Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı hakimiyetinde yaşayan Ermenilerin 19. Yüzyılda İngiltere, Rusya, Fransa ve Amerika'nın gönderdiği misyonerlerle kışkırtılıp silahlandırıldıklarını belirterek, Ermenilerin resmen kullanıldıklarını kaydediyor. Emperyalizmin 19. yüzyılda imparatorluklar kurduğu bir çağda, Osmanlı Devleti'nin zayıf olduğu bir dönemde, Batılı devletlerin gönderdikleri misyonerlerle Ermenileri milliyetçilik fikirleriyle kışkırttıklarını ifade eden Halaçoğlu, "Ben Ermeniler için diyorum ki, ben onların yerinde olsaydım önce Fransa, İngiltere, Amerika ve Rusya'yı dava ederdim. 'Bunca yıl yaşadığım yerden beni neden sürgün ettiniz' diye onlara tazminat davası açardım" diyor ve vurguluyor: "Ermeni iddialarının hiçbirinde ciddiyet ve bilimsellik yoktur". Halaçoğlu, Ermeni toplumunu, asılsız iddialarından vazgeçmeleri için onları bilimselliğe, ciddi olarak düşünmeye ve araştırmaya davet ediyor. En önemlisi, yüzyıllarca barış ve huzur içinde yaşadıkları Osmanlı topraklarından kendilerini sürdükleri için İngiltere'yi, Rusya'yı, Fransa'yı ve Amerika'yı dava etmeleri gerektiğini, asıl onları sorgulamaları gerektiğini teklif ediyor. Gerçekten de Osmanlı hakimiyeti altında yaşayan Ermeni azınlığı; Osmanlı'nın bölgedeki hakimiyetini yok etmek, topraklarını ve halkını parçalayarak kendi siyasi, iktisadi emellerine vasıl olmak isteyen İngiltere, Fransa, Rusya ve Amerika'nın kışkırtmaları ve de Hıristiyan kiliselerin organize ettikleri misyonerlik faaliyetleri neticesi ayaklanarak devlete başkaldırmışlardır. "Büyük Ermenistan" idealiyle kışkırtılan Ermeniler; yine Batılı güçlerin yardımı ile kurdukları komitelerle kanlı isyanların da âmili olmuşlardır. Hatta, Ermeni Taşnak ve Hınçak çeteleri, işi daha da ileriye götürerek Anadolu'da ve Kafkaslarda binlerce Türk köylüsünü acımasızca katletmişlerdir. Gerek Osmanlı ve Fransız arşiv belgelerinde ve gerekse Rus arşiv kayıtlarında milyonlarca Türkün, Ermeni çetelerinin estirdikleri isyan ve terör hareketleri neticesi katledildikleri yazılıdır. Bu arşivler, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Türk ordusunun Ruslarla amansız bir mücadeleye tutuştuğu o kara günlerimizde Osmanlı vatandaşı Ermenilerin, Rus ordusuna katılarak Mehmetçiği arkadan hançerlediği yetmemiş gibi, cephe gerisine de baskınlar düzenleyerek kadın, çolukçocuk, ihtiyar demeden masum Türk halkını nasıl insafsızca katlettiğini, namusları nasıl kirlettiğini, haneleri nasıl yakıp yıktığını da kaydetmektedir. Ve daha neler neler... Ve fakat, "hem suçlu hem de güçlü" psikolojisiyle hareket eden Ermeniler, hakikati tersyüz ederek kendi katliamlarını şanlı Türk milletine yüklemek istiyorlar. Sözde Ermeni soykırımı iddialarının ABD ve AB ülkelerinde tanınması ve Türkiye'den toprak taleplerinin gerçekleştirilmesine dayalı lobi faaliyetlerini tüm yönleriyle sürdürmektedirler. Bu noktada Sayın Halaçoğlu'na kulak verilmesi kanaatindeyim ve; 'Ermeni iddialarının hiçbirinde ciddiyet ve bilimsellik olmadığı gibi, politik bir senaryo olan Ermeni iddialarını çürütecek binlerce belgenin Ermenistan arşivlerinde dahi mevcut olduğu' kanaatindeyim. Ve aynı zamanda Ermeni toplumunu kendi geçmişlerini sorgulamaya davet ediyorum. Ermeniler kendi soydaşlarını öldürüyorEğer Ermenilerden ölen varsa ve illa da soykırıma tâbi tutulduklarını iddia ediyorlarsa kendi geçmişlerini sorgulamalıdırlar ve eğer birilerini mahkûm etmek istiyorlarsa bu Taşnak ve Hınçak çeteleri olmalıdır. Zira, bilinmelidir ki, ölen bir Ermeni varsa bunun katili de yine Ermenidir. Ermeni çeteleri, nasıl masum Türkleri katletti ise, kendi soydaşlarını da hiç düşünmeden katletmişlerdir. Yani, Ermenileri Ermeniler öldürmüştür. Komitacı Ermeniler sadece Türkleri katliama tabi tutmakla kalmamış, aynı zamanda durumlarından şüphelendikleri ve Türklerin tarafını tuttuğunu düşündükleri kendi Ermeni soydaşlarına da çeşitli zulümler yapmışlardır. 