Becaye'deki ilim talebeleri; "Mümin ölünce, Cennet'in yarısı ona verilir" hadis-i şerifinde ihtilaf edip, hadis-i şerifin görünüş manasına göre, iki mümin ölünce, Cennet'in bütünü onların olur. Bu ise mümkün değildir. En iyisi gidelim, bu hadis-i şerifin manasını Ebû Midyen hazretlerinden sual edelim dediler. Nihayet Ebû Midyen hazretlerine geldiler. Ebû Midyen rahmetullahi aleyh o sırada talebelerine ders veriyordu. Risale-i Kuşeyri'den anlatıyordu. Gelir gelmez, ne için geldiklerini anlayıp; "Bundan murad, kendi Cennet'inin yarısı ona verilir, kabrinde onunla nimetlenmek ve sevinmek için, ona Cennet'le arasındaki perde açılır. Diğer yarısı da kıyamette verilir" buyurdu. Talebeler, Ebû Midyen hazretlerinin bu kerametini görünce ona olan muhabbet ve bağlılıkları daha da artarak döndüler.
Evliyanın vasıflarını ve hallerini soran birisine buyurdu ki:
"Halis olarak evliyalık yolunda bulunmanın alameti, fakr hali, yani varlığını Allah yolunda harcamaktır."
"Veli olduğu söylenen kimse, dinin emir ve yasaklarına aykırı hareket ederse, ondan sakınmak lazımdır."
"Bütün evliyanın kerametleri, Efendimiz Muhammed Aleyhisselamın mucizelerinin neticeleridir. Bizim bu yolumuz da, O'nun (sav) yoludur. Biz bu yolumuzu, senetle, icazetle, Ebû Ya'zi'den aldık. O da aynı şekilde, Cüneyd-i Bağdadi'den, o, Sırrı-yi Sekati'den, o, Habib-i Acemi'den, o, Hasan-ı Basri'den, o, hazret-i Ali'den aldı. O da Resullullah'tan (sav), O da Cebrail'den (aleyhisselam) ve O da Alemlerin Rabbi olan Allah-ü Teala'dan aldı."
"Mukarreb odur ki, kendisine kalb-i selim (küfür, dalalet, günahlar ve sair afetlerden temizlenmiş, ihlas ile dolu olan kalp) verilen kimsedir. Öyle ki, Allah-ü Teala'dan başka bir şeyden kurtulmuştur. O kalp, Allah-ü Teala'nın rızasından başka bir şey bulunmayan bir kaptır. İşte bu ve bunun gibi güzel hasletlere sahib olan zata mukarreb denir."
Ebû Midyen Mağribi hazretleri çeşitli sohbetleri sırasında buyurdu ki:
"Allah-ü Teala'dan bana, talebelerimin hepsine ve beni sevenlere çok hayırlar vereceğini vadetti."
"Hatası olan kimsenin, bu hatasını üzülerek, kalbinin kırık, boynunun bükük olması, itaatkar kimsenin, itaatına güvenerek kendini kıymetli sanmasından, kırıcı hareket etmesinden hayırlıdır."
"Bir kimse halkı doğru yola davet ettiği halde, kendisi bu yolda değilse, halkı fitneye düşürür."
"Normal insanların bozulmasının alameti, amirlerinin kendilerine zulmetmesiyle meydana çıkar. Büyük zatların, ileri gelen alimlerin bozulmasının alameti de, dinde çeşitli karışıklıkların ve fitnelerin ortaya çıkmasıdır."
"Kim dünyayı (insanı Allah-ü Teala'dan uzaklaştıran şeyleri) istemekle meşgul olursa, Allah-ü Teala onu zillete mübtela kılar."
"Salihlerin hizmetinde bulunan kimse yükselir. Allah-ü Teala'nın, kendisini, salihlere hürmet etmekten mahrum ettiği kimse, insanlardan gelen sıkıntılara mübtela olur."
"Nefsini tanıyan kimse, insanların övmelerine aldırmaz."
"Nefs, ihlas sahibini doğru yoldan kaydıramaz."
"Yaratılmış olan bir şeye, şehvet arzusu ile bakan kimse, o şeyden ibret alamaz ve o şeyden faydalanamaz."
Evliyanın vasıflarını ve hallerini soran birisine buyurdu ki:
"Halis olarak evliyalık yolunda bulunmanın alameti, fakr hali, yani varlığını Allah yolunda harcamaktır."
"Veli olduğu söylenen kimse, dinin emir ve yasaklarına aykırı hareket ederse, ondan sakınmak lazımdır."
"Bütün evliyanın kerametleri, Efendimiz Muhammed Aleyhisselamın mucizelerinin neticeleridir. Bizim bu yolumuz da, O'nun (sav) yoludur. Biz bu yolumuzu, senetle, icazetle, Ebû Ya'zi'den aldık. O da aynı şekilde, Cüneyd-i Bağdadi'den, o, Sırrı-yi Sekati'den, o, Habib-i Acemi'den, o, Hasan-ı Basri'den, o, hazret-i Ali'den aldı. O da Resullullah'tan (sav), O da Cebrail'den (aleyhisselam) ve O da Alemlerin Rabbi olan Allah-ü Teala'dan aldı."
"Mukarreb odur ki, kendisine kalb-i selim (küfür, dalalet, günahlar ve sair afetlerden temizlenmiş, ihlas ile dolu olan kalp) verilen kimsedir. Öyle ki, Allah-ü Teala'dan başka bir şeyden kurtulmuştur. O kalp, Allah-ü Teala'nın rızasından başka bir şey bulunmayan bir kaptır. İşte bu ve bunun gibi güzel hasletlere sahib olan zata mukarreb denir."
Ebû Midyen Mağribi hazretleri çeşitli sohbetleri sırasında buyurdu ki:
"Allah-ü Teala'dan bana, talebelerimin hepsine ve beni sevenlere çok hayırlar vereceğini vadetti."
"Hatası olan kimsenin, bu hatasını üzülerek, kalbinin kırık, boynunun bükük olması, itaatkar kimsenin, itaatına güvenerek kendini kıymetli sanmasından, kırıcı hareket etmesinden hayırlıdır."
"Bir kimse halkı doğru yola davet ettiği halde, kendisi bu yolda değilse, halkı fitneye düşürür."
"Normal insanların bozulmasının alameti, amirlerinin kendilerine zulmetmesiyle meydana çıkar. Büyük zatların, ileri gelen alimlerin bozulmasının alameti de, dinde çeşitli karışıklıkların ve fitnelerin ortaya çıkmasıdır."
"Kim dünyayı (insanı Allah-ü Teala'dan uzaklaştıran şeyleri) istemekle meşgul olursa, Allah-ü Teala onu zillete mübtela kılar."
"Salihlerin hizmetinde bulunan kimse yükselir. Allah-ü Teala'nın, kendisini, salihlere hürmet etmekten mahrum ettiği kimse, insanlardan gelen sıkıntılara mübtela olur."
"Nefsini tanıyan kimse, insanların övmelerine aldırmaz."
"Nefs, ihlas sahibini doğru yoldan kaydıramaz."
"Yaratılmış olan bir şeye, şehvet arzusu ile bakan kimse, o şeyden ibret alamaz ve o şeyden faydalanamaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.