logo
28 MART 2024

ENERJİDE büyük oyun

14.05.2003 00:00:00
40 yılını enerji alanında yaptığı çalışmalara adayan Elektrik Yüksek Mühendisi Ünal Erdoğan, Türkiye'deki enerji sektöründe yaşanan ve dünya tarihinde benzeri görülmeyen çarpıklığı, talanı, vurgunu ve oyunu anlattıTürkiye'nin ve Dünyanın sayılı enerji uzmanlarından olup, Elektrik Mühendisleri Odasında 3 dönem başkanlık yaptı. TMMOB, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, USİAD ve birçok orta ve yüksek öğretim kuruluşu ile benzeri kuruluşların yönetim kadrolarında üyelik, başkanlık görevlerinde bulundu. 40 yılı aşkın süredir eneri alanında devam ettirdiği yolculuğunda, enerji alanındaki yanlışlıklara dikkat çekti, özelleştirme talanını ülkemiz gündemine ilk getiren kişi oldu ve bu talana karşı büyük bir mücadele verdi. Türkiye'nin enerjide uygulayacağı akıllı politikalarla, 1.5-2 yıl içinde enflasyonu bile sıfırlayabileceğini söyleyen Elektrik Yüksek Mühendisi (İTÜ) Ünal Erdoğan ile Türkiye'nin enerji politikasını, enerji sektöründeki problemleri, çarpıklıkları, talanı konuştuk. Muharrem Bayraktar'ın "Sohbet Masası"na konuk ederek yaptığı konuşmayı arkadaşımız Kamil Bayraktar yayına hazırladı.

Ünal Bey, enerji konusunda bir dışa bağımlılıktır gidiyor. Türkiye, enerji ihtiyacını kendi kaynaklarından karşılayacak durumda değil mi?

Ünal Erdoğan- Türkiye, kendi enerji ihtiyacını karşılamaktan öteye benim yaptığım incelemelerde, Avrupa'nın da büyük bölümünün enerji ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Hem de nasıl potansiyele sahiptir. Bedava potansiyel, yenilenebilir kaynak potansiyeli, enerjinin tarifine uyan bir potansiyel.

Enerji, politikacının

kapsama alanına girince

Türkiye'nin genel durumuna baktığımız zaman tükettiğimiz enerjinin ne kadarını kendi kaynaklarımızdan ne kadarını dışarıdan temin ediyoruz?

Erdoğan- Türkiye'de enerjinin tarihi o kadar eski değil. 1902 yılında, Türkiye'de ilk defa, Tarsus'ta, Amerikalılar, enerji üretimine başladı. Türkiye'nin konvansiyonel enerji üretimi, enter konnekte sistem filan, 1947'li yıllardan sonra başlar. 1970'te enerjiyi tek elde toplama kararından sonra 1970-80 arasında, enerji üretilip, Türkiye'nin her noktasına iletilebildi. Enerji tek elde toplandıktan sonra gelişme hızımız daha önceki yıllara göre bire üç katlandı. Ama enerjinin tek elde toplanmasından sonra, çok önemli bu kaynak, çok para eden bu kaynak, birdenbire politikacının ilgi alanına girdi.

Politikacıların ilgi alanına girmesinin sakıncası ne oldu?

Erdoğan- Politikacılar, büyük rakamlarla ve enerjideki rantla tanıştı. Enerjideki rant rakamları ülkenin lehine de kullanılabilirdi, ülkenin kaynaklarını yönetenler tarafından kendi yandaşlarının lehine de kullanılabilirdi. İşte sizin sorduğunuz sorunun cevabı bunun altında yatıyor. Türkiye, enerjisini akılcı kullandığı sürece, emin olun, dünyanın en şanslı ülkesidir. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerini akılcı kullansın; dünyanın en şanslı ülkesidir. Ama bu enerjideki rantla, bilhassa 1980 sonrasında tanışan politikacı enerjideki çarpıklıkları yarattı.

