logo
07 MAYIS 2025

Ekonomisi rekorlara doymayan ülke

04.04.2005 00:00:00
Dünyada bir ülke varmış, ekonomisi rekorlar kırıyor.

Bütün süper güçleri geride bırakarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip bir ülke.

Ekonomisini IMF, ABD ve AB takdir ediyor.

DİE verilerine göre bu rekora doymayan ülke, içinde yaşadığımız Türkiye'ymiş.

2004 yılında yüzde 9,9 büyüme oranıyla, dünyayı ürünleriyle istila eden en yüksek büyüme oranına sahip Çin'i bile geride bıraktı. Çin sadece yüzde 9,1'de kaldı.

Ortada bir gariplik var, milletimiz de şaşkınlık içinde. "Yahu bu kadar büyüme varsa, bizim halimiz niye böyle" diye soruyorlar.

Burada şu gerçekleri ifade etmek lazım:

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede işsizliğin de zirve olması mümkün değildir.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede kişi başına milli gelirin en altlarda olması mümkün değildir.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede cari işlemler açığının rekor düzeylere ulaşması mümkün değildir.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede o ülkenin lokomotif sektörleri olan tarım, inşaat, tekstil ve otomotivde kan kaybedilmesi, bu sektörlerin çalışanlarının perişan olması mümkün değildir.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede o büyümeden övgüyle bahseden yabancı yatırımcıların tamamen spekülatif piyasaya yönelmesi mümkün değildir. Övüp övüp yüksek faizler sebebiyle para piyasalarına yöneliyorlarsa bunda bir bit yeniği vardır.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede yatırım maliyetlerinin yüksek olması mümkün değildir.

Büyümenin zirve olduğu bir ülkede fabrikaların patır patır kapanması mümkün değildir.

Türkiye'nin yaşadığı bu ekonomik durumu şöyle tasvir edebiliriz:

Bir grup insan bulutların üzerinde yaşıyor, çoğunluğu oluşturan vatandaş ise bulutların altında.

Bulutların üzerinde bulunan, azınlıkta olan grupta ülkenin bütün kaymağını yiyenler ve bu kaymak yiyenlerin marifetlerini örtbas etmekle ve onlara her türlü kapıyı açmakla görevli birtakım siyasilerimiz var.

Bulutların altında ise ekonomik anlamda bütün derdi gününü kurtarmak olan, yarınını hesap edemeyen çoğunluk var.

Türkiye'de iktidara gelenler bu büyük çoğunluğun oylarıyla, desteğiyle "problemlere çözüm mercii"ne oturmalarına rağmen, hep bulut üstüne çalışmışlardır.

Neticede paraya para demeyen azınlıkta olan grup gelirini daha da arttırmış ve asıl kazancını oturduğu yerden, hiçbir yatırım yapmadan kazandığı için ülkenin temel sorunlarına çözüm olmamış.

Bulut altındakiler ise her geçen gün alım güçleri daha da düşmüş, üzerlerindeki vergi yükü artmış, ihtiyacı olan ürünlere ve hizmetlere zam üstüne zam yapılmış ve bu çoğunluk bitme noktasına gelmiştir.

Çünkü birileri ülkenin kaymağını yerken, diğerleri de çalışıp kaymak üretmesi lazım.

Onların desteğiyle gelen siyasiler seçildikten sonra bulutların üzerinde hayat sürmeye başlayınca alttakilerden pek haberi olmuyor, olsa da haber getireni azarlıyor ve söylenenleri duymazlıktan geliyor.

Ta ki, olaylar biraz büyüyünce bulut üstü yaşayanların direktifiyle biraz bulut altına birkaç sorti yapıyorlar ve bulut altındakilerin havasını aldıktan sonra tekrar bulut üstündeki fildişi kulelerine çekiliyorlar.

Bakın, bulut altında yaşayıp da bulutlara yakın olanlar durumu nasıl ifade ediyor:

Geçenlerde gıda işiyle uğraşan bir iş adamıyla görüşüyorum, bana işlerin hiç de iyi gitmediğini, ekonominin gittikçe daha da dar boğaza girdiğini, müşteri çeklerinin ciddi oranda ödenmediğini ifade ettikten sonra, şu önemli tespitte bulundu "Ben 80 ihtilalini gördüm, Çiller hanım zamanında 5 Nisan krizini gördüm, koalisyon hükümeti zamanında 2001 krizini gördüm, ama işlerin bu kadar kesat gittiğini, bu kadar tıkandığını hiç görmedim, korkunç bir durgunluk var".

Bulutlara yakın olanlar bunu söylüyor, peki ya zemine yakın, hatta yerin altına girmiş olan çoğunluğun hali nasıl?

Tarım köylüsü, işçi, emekliler ve memurların hali zaten işler acısı.

Çalışanlar bu haldeyken işi olmayanların halinden bahsetmeye bile gerek yok, perişan durumdalar.

