Erdoğan tarafını seçti; ABD

“…Kim onları dost edinirse onlardandır.” (Maide Suresi 51. Ayet)
Seul’da bir araya geldiler. Öpüştüler, koklaştılar, hasret giderdiler. Hatta Obama dayanamadı, bu samimiyete bir parmak ekledi ve Davutoğlu anında oraya koştu. Hem hoş (!) hem hüzünlü bir durum Erdoğan açısından. Çünkü elde bir Obama kaldı. Merkel aramıyor, Sarkozy aramıyor, Rasmussen başa bela, Zapetero mu ne ise ortalıkta yok. Kraliçe, Gül ile hemhal oluyor. Erdoğan’a da Barack kalıyor.
Konuya gelmeden bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Sayın Erdoğan hep İHL’de okumakla, hendek atlamakla ha bire övünüp duruyor. Bende İHL mezunuyum. Birçok şey öğrendik. Hadis, Tefsir, Fıkıh, Kur’an vb. dersler gördük. Peygamberimizin hayatını en azından kronolojik olarak öğrendik. Hadislerini ezberledik…
Son Seul buluşması ve sergilenen teslimiyete binaen Sayın Erdoğan’ın “…Habeşli siyah bir köle de olsa, âmirinize itaat edin!” (Buhari) Hadis-i Şerif’ini yanlış anladığı kanısı uyandı bende. Yani sizden olan, yani Müslüman olan emir sahibi ki, bu zenci olur, sarı olur, Türk olur, Kürt olur, Arap olur vs. itaat et. Yani itaatin birinci şartı iman. Yani Müslüman olması. Barack Müslüman mı? Hayır. O zaman bu teslimiyetin sebebi ne?
Sen, nükleer enerji olmazsa olmaz de, hatta karşı çıkanları mutfak tüpüyle ikna et. Sonra kadim dostun istedi diye 4,5 kg zenginleştirilmiş uranyumu ABD’ye ver.
Sonra ilk uçakla Tahran’a. Neden? ABD, Suriye’de kaybettiği savaşı Türkiye vasıtasıyla kazanmak istiyor. Tahran seni sıcacık karşıladı ve hatta Müslüman Türk kardeşlerimizle nükleer enerji çalışmalarımızı paylaşabiliriz, diyerek karşılıksız ortaklık teklif ettiler.
Tam bu görüşmeler sırasında ABD’nin Ankara yaveri çıkıp, terbiyesizce; Türkiye artık bir karar vermeli, yani tarafını seçmeli postasını koydu. Ve Türkiye tarafını seçti. İran’dan petrol alımını azaltacak.
Ne diyelim bu siyasi duruşa? Butik siyasetin butikçe duruşu. Uydu mu? Uysa da yazdım, uymasa da!

İmam Hatiplilerden mesaj var
Kamuoyunun dikkatine;
Bilindiği üzere domuz eti İslam dininin yasak kıldığı yiyeceklerin başında gelir ve bu yasak toplumumuzda da yaygın kabul görmüştür. Bu itibarla, büyük çoğunluğu Müslüman olan Türk halkının domuz eti tüketmeme ve domuz mamullerinden uzak durma hassasiyeti, onlara hizmet vermek durumunda bulunan tüm kişi ve kurumların göz önünde bulundurması gereken bir husustur.
Ancak, son yıllarda sayısı hızla artan alışveriş merkezleri içinde ve bazı lüks caddelerde açılan restoran ve kafe tarzı işletmelerde pervasızca, özensizce, toplumun dini hassasiyetleri hiçe sayılarak domuz eti ürünlerinin servis edildiği görülmektedir.
Halkın büyük çoğunluğunu oluşturan Müslümanların hassasiyetleri yok sayılarak sergilenen bu davranışın kabul edilmesi mümkün değildir. Zira az da olsa dini eğitim almış olan herkes bilir ki; domuzla doğrudan ya da dolaylı temas etmiş olan her yiyecek içecek ve bunların servis edildiği materyaller “murdar” olmuş sayılır…
Biz İHL Sözlük olarak bu düzenlemeyi yapma yetkisini elinde bulunduran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, yerel yönetimler, tüketici dernekleri, STK’lar ve toplumun tüm kesimlerini duyarlı olmaya çağırıyoruz… Basına ve İlgililere duyurulur.
İHL Sözlük Yönetimi
Evet, bana gelen mail böyle kısaca. Kim bu İHL sözlük? Sorusunun cevabını da kendileri vermiş; İHL Sözlük Nisan 2009 ‘da kurulmuş, açılımı İmam Hatip Lisesi Sözlük olan bir interaktif sözlük çalışmasıdır. Yaklaşık 15 bin yazarı 3 milyon tanımı ve aylık 300 bine yakın okuru ile Muhafazakâr kesimin en büyük sosyal medya mecrasıdır, diye tanımlıyor arkadaşlar kendilerini.
Bir İHL mezunu olarak arkadaşların hassasiyetlerini anlıyor, niyetlerinin halis, sonuçlarının muzaffer olmasını diliyorum.
Bence kamuoyuna verilen bu haklı mesajda büyük bir eksiklik var. Bu ülkede eskidende domuz çiftlikleri vardı. İsteyen domuz etini, istediği zamanda yiyebiliyordu. Ama gün geldi, kendilerini muhafazakârlığın ötesinde mücahitlikle tanımlayanlar iktidar oldu. Nerden estiyse, kimden geldiyse bir anda Allah’ın haramı (tıpkı zina gibi) kanunla meşrulaştırıldı (!). 
Âcizane olarak İHL Sözlük Yönetimi’ndeki kardeşlerimden, bu fiili kınadıkları ve kamuoyuna açıkladıkları gibi faili de kınamalarını artı kamuoyuna açıklamalarını bekliyorum…