1890 Temmuz'undaki Kumkapı gösterisinden sonra Hınçak Komitesi, durumlarından şüphelendiği, hükümet taraftarı kabul ettiği Ermenilere suikastlar uygulamaya başlamıştır. Komiteciler, maksatlarına gerçekleştirmek için zorla para toplamaya, kendilerine destek vermeleri için Ermeni zenginlerine tehdit mektupları göndermeye başlamış; bekledikleri desteği alamayan veya memleket için zararlı olduğunu takdir ederek komitelerin menfaatlerine ve emellerine yoldaşlık etmeyen Ermenileri de katletmeye başlamışlardı.İşte Ermenilerin öldürdüğü ErmenilerAvukat Haçik, 15 yaşında Armenak adında bir Ermeni tarafından Topkapı'da öldürülmüştür.Gedikpaşa Kilisesi vaizi Dacad Vartabet, parçalanmıştır.Dikran Karagözyan köprü üstünde öldürülmüştür.Tüccar Apik Uncıyan Galata'da katledilmiştir.Sebah, Galata'da Havyar Hanı kapısında Hınçaklar tarafından öldürülmüştür.Avrupa'da yaşayan bir Ermeni zengini, "Ben kendi paramla milletin, memleketin cellatı olmak istemem" dediği için Taşnaklarca öldürülmüştür.Ermeni Jamhanyan ve İzmir'de Balyozyan da aynı kanaati taşıdıklarından Taşnakların kurbanı olmuşlardır.Komitenin tehdit mektuplarıyla istenen desteği vermeyen Ermeni Mahalyan Novorosisk (Rusya) sokaklarında boğazlanmıştır.Ermeni komitecilerin tutumunu beğenmediğini söyleyen Tamahlayan parça parça doğranmıştır.Gergeriyan, Taşnak üyesi idi; fakat onların münasebetsiz tutumlarını kınadığı için Erzurum'da öldürülmüştür.Erzincan'ın Armudanlar bucağında Ermeni Aharon: "Bu çıkmaz bir yoldur" dediği için ölüme mahkum edilmiştir.Yine Erzincan'da Azaplaroğlu Armin, sokak ortasında komiteciler tarafından vurulmuştur. Bunlar yalnızca birer örnektir. Ermeni davasını savunan birçok Batılı yazarın kitaplarında dahi yüzlerce örnek bulmak mümkündür...Kandilci Onnik, polis memuru Markar, Hacı Dikran Mıgırdıc Tütüncüyan Ermeni çetecileri tarafından katledilen yüzlerce Ermeni'den sadece birkaçıdır.Ruhani Meclis'e üye seçilen Mampre Vartabet, hükümete ajanlık ettiği iddiasıyla suikasta uğramıştır.Patrik Aşıkyan'ın, komitenin planlarını hükümete haber vermiş olmasından şüphe edilmiş bu sebeple komite tarafından kur'a ile görevlendirilen Diyarbakırlı Agop adında bir Ermeni genci tarafından 28 Mart 1894 günü kendisine patrikhane kilisesinde bir suikast yapılmıştır. Suikastçının kullandığı Karadağ tabancası bozuk olduğu için ateş almamış, genç Ermeni tutuklanmıştır.10 Mayıs 1894'te Hınçak Komitesi; Aşıkyan'ın arkadaşı kabul ettikleri Simon Maksut'a, Galata'da Havyar Hanı önünde iki komiteci vasıtasıyla suikast yaptırmışlardır.
Oğuz Köroğlu / diğer yazıları
- Nereden geldiğini unutma ki Nereye gideceğini unutmayasın / 22.01.2012
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011
- İmam Hüseyin'in şehadetine ağlamak / 06.12.2011
- "Ben Kerbelâ şehidiyim" / 05.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 04.12.2011
- İmam Hüseyin'in kıyamı ve şehadeti / 02.12.2011
- Türk Milleti'ne açık mektup / 11.06.2011
- Milli Ekonomi Modeli mutlaka meclise girmeli / 10.06.2011
- Prof. Dr. Haydar Baş'ın projeleri iktidar olmalıdır / 09.06.2011
- Baba devlete giden yol: Milli Ekonomi Modeli / 08.06.2011
- Küresel oyunları bozacak tek lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 04.06.2011