Erzurum Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşma -2-
Efendiler! Vaziyet-i umumiye ve hususiye hakkında cümlenizce malum olan bazı hususatı burada tekrar hatırlatmayı faydadan hâlî bulmuyorum
10.05.2025 00:22:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





23 Temmuz 1335 (23 Temmuz 1919)
Muhterem Murahhas Efendiler!
Vaziyet-i umumiye ve hususiye hakkında cümlenizce malum olan bazı hususatı burada tekrar hatırlatmayı faydadan hâlî bulmuyorum:
a) Dört aydan beri Mısır'da istiklal-i millînin temin ve istirdadı için pek kanlı vekayi ve ihtilalat devam ediyor. Nihayet İngilizler tarafından bittevkif Malta'ya götürülmüş olan murahhaslar tahliye olunmuş ve Paris Sulh Konferansı'na azimetlerine muvafakate mecbur olmuşlardır.
b) Hindistan'da istiklal için vâsi mikyasta ihtilaller oluyor. Maksad-ı millîlerine vusul için bankalar, Avrupa müessesatı, demiryolları bombalarla tahrip ediliyor.
c) Afganistan ordusu da İngilizlerin milliyeti imha siyasetine karşı harp ediyor. İngilizlerin bel bağladıkları hudut kabailinin dahi Afganlara iştirak ettiğini ve bu yüzden İngiliz askerlerinin dâhile çekilmeğe mecbur olduğunu İngiliz gazeteleri itiraf etmişlerdir.
d) Suriye'de ve Irak'ta İngilizlerin ve ecnebilerin tahakküm ve idaresinden tekmil Arabistan hâl-i galeyandadır. Arabistan'ın her yerinde ecnebi boyunduruğu reddolunuyor. Yalnız refah ve saadet-i memleket için ecnebilerin iktisadi, umrani, medeni vesaitinden muavenete rıza gösteriliyor.
Bağdat ve Şam içtimâ-i umumileri her tarafa bu kararı neşretmiştir.
e) Ahiren devletlerarasında hâsıl olan rekabet münasebetiyle İngilizlerin Kafkasya'dan kâmilen çekilmesine karar verilmiş ve tatbikat bir müddetten beri başlamıştır. İtalyan kuvvetlerinin Batum tarikiyle Kafkasya'ya gelmesi mukarrer ise de İtalya'daki ve Kafkasya'daki ahval-i dâhiliye münasebetiyle bu kararın tatbikinden korkuyorlar.
f) İstiklal-i millîlerini tehlikede gören ve her taraftan istilaya maruz kalan Rus
milleti bu tahakküm-i umumiye karşı bütün efrad-ı milletinin kudret-i müşterekesiyle çarpışıp ve umumun malumu olduğu veçhile bu kuvvet kendi memleketleri dâhilinde galebe çalmış ve kendi üzerine musallat olan milletleri de daire-i nüfuz ve sirayetine almakta bulunmuştur.
g) Şimalî Kafkas, Azerbaycan ve Gürcistan biribirleriyle ittihat ederek mevcudiyet-i milliyeleri aleyhine yürümek isteyen Denikin ordusunu harben tazyik ve Karadeniz sahiline sürmüştür.
h) Ermenistan'a gelince: Bir fikr-i istilaperverde eden Ermeniler, Nahcivan'dan Oltu'ya kadar bütün ahali-i İslâmiye'yi tazyik ve bazı mahallerde katliam ve yağma-gerlikte bulunuyorlar. Hudutlarımıza kadar İslâmları mahva mahkûm ve hicrete mecbur ederek vilayât-ı şarkiyemiz hakkındaki emellerine doğru emniyetle takarrüp etmek ve bir taraftan da 400 bin olduğunu iddia eyledikleri Osmanlı Ermenisini bir istinatgâh olmak üzere memleketimize sürmek istiyorlar.
Karadeniz'in garp tarafındaki vekayie gelince, Macar ve Bulgarlar memleketlerinin mühim bir kısmını istila etmek isteyenlere karşı bütün mevcudiyet-i milliyeleriyle çarpışıyorlar.
Meriç Nehri garbında yani Balkan Harbi'nden evvel devletimizin malikânesi olan Garbî Trakya'nın Bulgarlardan alınarak Yunanlara verilmesi Düvel-i İtilafiyece karar-gîr olmasından nâşî harekât-ı tatbikiye başlamış ve Yunan işgal kuvvetlerine karşı Bulgar kuvâ-yı milliyesi tarafından takviye edilen Bulgar kuvvetleri Garbî Trakya mıntıkası dâhilinde verdikleri muharebat neticesinde müteaddit Yunan fırkalarını defetmiştir.
