Ekmek bitti referandum verelim

Hiç abartısız vaziyet aynen budur. Milleti aşsız, milleti işsiz, milleti etsiz ve ekmeksiz bırakan iktidar hesap vermekten kaçtığı için milletin önüne çakma bir anayasa oylaması koymuştur. Adam Türkiye gibi bir cennet vatanda, ovaları ile, yaylaları ile, kekik kokan dağları dillere destan bir ülkede ithal et kuyruğunda beklerken bile "evet" "hayır" tartışması yapıyor. Böyle bir ülkede, 2010 yılında Uganda'dan ithal edilen dana etinden iki kilo kıyma almak için 30 derece sıcağın altında saatlerce kuyruk bekleyen adam, içinde bulunduğu hazin durumun müsebbiplerini sorgulaması gerekirken, bu duruma nasıl ve neden gelindiğini hesabını sorması gerekirken referandum tartışması yapıyor. Her gün biraz daha vahim örneklerine rastladığımız "sopalı demokrasi" toplumu ala bildiğine germiş, kamplara ayırmışken, ülke bölünme aşamasına gelmişken, bölücüler gittikleri illerin adı ile cumhuriyetler ilan ederken benim hacım evinin camına "evet" afişleri asmakla meşgul. İki genel seçimde iki de yerel seçimde mevcut iktidar partisine "evet" dedin de ne oldu? Gelinen nokta ortada. Ülke uçurumun başında. Açlık sınırın altıda yaşayan insanımız milyonlarla ifade ediliyor, işsizlerin ve aşsızların sayıları yine milyonlarla ifade ediliyor. Faiz batağı, kredi kartı batağı her gün bu ülkenin güzel insanlarını, örnek ailelerini yutuyor. Sekiz senede sadece ecnebi şirketleri, sadece küresel tefecileri ve onların içerdeki ortaklarını zengin etmiş, ama milleti soymuş, milleti soydurmuş bir iktidarın isteği doğrultusunda "evet "demek, sekiz yıldır devam eden soyguna-vurguna "evet" demek değil midir? Elinden, ekmeği,eti, aşı ve işi alınmış ve eline referandum adında bir elma şekeri tutuşturulmuş bir çocuk gibiyiz. Ramazan dirilişi ile doğrulup, bayram bereketi ile uyanamazsak encamımızdan korkulur, hem de çok korkulur.