Erdoğan çok hassas!

Başbakan Erdoğan'ın konuşma metinlerini kim yazıyor çok merak ediyorum.
Önceki gün İstanbul'da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Orman Formu'na katılan Erdoğan yine döktürdü.
Karşısındaki promterden akan şu satırları okudu:
"Eğer üzerimize giydiğimiz elbise Bangladeş'te 5 yaşında çocuğun umutları ile dokunduysa, eğer aracımıza koyduğum benzin Libya'da masumum birinin kanı ile karıştıysa, eğer çocuğumuza verdiğimiz çikolata Afrika nehirlerine zehir kattıysa, üzerimize giydiğimiz palto bir hayvan türünün yok olmasına sebep olduysa, bu döngüden, böyle bir küreselleşmeden rahatsız olmak, bunu derinlemesine sorgulamak zorundayız."
***
Erdoğan böyle söyledi.
Ne kadar hassas, ne kadar insancıl sözler değil mi?
Peki ya madalyonun öteki yüzü!
Söylemler ve gerçekler birbirini tutuyor mu acaba?
Ne yazık ki, hayır.
Hem de kocaman bir hayır!
Aradaki fark dudak uçuklatıyor.
***
1- Eğer İncirlik üssünden kalkan ABD savaş uçaklarından atılan bomlar yüz binlerce masum Müslüman Iraklıyı şehit etmiş ise...
2- Suriye'deki teröristlerin Türkiye'den soktukları silahlarla masumlar hunharca katledilmiş ise...
3- Karar merkezi Türkiye olan operasyonda NATO uçaklarının Libya'ya ya yağdırdığı bombalar binlerce Müslümanın canını almış ise...
4- Afganistan'da NATO birlikleri mütemadiyen katliam yapıyor ise... ( Son olarak 10'u çocuk 11 kişiyi şehit ettiler).
5- Ayaklarına kırmızı halılar serilen PKK hamisi Barzani Türkmenlere kan kusturuyor ise...
6- Malatya Kürecik'e kurulan füze radarı İsrail'in güvenliği için kritik bir rol oynuyor ise...
Bunun vebali ne ola ki?
5 yaşındaki Bangladeşli çocuğun umuduyla oynamanın derinlemesine sorgulanması gerekir diyen (ki haklı) sayın Erdoğan acaba yukarıdaki tablo için ne diyecek?
***
Hükümetimiz 11 yıldan bu yana stratejik (!) ortak ABD'nin bölgedeki en önemli yardımcısı konumunda.
Başbakan Erdoğan ABD'nin BOP'un da eş başkan.
ABD başkan yardımcısı Joe Biden'in "Biz Türkiye ile el ve eldiven gibiyiz" sözlerini hatırlayın lütfen.
***
Yazımızı bir kıssa ile noktalayalım.
Bakalım bu kıssadan kimlere hisse düşecek!
Hz. Hüseyin Efendimizi şehit eden güruh, bu cinayeti işledikten sonra Kâbe'ye hac etmeye giderler. İhramlıyken içlerinden biri karınca ezer. Hemen Mekke kadısına gidip durumu anlatırlar ve bunun için ne kadar kefaret ödemeleri gerektiğini sorarlar.
Kadının cevabı oldukça manidardır.
Şöyle söyler kadıefendi: "Sizler ki Hz Hüseyin'in mübarek başını kestiniz. Şimdi gelmiş bir de karıncanın hesabını soruyorsunuz, utanmaz adamlar, defolun!"