Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan Uyardı: Bir tren kazası daha yola çıktı geliyor. Bu kez adres Milli Eğitim Bakanlığı. Şayet birisi buna 'dur' demezse bu kez Milli Eğitim'de çok büyük bir facia yaşanacak.
Yaptığı basın açıklaması ile kamuoyunu uyaran ve hükümeti eleştiren Erimhan, yeni eğitim yılı ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in durdurulması gerektiğini söyledi. İşte BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan'ın açıklamalarından öne çıkan notlar...
Eğitimimiz çöküyor ama...
Milli Eğitimimizin sorunları içler acısı bir görünüm arzetmektedir. Bir taraftan Afrika ülkelerini bile aratacak altyapı sorunları, diğer yandan gençliğimizi saran 'ahlak özürlü kuşatma' eğitim yapımızı felç etmiş durumdadır. Globalleşme adı ile 'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' liberalizmi bugün en fazla ilk ve orta öğretim gençliğimizi etkilemektedir. Bu koşullarda 'terbiye' esaslı 'öğretmen' merkezli bir sisteme geçmek en azından şöyle ya da böyle varolan bu sistemi iyileştirmek gerekirken, Milli Eğitim Bakanı işi Amerikan sistemine dökmeye çalışmaktadır. Oysa Bakan'ın bir marifetmiş gibi sunduğu model başta Amerika olmak üzere Batı dünyasında iflas etmiştir. Sayın Bakan azıcık televizyon seyrediyorsa bu sistemin nasıl çöktüğünü, Holywood filmlerinden bile öğrenebilecektir.
Altyapı sorunlarını unutturmaya çalışıyor
Milli Eğitim Bakanı'nın eğitimimizin içinde bulunduğu altyapı sorunları ile ilgili bir tek cümlesini, açıklamasını hatırlamıyoruz. Kendileri bu konuda bir proje üretmek yerine adeta bir 'misyon' üstlenmiş gibi gözükmektedir. Yani Bakan bir yerlere mesaj gönderircesine Eğitimimizin 'milliliği' ile oynamakta, 'benim misyonum bu' mesajı ile ve bu yolla sanki bakanlıkta tutunmaya çalışmaktadır!
Van olaylarına ismi karışan, Van'da bulunan bir kiliseyi ekonomik kriz nedeni ile onartamadığı için hayıflanan Bakan, sanki bu hayıfını silmek, bazı şeyleri unutturmak için Eğitimimizin milli ve manevi unsurları ile oynamaktadır. Açıkçası bakanda gördüğümüz tavır bir 'hınç' ve 'kin' mantığıdır. Bu ülkenin gençliğini bizim dinimiz-örfümüz ve geleneğimizle taban tabana zıt ve tükenmiş Batıcı sistemin içine atmanın başka bir izahı olamaz.
Neyin çoğulculuğu?
Milli Eğitim Bakanı bir azınlık eğitimine dönüşen, papazların-hahamların ders vereceği, İslam'ın eşitler arsında lütfen seçilerek okutulacağı bir müfredata kulaç atmaktadır. Bu haliyle yeni sistem bu ülkenin has evlatları için değil, azınlıklar ve azınlıkların temsil ettiği zihniyetin önünü açmaktadır.
Bakan'ın ifade ettiği 'bizim hedefimiz tekelci değil, çoğulcu anlayışı yerleştirmektir' ifadesi de Diyarbakır Belediye Başkanı'nın terörist evi ziyaret ederken verdiği mesajla aynı ruha sahiptir. Sanki bu ülkede milleti ayakta tutan bir 'ortak kabul' kalmış gibi...AKP hükümeti ve onun milli Eğitim Bakanı belli ki, ülkenin birlik beraberlik ve ortak-tarihi-milli değerlerine son noktayı koyacaklardır. Bakanın 'iş yapıyoruz' havasındaki ama ille de bir kompleks ve sanki bu milletten 'öç alma' duygusu taşıyan, geçmişimizi ve geleceğimizi dinamitleyen icraatlarının esası ve sebebi budur."