"Abi"liğini ilan eden TopbaşAKP'nin İstanbul Belediye başkanı ve adayı Kadir Topbaş, "İstanbul'un Kadir abisi var" diye bilbortları donatıyor.Başbakan R. T. Erdoğan ise, başımız ne geldiyse bu abi ve ablalardan geldi, diye haykırıyor?Erdoğan, abi ve ablalara kulak vermeyin, kapınıza gelirlerse kovun onları, diye köpürüyor.Vaziyet bu ise, ben İstanbul'un abisiyim, diyen Kadir Topbaş'ı nereye koyacağız?!Topbaş'ın, Fetullahçılığıyla nam salmış damadı Aydınlı Grup'un Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Kavurmacı üzerinden Pensilvanya'ya verdiği mesaj tutmadı, yeterli olmadı mı ki, bilbortlardan "İstanbul'un Kadir abisi" şeklinde ilan buyuruyor.Öyleyse Erdoğan, güya "abi"lere doğru köpürüyor; gel gör ki köpürükleri Kadir abiye dönüyor. Sadece Kadir abiye değil, kendi yüzüne de dönüyor.40 yıllık abi, olur mu yani?!Bu arada "40 yıllık abi"lerden Latif Erdoğan, Pensilvanya vaizinin "küçük dünya"sını konjonktüre paralel olarak deşifre ediyor? Adı Deşifre olan programda şöyle diyor 40 yıllık Latif abi: "Gülen, bana 'Ben, Allah ile konuştum. Bana dedi ki, bu kainatı Hz. Muhammedim için yarattım ama, senin için devam ettiriyorum' dedi" diye konuşuyor.Gülen'in aynı dönem ve yöreden yarım kırk yıllık talebesi olan Münip Erdem "abi" ise "İsa'nın sırrı"nı şöyle açıklıyor:"Hocaefendi'nin en yakınında bulunan talebeleri onun Hz. İsa olduğu kanaatini taşıyor. Bu, senelerce bir sır olarak saklandı. Hoca efendinin kendisine dedim ki, hocam siz Hz. İsa mısınız? Yüzü kıpkırmızı oldu, tutarsız cümleleri peşi peşine eklemeye başladı. "Ben Hz. İsa'yım" da diyemedi, "Hz. İsa değilim" de diyemedi. Soruyu sorduğuma bin pişman oldum."40 yıllık Latif Erdoğan ve yarım 40 yıllık Münip Erdem abiler, The Cemaat'in kilit isimlerinden? Kestanepazarı abileri, 1967'den beri The Cemaati'nin her kademesinde özel hizmet verdiler. Hatta Gülen'in hayatının anlatıldığı "Küçük Dünyam" kitabı, "Latif abi" tarafından kaleme alındı. Geçmiş zamanlar, Sızıntı ve Zaman'da yazardı; şimdilerde Akit'e sızmış, oradan yazıyor. AKP'li "Latif abi" bizi çok iyi tanırLatif Erdoğan, bizi çok iyi tanır, çok iyi bilir hafızası yerindeyse?Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, 8 Şubat 1997'de Fetullah Gülen'e ikaz, irşad ve nasihat edelim diye göndermişti. Selametlik Ali Açıl götürmüştü bizi Bağlarbaşı'ndaki dershaneye? Gülen'i "dinler arası diyalog" furyası ve başörtüsüne dair "furuat" çıkışı gibi pek çok konuda uyardığımız, iki-üç saate yakın İslam ve medeniyetimizin değişmez ölçülerini hatırlattığımız ve Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın mektubunu bizzat verdiğimiz ziyarette "The cemaatin Latif abisi" de vardı, AKP'den istifa eden İlhan İşbilen gibiler de. Bütün imanî ve İslamî ikazlarımıza karşılık, o gün Latif Erdoğan'ın başı, Gülen'in küçük dünyasından tarafa düştü. Şimdi de adaşından tarafa düşmüş; Akit'te yazıyor. "Dinlerarası diyalog"u hükümet politikası haline dönüştürüp bu kapsamda vahim icraatlar gerçekleştiren AKP'nin değirmenine su taşıyor.Latif abinin başı, dün teo-politik diyalogculardan yanaydı, bugün de politik diyalogculardan yana? Nasibe bakın ki, bir diyalogcudan bir başka diyalogcuya savruluyor, rastlantı da olsa bir kere de haktan-hakikatten yana düşmüyor? 1997'de Prof. Dr. Baş'ın yaptığı ikazlara kulak verip ayıkmış olsaydı, bugün ne Gülen'in, ne de Erdoğan'ın safında debelenirdi Latif abi.En büyük "abi" ErdoğanBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AKP henüz kurulmadan önce kendisinden destek isteyen Tayyip Erdoğan ile İstanbul'da 5-6 saate yakın sohbet yaptıklarını açıklıyor, Erdoğan'a "dinlerarası diyalogun çok büyük bir fitne olduğu"nu bizzat anlattığını aktarıyor? Erdoğan'ın hiçbir mazereti yok!Prof. Dr. Baş, o sohbette, diyalog fitnesine alet olmaz iseler kendilerine destek vereceklerini, şayet bu fitne üzere yürürlerse tek başına da kalsa karşı duracağını Erdoğan'a söylediğini anlatıyor. O görüşmeden 5-6 ay sonra, meğer Erdoğan, Of meydanındaki mitingde "4 hak din var" ilanı yaparak diyalogcu vaziyetini konuşma ve icraatlarıyla kendi deşifre ediyor. Akçaabat mitinginde somut örneklerle şu gerçeğe dikkat çekiyor Prof. Dr. Baş: Yıllardan beri Fetullah Gülen dinlerarası diyalogu, sözleriyle-yazılarıyla savunuyor; AKP hükümeti de işbaşına geldiği günden beri dinlerarası diyalogu icraata koydu, hükümet politikası haline getirmiş uyguluyor. Erdoğan, ne diye Gülen'e yüklendikçe yükleniyor?!Erdoğan ve Gülen'in her ikisi de, bugüne kadar aynı merkeze, aynı dinlerarası diyalog projesine hizmet ettiler, ediyorlar.AKP hükümeti, dinlerarası diyalog çerçevesinde yaptığı yasal düzenleme ile, ülkede 70 bin kilise ev açıyor. Prof. Dr. Baş, geçmiş yılların Emniyet Müdürü'nün kendisine, sadece Akçaabat'ta 17 kilise açıldığını söylediğini anlatıyor.AKP hükümeti, bu diyalog furyasıyla, nüfus cüzdanından İslam hanesini kaldırıyor, öğrencilere bedava dağıttığı din dersi kitaplarındaki Kelime-i Tevhid'den de "Muhammed Rasulullah" kısmını makaslıyor. Domuz etini kasaplık hayvan eti yapıyor. Zinayı suç olmaktan çıkartıyor. Yani Erdoğan da düne kadar "abi"ydi. Fetullah ne diyor, Erdoğan onu icra ediyordu. Erdoğan, "abiler"den daha fazla hizmet verdi. Ne zaman ki, öküz ölüp ortalık bozuluyor; vaveyla kopuyor. Erdoğan, ne abi bırakıyor, ne abla!Bu dinlerarası diyalog cambazlarından kurtulmanın tek yolu, hepsini sandığa gömmek? Türk milletine bu vahim tehdidi yıllar öncesinden ikaz edegelen, "dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır" gerçeği ve Ehl-i Beyt İslam'ıyla Türk milletini kardeş yapan BTP'ye evet demektir. Gerisi tiyatro, kaos ve kargaşadır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019