Milli Savunma Bakanı Akar, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu 2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Törene Bakan Akar'ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim ve öğrenciler katıldı. Bakan Akar, burada yaptığı konuşmada, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarına değindi. Türkiye ve Azerbaycan'ın kardeş olduğunu ifade eden Akar, "Bizi birbirimizden ayırmamız mümkün değil. Bizler aynı kökün uzantıyız. Yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal eden saldırgan, barbar bir Ermenistan var. Bu işgal gerçekleştikten sonra barışçıl yollarla, diyalogla, siyasi bir takım çözümler bulunması için çalışmalar var. Şu anda Azerbaycan'a temmuzda, eylülde yapılan saldırılar sonucunda 'artık yeter' diyen Azerbaycanlı kardeşlerimiz, kendi ülkesini, milletini savunmak ve işgal edilmiş topraklarını geri almak için mücadeleye girdiler. Bu mücadele başladıktan sonra bir takım çevreler 'diyalog' demeye başladılar, diyaloğu hatırladılar. Görüşmelerden bahsediyorlar, siyasi çözümlerden bahsediyorlar. O insanlara sormak lazım 30 yıl boyunca ne yaptılar' 30 yıl boyunca Azerbaycanlı kardeşlerimiz diyalog için bekledi, siyasi çözüm için bekledi, müzakere için bekledi. Bugüne kadar ne yapıldı' Cevabı sıfır. Azerbaycan kardeşlerimiz öz topraklarını almak için mücadelesini sürdürüyor. Bu haklı mücadelede Türkiye, Türk Silahlı Kuvvetleri, Azerbaycanlı kardeşlerinin yanındadır" diye konuştu.

"Ermenistan, Azerbaycan topraklarını boşaltmadan durmak yok"

Azerbaycan'ın ateşkes kararına uyduğunu belirten Akar, "Yine bu ateşkesi bozan, samimiyetsizlik yapan Ermenistan oldu. Gence ve diğer topraklara, füzelerle çok acımasız bir şekilde, oradaki sivil vatandaşı katledecek şekilde saldırılarını devam ettiriyorlar. Bunların güçten başka bir şey anlamadıklarını da bütün dünya görmeli. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını boşaltmadan, Ermenistan paralı askerleri ve oradaki teröristleri topraklarından çıkarmadan durmak yok. Azerbaycan hakkını arıyor, hakkını alacak. Ateşkes çerçevesinde fırsat verilen Ermenistan bunu dahi kötüye kullanmıştır, insanlık suçu, savaş suçu işleyerek sürdürmüştür. Bu pervasızlığı üçüncü ülkelerin olaylara bakış şekli. Maalesef Türkseniz, Müslümansanız size karşı bakış tamamen farklı oluyor" şeklinde konuştu.

Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, "Azerbaycan Toprak Bütünlüğü ve Türkiye-Azerbaycan Kardeşliği" başlıklı ilk dersi verdi. İbrahim, yaptığı konuşmada, "Burada ben kendi evimde, kendi okulumda sizin karşınızda konuşuyorum. Burada sizin rehberliğiniz altında ilk dersi vermek en büyük onurdur. Burada benim kardeşlerimin sahada verdiği mücadele zamanı konuşmak da zor. Karşılaştığımız zulüm, işgal, sivillerimize olan saldırılar bizim işimizi kolaylaştırmıyor. Ama her zaman hakkımızdan dönmedik ve hakkımızı aldık" ifadelerini kullandı.

Ermenistan'ın sivillere yönelik saldırılarına tepki gösteren İbrahim, "Bir buçuk gün önce Gence'ye balistik füze attılar. Gence, Yukarı Karabağ ile hiç alakası olmayan bir kentimiz. Orada sadece siviller yaşıyor, Ermenilerle mücadele veren askerlerimiz yok. Bundan önce de saldırdılar ama balistik füzeyi sivillerimizin üstüne yağdırdılar. Bu vahşet" dedi.

Duygulandıran Türk bayrağı ve yüzük hediyesi

Ermenistan saldırılarının sonrası Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçiliğine çok sayıda destek mektubu geldiğini anlatan İbrahim, "3 gün önce Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin simgesi bir Kahramanmaraşlı arkadaşımızdan geldi bizlere. 3 gün önce bir mektup geldiğini söylediler. Kahramanmaraş'tan bir kardeşimiz mektup gönderdi. Azerbaycan'ın yanında olduğunu, bizim geçmişimizin, bugünümüzün, geleceğimizin bir olduğunu söyledi. O bana Türk bayrağını gönderdi. Azerbaycan vatandaşları için bu bayrakların hiçbir farkı yok. Çanakkale'de de kanımız döküldü, birbirimizin yanında olduk. Ama kardeşimiz, bu bayrakla birlikte aynı zamanda beni çok duygulandıran bir şey de gönderdi. Biz buna nişan yüzüğü diyoruz. Kendi altın nişan yüzüğünü göndermiş ve Azerbaycan'a yardım için gönderdiğini bildirmiştir. İçinde eşinin de ismi var. Bunu dünyanın hiçbir yerinde kimse kimse için yapmaz. O kadar duygulandım ki direk kardeşimize telefon açtım. 'Çok teşekkür ederim. Anlıyorum, bizim yanımızdasın ama ben bunu gönderemem. Bu al sancak benim yüreğimde kalacak ama yüzüğü geri göndereceğim' dedim. O da bana 'geri gönderirseniz çok üzülürüm. Bu sadece benim kararım değil. Ailede oturarak Azerbaycan'a karşı olan adaletsizliği görerek bunu yaptık' dedi. Hepinize teşekkür ederim. İnşallah zafer bizimledir" diye konuştu. İHA