Hırsızlık, gasp, kapkaç, sahtecilik gibi olayların artmasının en büyük sebebi de zaten bu ekonomik gidişat değil mi?

Bir büyüme olduğu kesin. Bu rakamları açıklayanlara da hak vermek lazım. Ama nasıl bir büyüme?

Türkiye'nin asıl vatandaşı olan yüzde 95 insan, açlık ve sefaletle boğuşurken, kriz üstüne kriz yaşarken, sadece bulut üstündekilerin hayatında gözlemlenen bir büyüme ur şeklindeki büyümedir. Sağlıksız, hormonlu bir büyüme de diyebiliriz.

Bu da ülkemizin yararına değil.

Rakamlar gerçekleri yansıtmamaktadır, sadece çözümü zorlaştırmakta ve geciktirmektedir.

Çözüm, birilerinin ekmeğindeki yağı kat kat arttıran ithal modellerde değil, 70 milyon Türk insanının tamamını memnun edecek, madden ve manen huzura sevkedecek, yıllarca beli bükülmüş olan aziz milletimizin başını dik tutmasını sağlayacak, gelir dağılımındaki uçurumları ortadan kaldıracak, tüketimi ve buna bağlı olarak üretimi canlandıracak ve işsizliği tamamen yok edecek bir milli ekonomik modele ihtiyacımız var.

Aklın yolu birdir ve doğru olan da budur.

Bu noktada ilginç ve tutarlı görüşleriyle ekonomide yaşanan birçok paradoksu çözen, problemlere reel çözümler sunan, son yılların yetiştirdiği, dünyaca ünlü Türk akademisyen Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in "Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projesi"ni incelemenizi tavsiye ederim.

Boşa zaman kaybetmek ise abesle iştigaldir.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Şehit ailelerine taziyeye gidemeyenler DEM'e gitti
Devlet Bahçeli’den taziye ziyareti
Topyekün bir savaş riski!
Pakistan - Hindistan açıklaması
Erdoğan, sokak röportajlarını eleştirmişti
Arif Kocabıyık gözaltına alındı
Polemik yapmıyorlar (!) Kanal İstanbul'u yapıyorlar
Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün ayakları 100 metreyi aştı
6 bin 352 kişi trafikte can verdi
385 bin 117 kişi yaralandı
İki nükleer güç arasında tehlikeli tırmanış
Gerilim savaşa dönüştü
Rekolte çok düşük… Çiftçi 20 TL fiyat bekliyor
Adana'da buğday hasadı başladı
568 gözaltı
Siber suç operasyonu
Katil asıl amacını açıkladı
'Orta Doğu'nun çehresini değiştirmek'
Ankara'da feci kaza
2 otomobil çarpıştı: 4 ölü, 1 yaralı
Bakan Fidan, Pakistanlı mevkidaşı ile görüştü
Son gelişmeler değerlendirildi
Pakistan: Hindistan'a ait 5 savaş uçağı düşürüldü
Hindistan'ın füze saldırısına misilleme
Pakistan'dan Hindistan'a misilleme tehdidi
"Kendi belirlediğimiz yer ve zamanda"
Sivas'ta korkunç cinayet
İki kardeş boğazları kesilmiş olarak bulundu
Özgür Özel'in İmamoğlu'na suikast iddiası
İstanbul Emniyetinden kritik açıklama
Şehit ailelerine taziyeye gidemeyenler DEM'e gitti
Devlet Bahçeli’den taziye ziyareti
Topyekün bir savaş riski!
Pakistan - Hindistan açıklaması
Erdoğan, sokak röportajlarını eleştirmişti
Arif Kocabıyık gözaltına alındı
Polemik yapmıyorlar (!) Kanal İstanbul'u yapıyorlar
Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün ayakları 100 metreyi aştı
6 bin 352 kişi trafikte can verdi
385 bin 117 kişi yaralandı
İki nükleer güç arasında tehlikeli tırmanış
Gerilim savaşa dönüştü
Rekolte çok düşük… Çiftçi 20 TL fiyat bekliyor
Adana'da buğday hasadı başladı
568 gözaltı
Siber suç operasyonu
Katil asıl amacını açıkladı
'Orta Doğu'nun çehresini değiştirmek'
Ankara'da feci kaza
2 otomobil çarpıştı: 4 ölü, 1 yaralı
Bakan Fidan, Pakistanlı mevkidaşı ile görüştü
Son gelişmeler değerlendirildi
Pakistan: Hindistan'a ait 5 savaş uçağı düşürüldü
Hindistan'ın füze saldırısına misilleme
Pakistan'dan Hindistan'a misilleme tehdidi
"Kendi belirlediğimiz yer ve zamanda"
Sivas'ta korkunç cinayet
İki kardeş boğazları kesilmiş olarak bulundu
Özgür Özel'in İmamoğlu'na suikast iddiası
İstanbul Emniyetinden kritik açıklama
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.