Politikacının enerjideki rant ile tanışması, Türkiye'nin enerji yönünden dışarıya bağımlılığını da beraberinde mi getirdi?

Erdoğan- Beraberinde getirdi. Enerji üretimini dışarıya bağlarsanız, dışarıdan gelecek olan fuel-oili, doğalgazı, yandaşlarınıza taşıttırıyorsunuz. Hatta şu anda kömürü bile böyle taşıttırıyorsunuz. Dünyadaki bütün enerji uzmanları gülüyor. Siz dünyada kömürde beşincisiniz, Avustralya'dan kömür getirtip enerji üretimi yoluna gidiyorsunuz.

Dışa bağımlılığın sebebi

Bizim kendi kömürümüz yok muydu?

Erdoğan- Var. Ama kömür Avustralya'dan gelecek. Onu taşıyacak Türk şirketinde iktidarın ortakları var. Ve de o santrali yapacak grup iktidarı oluşturmuş.

Yandaş şirket kömürü taşısın diye mi böyle yapılıyor?

Erdoğan- Evet! Taşısın diye böyle yapılıyor. Özellikle 1980'den sonra, politikacı, enerjideki bu rantla kendi lehine kullanacak şekilde tanıştıktan sonra, enerjideki korkunç yanlışlıkları görüyorsunuz. Enerji, gittikçe dışarı bağımlı hale getirildi. Türkiye'nin enerjisinin % 70'i dışa bağımlıdır. Doğalgaz santrallerine gidildi. Gaz ithaldir. Bunlar, alım garantisiyle 16 sente devlete enerji satıyorlar. Santrali, suyu olduğu halde, şu anda, Türkiye'nin suyunu kullanması % 3'lere düşüyor. Suyun maliyeti 0,01 sent. Öbürünün maliyeti 18 sentlere kadar çıkıyor. Devlet, bunu, 1800 misli pahalıya kullanıyor. Bir hükümet, bir iktidar, bunun anlaşmasını yapmış. Bir parti sürekli bunun peşinde koştu. Bu rantta Türk halkının sırtından çıkarılan para şu anda her sene için 10 milyar dolardır. Bu gittikçe büyüyor.

Elektriğe % 25 milyon zam

Devlet 1800 misli pahalı alıyor, dediniz. Halka da böyle mi yansıyor?

Erdoğan- Enerjinin üstünde 15-20 tane vasıtalı vergi var. Dolayısıyla vatandaş, hiç bir iş bilmeyen, planı programı olmayanların iktidara talip olmasının da en büyük etkenlerinden biridir. Enerjiye yapılacak aylık % 5 zamlarla, enerjideki gelirle ülkeyi idare edersiniz. Başbakan olmanız için başka herhangi bir şeye ihtiyacınız yoktur.

Peki bu rakamları başkaları ile karşılaştırdığımız zaman ortaya ne çıkıyor?

Erdoğan-Türkiye'de, elektrik enerjisi 20 yıl evvel 82 kuruştu. Şimdi 250 bin lira. Biz, Türkiye'de, elektriğe, 20 yılda % 25 milyon zam yapmışız. Aynı süreçte Almanya'da % 39 oranında ucuzlamış. Avrupa'nın tüm ülkelerinde, Amerika dahil gelişmiş ülkelerde, enerji % 7 ila % 39 oranında ucuzlamış durumda. Bir tek Türkiye'de pahalanmış. Enerji fiyatını milli gelirlere göre de karşılaştırmamız lazım. Bizim milli gelirimiz onlara göre neredeyse 15 misli düşük. Bir de buradaki pahalılık 3 misli. Etti 45 misli. Bir İsveç'li ile Türkiye'liyi asgari ücrete göre karşılaştırdığınızda, Türkiye'de vatandaş elektrik enerjisini 140 misli kötü koşulda kullanıyor. Buna bir de Türkiye'de elektrik enerjisinin verimliliğinin kötülüğünü ekleyin. Alt yapı yapılmamış. Şebeke kayıplarınız % 25'in üstünde. Almanya, bin dolarlık üretim için 300 kilowatsaat harcıyor. Türkiye, bin dolarlık üretim için 903 kilowatsaat harcıyor. Böylece siz sanayide, şurada burada korkunç bir enerji pahalılığı olduğunu görürsünüz.

