Hükümet yetkilileri ve yandaş medya mensupları, belli lobilerin ülkemizde ekonomik kriz çıkarmak için çalıştıklarını iddia ediyorlar. Muhalefet çevreleri ise aksi tezi savunuyor. Onlara göre, ekonomik kriz çıkarmaya gerek yok, zaten ülkemiz ekonomik kriz içerisindedir. Hâsılı ekonomik kriz üzerinde bir anlaşmazlık söz konusudur. Demek ki, ekonomik kriz nedir, ne değildir, bu konuda bile ittifak sağlanamıyor. Bunun nedeni, iktidar ve muhalefetin ekonomiye farklı açıdan bakmaları ve objektif olamamalarıdır. En büyük ekonomik krizler dahi, bazıları için en büyük fırsat olabilir. O fırsatı yakalayan bir azınlığı örnek göstererek, çoğunluğun ekonomik kriz altında ezilmesini gizlemeye uğraşmak sahtekârlıktır. Maalesef, iktidarlar zaman zaman bu sahtekârlığa başvurmaktadır.Geliniz, ülkemizdeki temel ekonomik sorunlara ve onların seyrine kısaca bakalım. Yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve dış borçlar, yıllarca süren ekonomik sorunlarımızdır. Bu sorunlar, AKP iktidarında azalmadı, tam tersin arttı. Son işsizlik rakamları, işsizliğin tehlikeli boyuta vardığını ortaya koymaktadır. Ülkemiz genelinde işsizlik oranı, Kasım, Aralık ve Ocak aylarını kapsayan Aralık döneminde yüzde 10,9'a yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gelişmiş ülkelerde temel işsizlik verisi olarak kabul edilen tarım dışı işsizlik de yüzde 12,9'a çıktı. İşsizlik konusunda Türkiye, dünya üçüncülüğüne yükseldi.Borçlanmaya gelince, vatandaşlarımız da devletimiz gibi sürekli borçlanmakta, borcu borçla kapatmakta, daha doğrusu borçları arttırarak ertelemektedir. Vatandaşlarımızın bankalara olan borcu 357 milyar lirayı aşmıştır. Devletin ve özel sektörün borcu ise daha büyük tehlike arz etmektedir. Bu tehlike, üretilen "sürdürülebilir borç" kavramı ile gizlenmektedir. Neymiş sürdürülebilir borç? Bir ülke, yeni borç bularak borcu döndürüyor ve faizini ödeyebiliyorsa, borç sürdürülmüş oluyor. İyi de, bu ilânihaye sürdürülebilir mi? Elbette sürdürülemez. Eninde sonunda duvara toslamak kaçınılmazdır. AKP iktidarı, "Cumhuriyet tarihinde en büyük dış borcu siz yaptınız" eleştirisine, dış borcun milli gelire oranını mukayese ederek cevap veriyor. Bu da ayrı bir aldatma yöntemidir. Frederick Soddy, böyle bir mukayeseyi şu sözlerle reddediyor: "Milli gelir, borç kadar hızlı bir şekilde sürekli büyüyemeyeceği için ikisi arasındaki birebir ilişki bir noktada kırılacaktır." İşte o zaman tehlike kapıya dayanmış olacaktır.AKP iktidarının bir diğer vurdumduymazlığı, özel sektörün borçlarını önemsememektir. Dış borcu kamudan özel sektöre kaydırmayı bir başarı gibi gösteren AKP iktidarı yanılmaktadır. Dış borç, döviz borcu olduğu için ha devletin olmuş, ha özel sektörün fark etmiyor. Çünkü her iki halde de milletin kaynakları yurtdışına çıkıyor. Bir başka deyişle milletimiz yoksullaşıyor, gökdelenlerde oturan küresel tefeciler kazanıyor.Özetle ifade edersek, ekonomik kriz üzerinde anlaşamayanlar haliyle çözümde de anlaşamazlar. Nitekim öyle de oluyor. Birinin ak dediğini, bir diğeri kara diyor ve bitmez, tükenmez tartışmalar sürüp gidiyor. Sözünü ettiğimiz kısır tartışmalardan ve ekonomik sorunlardan kurtulmanın tek yolu 'Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmektir. Bu gerçek, seçim sathı mailine girdiğimiz şu günlerde, İstanbul'da 22 Mart'ta uluslararası bir kongre ile bir kere daha gözler önüne serilecektir. Bunu yapanlar, tarihi bir görevi yerine getiriyor ve sorumluluktan kurtuluyor. Sorumlu olanlar, dahası vebal altında kalanlar, bu sese kulak vermeyenlerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018