Huzur dersleri ve Ramazan
Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıd huzurlarında alim ve fazılların sohbetlerini tarihten biliyoruz... Nisbeten yeni asırlarda her Ramazan sarayda padişahın huzurunda ders verilirdi. Bu iki asır önce an'anemize girmiştir. Bunu III. Sultan Mustafa esaslandırmıştır. Onun zamanında bir "Huzur" denen müderrisle beş muhatap bulunması usûl olmuştur. Fakat sonra adet fazlalaşmıştır. Bu dersler, Ramazan'ın birinci günü başlar ve sekizinci günü sona ererdi. II. Sultan Abdülhamid bu usulü değiştirmiş, bu sekiz dersin her birini istediği gün yaptırmıştır.
Bu sekiz huzur dersinin her birine meclis denir, her mecliste dini ilimlerde ehil bir alim, bir ders verecek müderris ve bir de hitap edeceği sekiz kadar da muhatap bulunurdu. Bu miktar artabilirdi. Padişahın maiyetiyle kalabalık bir meclis olurdu. Her huzurda birkaç ayet-i kerime okunur, sonra izahına geçilir. Muhataplar arasından isteyen sualler sorar, cevaplar verilirdi.
Münakaşa değil, münazara
Bu ders bir nevi' mevizedir. Derse padişahın işaret verdiği zamanda son verilir. Dua edilir ve gelen zevata hakk-ı huzur ve hediyeler verilir. Mevize padişahın huzurunda olduğu cihetle münazara vadisinden münakaşa vadisine sapmamasına itina olunur. Fakat bu ölçünün kaçırıldığı da bazen işitilmiştir.
Huzur dersleri tarihi ve mevzuları, gerek huzur denen dersi takrir eden alimler ve gerek muhatapları noktasından mühim bir bahistir. Bunu ciddi olarak 13 Ocak 1957'de ebediyyen aramızdan ayrılan Ord. Prof. Ebulu'la Mardin incelemiş ve Huzur Dersleri eserinin birinci cildini neşretmiştir. Orada bu derslerin bütün tarini safahatı ve an'aneleri mufassal bir surette ve bir kronolojiye bağlanarak gayet vakıfane ve etraflıca yazılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazıd huzurlarında alim ve fazılların sohbetlerini tarihten biliyoruz... Nisbeten yeni asırlarda her Ramazan sarayda padişahın huzurunda ders verilirdi. Bu iki asır önce an'anemize girmiştir. Bunu III. Sultan Mustafa esaslandırmıştır. Onun zamanında bir "Huzur" denen müderrisle beş muhatap bulunması usûl olmuştur. Fakat sonra adet fazlalaşmıştır. Bu dersler, Ramazan'ın birinci günü başlar ve sekizinci günü sona ererdi. II. Sultan Abdülhamid bu usulü değiştirmiş, bu sekiz dersin her birini istediği gün yaptırmıştır.
Bu sekiz huzur dersinin her birine meclis denir, her mecliste dini ilimlerde ehil bir alim, bir ders verecek müderris ve bir de hitap edeceği sekiz kadar da muhatap bulunurdu. Bu miktar artabilirdi. Padişahın maiyetiyle kalabalık bir meclis olurdu. Her huzurda birkaç ayet-i kerime okunur, sonra izahına geçilir. Muhataplar arasından isteyen sualler sorar, cevaplar verilirdi.
Münakaşa değil, münazara
Bu ders bir nevi' mevizedir. Derse padişahın işaret verdiği zamanda son verilir. Dua edilir ve gelen zevata hakk-ı huzur ve hediyeler verilir. Mevize padişahın huzurunda olduğu cihetle münazara vadisinden münakaşa vadisine sapmamasına itina olunur. Fakat bu ölçünün kaçırıldığı da bazen işitilmiştir.
Huzur dersleri tarihi ve mevzuları, gerek huzur denen dersi takrir eden alimler ve gerek muhatapları noktasından mühim bir bahistir. Bunu ciddi olarak 13 Ocak 1957'de ebediyyen aramızdan ayrılan Ord. Prof. Ebulu'la Mardin incelemiş ve Huzur Dersleri eserinin birinci cildini neşretmiştir. Orada bu derslerin bütün tarini safahatı ve an'aneleri mufassal bir surette ve bir kronolojiye bağlanarak gayet vakıfane ve etraflıca yazılmıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.