Dünyada böyle örnek yok

Pahalı enerji sadece Türkiye'ye mi has?

Erdoğan- Bu, planı, programı olmayan insanların iktidar yapılmasından kaynaklandı; bir de enerjideki götürmelerden...Şu anda Cumhur Ersümer, dünyanın başka bir ülkesinde olsa kesin hapiste idi. Partisi de gitmişti. Alım garantili anlaşma yapıyor. Dünyada böyle bir örnek yoktur. Dışarıdan doğalgaz getiriyorsunuz, elektrik enerjisi üretiyorsunuz. Gazı alırken ülkenizi kazıklatıyorsunuz. Hem miktar, hem fiyat bakımından korkunç bir anlaşmalar dizinine giriyorsunuz. Rakamları açıklamaya korkuyorlar. Ayrıyeten yapılmış santrallerinizi kullanmıyorsunuz. Yandaşlarınızdan, 1800 misli pahalıya enerji alıyorsunuz. Çünkü devlet, enerjiyi vasıtalı vergi haline getirince bunları oraya getiren TÜSİAD üyesi insanlar da enerji üretim müsaadesi aldı. Bu müsaade bu enerjideki ranttan payları alabilmek içindi. Bu çarpıklaşma neticede geçtiğimiz yıl 10 milyar dolar oldu. Önümüzdeki 10 yıl içinde 40 milyar dolarlara kadar çıkacak.

Çıkış kendi kaynaklarımızda

1998 yılında, Türkiye, elektrik enerjisi üretiminde kaynak olarak % 14 oranında doğalgaz kullanıyordu. 2002'de bu % 44'e çıktı. Kömürde bu oran % 39 idi, % 22'ye indi. Yerli kaynaklarımız yarı yarıya düştü. Fakat doğalgaz 2,5 kat arttı. Yani dışa bağımlı enerji anlayışı dolu dizgin gidiyor.

Erdoğan- Yatırımlar, tam giderse % 70 tam bağımlı hale getirilmek isteniyor. Tüm ihracat gelirlerimiz sadece doğalgaza yetmez hale geliyor. Bu, yürümeyecek bir projedir. Oysa Türkiye'nin kullanmadığı suyu vardır. Bu suya dönük projeler vardır. Türkiye'nin çıkışı buradadır. Türkiye öncelikle suyunu tamamen % 100 oranında değerlendirmelidir.

Nasıl değerlendirecek?

Erdoğan- Birinci olarak mevcut barajlarımızı % 100 oranında çalıştıracağız. Alım garantili anlaşmalardan önce su santralleri birinci öncelikli olarak çalışmalıdır. Bunlar, bugünkü tüketime göre, Türkiye'nin 20-21 saatlik enerjisini karşılayacak durumda. Bize yanlış yaptıran yanlış yaptırımlar ortadan kaldırılmalıdır. Ayrıca yeni bir olay var. Artık baraj yapmaya da gerek yok. Akan her şeyin enerjisi vardır. Küçük derelere, küçük düzeltmelerle, akan her şeye bunları koyarsınız. 5 kw, 25 kw, 50 kw küçük su türbinleri koyarsınız.

Bunlarla mı elektrik enerjisi ihtiyacını karşılarsınız?

