Fiyat düştükçe talep edilen miktar artar.Gelir ve talep grafiğini incelediğimizde talep eğrisinin ilerledikçe eğiminin azaldığını göreceğiz. Dolayısıyla özellikle talep eksikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan deflasyon sürecini önlemek için gelir dağılımını adil bir düzeye ve buna bağlı olarak bireylerin en azından gelirlerini geçim sınırına taşıma zorunluluğu vardır.Yıllar önce de ifade etmiştik. Ekonomideki en büyük problemlerin başında deflasyon süreci gelir. Şu ana kadar bilinen hiçbir ekonomi politikasının bunu çözmesi de mümkün değildir. Deflasyon sürecinde fiyatların düşmesi ile enflasyon sürecinde fiyatların artış hızının düşmesi veya çıkması birbirinden tamamı ile farklı sonuçlar doğurur.
Türkiye'yi de olumsuz etkilemektedirGelir dağılımının bozuk olduğu toplumlarda özellikle ülkemizde olduğu gibi fiyatlar üzerinde meydana gelecek değişiklikler farklı gelir grupları üzerinde farklı etkiler yapacağı için ekonominin bütünü için tek bir analiz yapmak pek kolay değildir. Özellikle gelir dağılımındaki dengesizlik sonucu toplumun belli bir kısmı geçim sınırının altında bulunuyorsa bu koşullarda ekonominin sağlıklı olması mümkün değildir. Talebi belirleyen bu üç unsuru özellikle gelir seviyesini dikkate almadan denge analizi yapmak mümkün değildir.
Arz bir çeşit forksiyondurArz, firmaların herhangi bir maldan üretip satmayı planladıkları miktarları gösteren bir çeşit fonksiyondur. Gerek arz, gerekse talep kavramları mikro analizin konusudur. Bilindiği üzere makro yorumlar esasında mikro analizler üzerine oturur. Kapitalist anlayış genel ve kısmi denge analizleri yaparken fiyatların esnek olduğundan yola çıkmıştır. Bu sebeple çok basit bir mantıkla bir malın fiyatı pahalandığında onu üreten firmaların arz ettikleri miktar artacak, ancak talep edilen miktar azalacağı için piyasa kendi kendine dengeye ulaşacak kanaatine varılmıştır. Yani arz eğrisi pozitif eğimli artan bir doğru olarak tasarlanmıştır. Benzer mantıkla oluşturulan talep eğrisi sayesinde denge analizleri yapılarak buradan makro yorumlara ulaşılmıştır. Gerçekte arz eğrisi neye bağlıdır, eğimi ne yöndedir?Bir firmanın üretim miktarını belirleyen ürettiği malın fiyatı değildir. Bazen malın fiyatı düşer üretici üretim miktarını arttırabilir. Bazen de fiyat arttığı halde üretici kapasitesini kısabilir. Mesela maliyet enflasyonu olan bir ülkede ürünlerin fiyatları artacaktır. Bu artıştan dolayı hiçbir üretici arz miktarını artırmayacak tersine azaltma yoluna dahi gidebilecektir. Yine yoğun talep artışından dolayı piyasaya yeni üreticiler girdiği için rekabetten dolayı fiyatlar düşebilir ancak firmaların arz miktarları artabilir.Peki, öyleyse arz eğrisini belirleyen nedir? Arzı belirleyen temel unsur taleptir. Eğer bir mamule olan talep artıyorsa arz eğrisi de artacaktır. Bunun tersi de doğrudur. Eğer bir ürüne olan talep azalıyorsa üretim miktarı da otomatikman azalacaktır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Alberto Ivo Dormio / Parma Üniversitesi - İtalyaDünya globalleşmeye büyük umutlarla sarıldı, ama sonuçları itibariyle değerlendirildiğinde beklenen olmadı. Globalleşmeyle kaynaklara ve teknolojiye daha kolay ulaşılacaktı, daha geniş pazar imkanları olacaktı, ama tam tersi oldu.Gelişmiş ülkelerde finansa yön veren büyük şirketler parayı, kaynakları, teknolojiyi tekelleştirdi. Bu tekeleşme aslında pazarın da daralmasına neden oldu. Globalleşme dünya için büyük bir hayal kırıklığı oldu.Tam bu noktada ortaya çıkan Milli Ekonomi Modeli tezi arayış içinde olan bizleri yeniden canlandırdı, umutlandırdı.MEM çok önemli çözümler sunuyor. Bu model iyi irdelenmeli, iyi değerlendirilmeli. Bu model üzerinde ciddi araştırmalar yapılmalı.Böyle kapsamlı bir modelin matematiğine varıncaya kadar ortaya konulması gerçekten takdir edilmesi gereken bir durumdur.MEM bütün insanların kaynaklara, paraya erişimini kolaylaştırmakta, sunduğu sosyal devlet anlayışıyla da geniş bir pazar ortamı oluşturmaktadır.