Vaziyet-i hususiyemize gelince: Daha Dersaadet'ten çıkmadan evvel vatan ve milletin çare-i tahlisi hakkında birçok rical-i mesule ve muktedire ile görüşülmüştü. Payitaht'taki münevveranın ve din ü devlete hizmetleri mesbuk zevât-ı aliyyenin mesai-i masrufeleri kıymettar olmakla beraber tesir ve murakabe altında mahsur bir muhit; kendilerini daima tehdit ve akametle müteessir etmektedir.
Herhâlde mukadderata hâkim bir idare-i milliyenin müdahaleden masun bir surette zuhuru ancak Anadolu'dan muntazırdır. Buna istinadendir ki bir Şûrâ-yı Millî'nin vücudunu ve ancak kuvvetini irade-i milliyeden alacak mesul bir Hükûmetin mevcudiyetini talep etmek bilhassa son zamanlarda Payitaht'ın hemen tekmil tabakat-ı mütefekkirîni için bir fikr-i sabit hâlini almıştır.
Şurada acıklı bir hakikat olmak üzere arz edeyim ki, memleketimizde külliyetli ecnebi parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor.
Bundaki gaye pek âşikardır ki, hareket-i milliyeyi akim bırakmak, âmâl-i milliyeyi felce uğratmak, Yunan, Ermeni âmâlini ve bazı aksam-ı mühimme-i vatanı işgal gayelerini teshil etmektir.
Bununla beraber her devirde, her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi bizde de kalp ve asâbı zaif, gayr-ı müdrik insanlarla beraber vatansız ve aynı zamanda refah ve menfaat-i şahsiyesini vatan ve milletinin zararında arayan esafil de vardır.
Şark umurunu tedvirde ve zaif noktaları arayıp bulmakta pek mahir olan düşmanlarımız memleketimizde bunu adeta bir teşkilat hâline getirmişlerdir. Fakat mukaddesatının gaye-yi necatıyla çırpınan bütün millet işbu tarik-i azîm ve mücahedesinde her türlü mevanii, muhakkak ve mutlaka kırıp süpürecektir.
Bütün bu gayeleri istihsal için vakfı âmâl eyleyen millet-i necibemizin içinde bir ferd-i millî gibi çalışmaktan mütehassıl zevk ve mübahatı burada şükran ve mefharetle arz eylerim.
En son olarak niyazım şudur ki, Cenâb-ı Vâhibü'l-Âmâl Hazretleri Habîb-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve Diyânet-i Celile-i Ahmediye'nin ilâ-yevmi'l-kıyâm haris-i esdakı olan millet-i necibemizi ve makâm-ı saltanat ve hilafet-i kübrâyı masun ve mukaddesatımızı düşünmekle mükellef olan heyetimizi muvaffak buyursun! Âmin. (Atatürk'ün söylev ve demeçleri 1. ciltten)
Muhterem Murahhas Efendiler!
Vaziyet-i umumiye ve hususiye hakkında cümlenizce malum olan bazı hususatı burada tekrar hatırlatmayı faydadan hâlî bulmuyorum:
a) Dört aydan beri Mısır'da istiklal-i millînin temin ve istirdadı için pek kanlı vekayi ve ihtilalat devam ediyor. Nihayet İngilizler tarafından bittevkif Malta'ya götürülmüş olan murahhaslar tahliye olunmuş ve Paris Sulh Konferansı'na azimetlerine muvafakate mecbur olmuşlardır.
b) Hindistan'da istiklal için vâsi mikyasta ihtilaller oluyor. Maksad-ı millîlerine vusul için bankalar, Avrupa müessesatı, demiryolları bombalarla tahrip ediliyor.
c) Afganistan ordusu da İngilizlerin milliyeti imha siyasetine karşı harp ediyor. İngilizlerin bel bağladıkları hudut kabailinin dahi Afganlara iştirak ettiğini ve bu yüzden İngiliz askerlerinin dâhile çekilmeğe mecbur olduğunu İngiliz gazeteleri itiraf etmişlerdir.
d) Suriye'de ve Irak'ta İngilizlerin ve ecnebilerin tahakküm ve idaresinden tekmil Arabistan hâl-i galeyandadır. Arabistan'ın her yerinde ecnebi boyunduruğu reddolunuyor. Yalnız refah ve saadet-i memleket için ecnebilerin iktisadi, umrani, medeni vesaitinden muavenete rıza gösteriliyor.
Bağdat ve Şam içtimâ-i umumileri her tarafa bu kararı neşretmiştir.
e) Ahiren devletlerarasında hâsıl olan rekabet münasebetiyle İngilizlerin Kafkasya'dan kâmilen çekilmesine karar verilmiş ve tatbikat bir müddetten beri başlamıştır. İtalyan kuvvetlerinin Batum tarikiyle Kafkasya'ya gelmesi mukarrer ise de İtalya'daki ve Kafkasya'daki ahval-i dâhiliye münasebetiyle bu kararın tatbikinden korkuyorlar.