Erdoğan- Bugün nerede elektrik enerjisi üretirseniz üretin, istediğiniz yere nakledebilirsiniz. Yani Kars'ın Digor ilçesinde üretebilir, İstanbul'a gönderebilirsiniz. Yeter ki bu alım garantisini devlet, vatandaşa da versin. Vatandaş elektrik enerjisini ürettiği zaman devlete satabilsin. Böylece sadece Karadeniz kenarında 800 bin aile bir işe kavuşuyor. Ayrıca derelerdeki küçük düzeltmeler, sel felaketini, erozyonu önlüyor. Geçen sene denize Avrupa'nın 9,6 katı toprağınız gitti. 9 milyon ton gıdanız gitti. Bunlar da kendiliğinden önleniyor.

Rusya'da doğalgaz santrali yok da bizde niye var?

Doğalgaza bu % 70 gibi bir bağımlılık Türkiye'nin başına ne gibi problemler açar?

Erdoğan- Kesilmesinden önce bu kadar büyük borcun altından çıkmak için vatandaşınıza habire vasıtalı vergiyi yüklersiniz. Rusya'nın altında doğalgaz okyanusu var. Peki Rusya'da niye doğalgaz santrali yok.

Rusya doğalgaz santrali ile elektrik üretmiyor mu?

Erdoğan- Yok öyle bir şey. Üretmiyor. Ben gittim gördüm. Doğalgazı direkt kullanırsınız. Evinizde suyunuzu elektrikle ısıtacağınıza doğalgazla ısıtırsınız. Elektriğe çevirirken suyu ısıtıyorsunuz, buhar yapıyorsunuz, elektrik yapıyorsunuz. Üçte iki kaybınız oluyor. Bu akılcılık değildir. Çok zorda kalırsanız bunu yaparsınız. Ama Türkiye'nin çıkışı gerçekten doğal kaynaklarını, yenilenebilir kaynaklarını akılcı yollarla kullanmaktır. Bunu yaparsa rahat bir şekilde enflasyondan da kurtulur. Bakın enerji deyip geçmeyin. Enerji, Türkiye'nin neredeyse her sene yarı rakamıdır. Siz bunun maliyetini ne kadar düşük hale getirirseniz iç borçlanmanızı 1,5-2 yıl içinde bedavaya getirip sıfırlarsınız. Enflasyon böyle sıfırlanır.

Yani enflasyonun sıfırlanması da enerji politikasından geçiyor.

Erdoğan- Tabii. Siz bütçenizin yarısını bedavaya getirirseniz öyle olur. Enflasyon iç borçla orantılıdır.

Enerji sektöründe özelleştirmeye nasıl bakıyorsunuz?

Erdoğan- Türkiye enerji özelleştirme dosyalarını satır satır inceledim. Kasaya bir tek kuruş girdiğini görmedim. n
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalan yandaşa belgeli kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler
Bahçeli'den yerel seçim öncesi mesaj
'Riskli ve tehlikelerle dolu'
Erdoğan'a 'beka sorunu' göndermesi
'Perdelik kumaştan kefen giyen 7 zibidi'
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalan yandaşa belgeli kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler
Bahçeli'den yerel seçim öncesi mesaj
'Riskli ve tehlikelerle dolu'
Erdoğan'a 'beka sorunu' göndermesi
'Perdelik kumaştan kefen giyen 7 zibidi'

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.

İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, İsmailağa Cemaatinin resmi sayfasından kendisi hakkında yapılan paylaşımlara dair açıklama yaptı.
28.03.2024 09:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 09:37:53
Haber Merkezi
İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması
İsmailağa Cemaati'nden aforoz edilen Cübbeli Ahmet'ten 'FETÖ' savunması
İsmailağa Cemaatinin kendileriyle hiçbir bağı kalmadığını söylediği ve cemaatlerini dağıtmakla suçladığı Ahmet Mahmut Ünlü'den (Cübbeli Ahmet Hoca) açıklama geldi.

Ünlü, cemaatin istişare heyeti imzasıyla yayınlanan açıklamanın baştan aşağıya yalanlarla dolu olduğunu bunun kaynaklarını da haftaya paylaşacağını duyurdu.


