulağına geldiği zaman; dünyalık işleri bir yana atmalı. Geçmişteki bazı zatlar, çekici kaldırdığı anda ezan sesini duyarsa, indirmeye takat bulamazdı.
İşinde çalışan kimsenin kalbi daima Allah zikri ile olmalı. Bunun faziletine dair birçok hadis-i şerif vardır. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Bir kimse, çarşıya girdiği zaman, aşağıda şu duayı yaparsa Allah Teâlâ ona bir milyon iyilik yazar: Lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh lehül mülkü velehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyün lâyemûtü biyedihil hayrü ve hüve alâ külli şey'in kadir/Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, şeriki yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na hastır, öldürür, diriltir. O diridir; ölmez. Hayır O'nun elinde olup, her şeye kadirdir." Ticaretle meşgul olan kimsenin daima halini murakabe etmesi gerekir. Öbür âlemde, hesabını verirken özür dileyeceği şeyi burada yapmamalı.
Burada iken dikkati elden bırakmayan kimse, öbür âlemde hesabını kolay verir.
İnsan burada yaptığı her şeyin hesabını orada vereceği için, haline sahip olmalı. Niyetini daima öbür âlem için temiz tutmalı. Bakmalı; insan haklarına riayet ediyor mu, yoksa etmiyor mu?
En doğruyu Allah bilir.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.