f) İstiklal-i millîlerini tehlikede gören ve her taraftan istilaya maruz kalan Rus
milleti bu tahakküm-i umumiye karşı bütün efrad-ı milletinin kudret-i müşterekesiyle çarpışıp ve umumun malumu olduğu veçhile bu kuvvet kendi memleketleri dâhilinde galebe çalmış ve kendi üzerine musallat olan milletleri de daire-i nüfuz ve sirayetine almakta bulunmuştur.
g) Şimalî Kafkas, Azerbaycan ve Gürcistan biribirleriyle ittihat ederek mevcudiyet-i milliyeleri aleyhine yürümek isteyen Denikin ordusunu harben tazyik ve Karadeniz sahiline sürmüştür.
h) Ermenistan'a gelince: Bir fikr-i istilaperverde eden Ermeniler, Nahcivan'dan Oltu'ya kadar bütün ahali-i İslâmiye'yi tazyik ve bazı mahallerde katliam ve yağma-gerlikte bulunuyorlar. Hudutlarımıza kadar İslâmları mahva mahkûm ve hicrete mecbur ederek vilayât-ı şarkiyemiz hakkındaki emellerine doğru emniyetle takarrüp etmek ve bir taraftan da 400 bin olduğunu iddia eyledikleri Osmanlı Ermenisini bir istinatgâh olmak üzere memleketimize sürmek istiyorlar.
Karadeniz'in garp tarafındaki vekayie gelince, Macar ve Bulgarlar memleketlerinin mühim bir kısmını istila etmek isteyenlere karşı bütün mevcudiyet-i milliyeleriyle çarpışıyorlar.
Meriç Nehri garbında yani Balkan Harbi'nden evvel devletimizin malikânesi olan Garbî Trakya'nın Bulgarlardan alınarak Yunanlara verilmesi Düvel-i İtilafiyece karar-gîr olmasından nâşî harekât-ı tatbikiye başlamış ve Yunan işgal kuvvetlerine karşı Bulgar kuvâ-yı milliyesi tarafından takviye edilen Bulgar kuvvetleri Garbî Trakya mıntıkası dâhilinde verdikleri muharebat neticesinde müteaddit Yunan fırkalarını defetmiştir.
Vaziyet-i hususiyemize gelince: Daha Dersaadet'ten çıkmadan evvel vatan ve milletin çare-i tahlisi hakkında birçok rical-i mesule ve muktedire ile görüşülmüştü. Payitaht'taki münevveranın ve din ü devlete hizmetleri mesbuk zevât-ı aliyyenin mesai-i masrufeleri kıymettar olmakla beraber tesir ve murakabe altında mahsur bir muhit; kendilerini daima tehdit ve akametle müteessir etmektedir.
Herhâlde mukadderata hâkim bir idare-i milliyenin müdahaleden masun bir surette zuhuru ancak Anadolu'dan muntazırdır. Buna istinadendir ki bir Şûrâ-yı Millî'nin vücudunu ve ancak kuvvetini irade-i milliyeden alacak mesul bir Hükûmetin mevcudiyetini talep etmek bilhassa son zamanlarda Payitaht'ın hemen tekmil tabakat-ı mütefekkirîni için bir fikr-i sabit hâlini almıştır.
Şurada acıklı bir hakikat olmak üzere arz edeyim ki, memleketimizde külliyetli ecnebi parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor.
Bundaki gaye pek âşikardır ki, hareket-i milliyeyi akim bırakmak, âmâl-i milliyeyi felce uğratmak, Yunan, Ermeni âmâlini ve bazı aksam-ı mühimme-i vatanı işgal gayelerini teshil etmektir.
Bununla beraber her devirde, her memlekette ve her zaman zuhur ettiği gibi bizde de kalp ve asâbı zaif, gayr-ı müdrik insanlarla beraber vatansız ve aynı zamanda refah ve menfaat-i şahsiyesini vatan ve milletinin zararında arayan esafil de vardır.
Şark umurunu tedvirde ve zaif noktaları arayıp bulmakta pek mahir olan düşmanlarımız memleketimizde bunu adeta bir teşkilat hâline getirmişlerdir. Fakat mukaddesatının gaye-yi necatıyla çırpınan bütün millet işbu tarik-i azîm ve mücahedesinde her türlü mevanii, muhakkak ve mutlaka kırıp süpürecektir.
Bütün bu gayeleri istihsal için vakfı âmâl eyleyen millet-i necibemizin içinde bir ferd-i millî gibi çalışmaktan mütehassıl zevk ve mübahatı burada şükran ve mefharetle arz eylerim.
En son olarak niyazım şudur ki, Cenâb-ı Vâhibü'l-Âmâl Hazretleri Habîb-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve Diyânet-i Celile-i Ahmediye'nin ilâ-yevmi'l-kıyâm haris-i esdakı olan millet-i necibemizi ve makâm-ı saltanat ve hilafet-i kübrâyı masun ve mukaddesatımızı düşünmekle mükellef olan heyetimizi muvaffak buyursun! Âmin. (Atatürk'ün söylev ve demeçleri 1. ciltten)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.