'SEYFETTİN İNANÇ'I ÇÖZMEDEN İSMAİLAĞA ANLAŞILMAZ'

Kendisine yakın olan Lalegül TV'de konuşan Ahmet Hoca, istişare heyeti olarak kendileri adlandırılan heyetin kimse tarafından bilinmediğini ifade etti. İstişare heyetinde bulunan çoğu ismin cemaatin başı olan Mahmud Efendi tarafından hiçbir zaman vekil olarak tayin edilmediği iddia etti.

Ünlü özellikle Seyfettin İnanç'a dikkat çekti:

İsmailağa'nın bütün maddi işlerini, para işlerini toplayan kotaran Seyfettin İnanç'tır. Bu Seyfettin İnanç bizim işte talebelerimizdendir. Tefsirde senelerce bizimle bulunmuştur. Dolayısıyla tarikat vekilliği yoktur. Yani şimdi öyle bir durum ki vekilliği olmayan adamlar bunlar. Ama projeleri getiren bunlar, bütün olayları heyete arz eden, şu anda beni güya ihraç etmişler, aforoz etmişler. Bunun da işte alt şeyini birlikte hazırladıkları adam Seyfettin İnanç'tır. Şimdi Seyfettin İnanç meselesi önemlidir. Çünkü yakın zamanda medyada İsmail Ağa'dan FETÖ çıktı diye haberler birçok kanalda yer almıştır. Ekranda görüyorsunuz. Burada ortada oturan Seyfettin İnanç'tır. Buradaki resmin ortası işte bu heyetinde ortasını İsmail'e de ortasını her şeyin ortasını anlamak istiyorsanız o ortadaki arkadaş bu arkadaşın kardeşi Mehmet Bahadır İnanç. Bu kişi FETÖ firarisidir. Şu anda FETÖ'den aranmaktadır. Dolayısıyla bizim FETÖ ile ne irtibatımız var diyenin bütün camianın para işleri, finans işleri, bütün getir götür işleri, heyetin karar işleri, azir işleri, nasip işleri, ikram işleri hepsi Seyfettin'in inancı üzerinden geçer. İsmailağa'yı anlamak isteyen Seyfettin'i çözmeden anlayamaz.

FETÖ 2000'LERDEN BERİ SIZMAYA ÇALIŞIYOR

Ünlü, FETÖ'nün 2000'lerin başından itibaren İsmailağa Cemaatine sızmaya çalıştığını ve 2006 sonrasında bu çalışmalara hız verdiğini iddia etti. Kendisine yapılanın da bu çerçevede yapıldığını öne sürdü.

Cübbeli Ahmet Hoca kendisini direkt cemaatin bir önceki lideri olan Mahmud Ustaosmanoğlu'na bağlı olduğunu şu an cemaatin başında olan Hasan Efendi'nin de aynı durumda olduğunu ve bu sebeple kendisini cemaatten atmaya bir yetkisinin olmadığını vurguladı. Buna ek olarak Ünlü, cemaatten bazı kişilerin FETÖ'cü Emre Uslu ile aynı dili kullandığı ve kendisi için "gebermesini" istediklerini ifade etti.

Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü

Trabzon'un Hayrat ilçesi Balaban Mahallesi'nde içme suyu isale hattı çalışması sırasında meydana gelen göçükte 3 işçi toprak altında kalarak hayatlarını kaybetti.
27.03.2024 15:16:00 / Güncelleme: 27.03.2024 16:07:33
İhlas Haber Ajansı
Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü
Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü
Alınan bilgiye göre, ilçenin Balaban Mahallesi'nde saat 13.30 sıralarında içme suyu isale hattı çalışması sırasında göçük meydana geldi.

Göçük altında kalan müteahhit firmaya bağlı 3 işçinin kurtarılması için AFAD ekipleri ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda 3 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.

Öte yandan Balaban Merkez mahallesinde yeni yapılan içme suyu şebekesi hattına test amaçlı su verilmesi sonucu yaşanan kazada 3 işçinin tazyikli suyun oluşturduğu heyelan sebebiyle toprak altında kaldığı iddia edildi.

Cenazeler Adli Tıp'a gönderildi

Trabzon'un Hayrat ilçesi Balaban Mahallesi'nde içme suyu isale hattı çalışması sırasında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden 3 işçinin cansız bedenleri Trabzon Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Alınan bilgiye göre, ilçenin Balaban Mahallesi'nde saat 13.30 sıralarında içme suyu isale hattı çalışması sırasında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan taşeron firmaya bağlı 3 işçinin kurtarılması için AFAD ekipleri ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar sonrasında 3 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.

Hayatını kaybeden işçilerin isimlerinin Mehmet Mahmut Allahverdi, İbrahim Keskin ve Dinçer Uzunosmanoğlu olduğu öğrenilirken, işçilerin cansız bedenleri otopsi için cenaze aracı ve ambulansla Trabzon Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Olayla ilgili açıklama yapan Hayrat Belediye Başkanı Mehmet Nuhoğlu, 'İller Bankası'nın yaptığı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (TİSKİ) içme suyu ana ishale hattında çalışan 3 işçimiz boruya kaynak yaparken üzerine gelen heyelanın altında kaldılar. Buraya daha önce hat döşenmişti. Borularda tekrar arıza olunca yeniden hat döşüyorlardı. Olay duyulur duyulmaz zaten burada ekskavatör-kato vardı. Hemen müdahale ettiler. 3 işçimiz rahmetli oldular. Cesetleri çıkartıldı. Üzerlerinde fazla da toprak yoktu ancak takdiri ilahi böyleymiş' dedi.

Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada

Aydın'ın Efeler ilçesinde yer alan özel bir kreşte çocuklara uygulanan şiddet pes dedirtti. Kreş görevlilerinin çocukları iterek yere düşürdüğü, uygunsuz sert davranışlarda bulunduğu anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
27.03.2024 13:43:00 / Güncelleme: 27.03.2024 13:51:23
İhlas Haber Ajansı
Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada
Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada

Olay yaklaşık 4 ay önce Aydın Özel Neşe Erberk Kreş ve Gündüz Bakım Evi'nde meydana geldi.

Edinilen bilgiye göre, kreşte grup sorumlusu olarak çalıştığı öğrenilen öğretmen A.Ç. ve çocuk bakıcısı B.G.'nin çocuklara sert tutum ve davranışlarda bulunarak şiddet uyguladığı iddia edildi.



Evde oyun oynarken şiddet gördükleri ortaya çıktı

Kreşe bırakılan çocukların evde oyun oynarken farklı davranışlar sergilemesi üzerine aileler durumdan şüphelendi. Aileler çocukları ile pedagog eşliğinde görüştüklerinde, çocukların kreşteki görevlilerin uygun olmayan davranışlarını ailelerine anlattı. Bunun üzerine aileler kreş hakkında savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayetçi oldu.

Çocuklara uygulanan şiddet güvenlik kamerasına yansıdı

Görüntülerde kreş görevlilerinin ortak alanda çocukları eliyle iterek yere düşürdükleri, uygunsuz ve sert davranışlarda bulundukları görülüyor.



Kreşe on asgari ücret tutarında yaptırım uygulandı

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü konu ile ilgili olarak yaptığı incelemelerde, gerçekleştirilen sert tutum ve davranışları kamera kaydı ile tespit ederek, kuruma on asgari ücret tutarında yaklaşık 114 bin TL cezai yaptırım uyguladığı öğrenildi.

Olayın duyulmasının ardından kreşin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, yaşanan olay yüzünden üzgün olunduğu ve sorumlu kişilerin kreşle ilişiğinin kesildiği öğrenildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.