Canan Zerenay
Bütün bunlardan, izin istemede doğru olan yöntemin önce kişinin kimliğini açıklaması sonrada izin istemesi olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Ömer'in (ra) ne zaman Hz. Peygamber'i (sav) görmeye gitse, "es-Selamu Aleyküm Ya Rasulalluh, ben Ömer, girebilir miyim?" dediği rivayet olunmaktadır. Evlere giriş izniyle ilgili önemli bir husus da, evlere girilmesinin haram kılınış sebebinin o evlerin meskûn oluşu konusudur. İzinsiz olarak herhangi bir eve aniden giren kimse, bakılması helal olmayan yahut da oradakilerin başkaları tarafından vakıf olmasını istemedikleri halleri aniden görmekten emin olamaz. Ayrıca bu, başkasının mülkünde tasarruf etmektir. Mutlaka sahibinin rızasıyla olması gerekir, aksi halde gasba benzer. (Razi, a.g.e, 17/32, Sabunî, Muhammed Ali, Tefsiru Âyâti'l Ahkâm, 2/98). Ayette isti'zanla birlikte selamın emredilmesi de yine kalpleri birbirine ısındıran bir başka güzelliktir. Zira selam, Müslümanların emrolunduğu sünnetlerdendir. Selam, verilenler için de bir emniyet garantisi ve güvencedir. Sevgi ve muhabbet celbeder, kin ve nefretleri de yok eder. (Cessas, a.g.e, 5/165, Râzi, a.g.e, 17/37). Hz. Peygamber (sav) bu hususta şöyle demektedir: "İman edinceye kadar cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Selâmı aranızda yayınız." (Ebu Dâvud, İsti'zan, 5193).
Sabûnî, tefsirinde fakihlerin çoğunun isti'zanla selâmın birlikte olması gerektiği görüşlerine şöyle cevap vermiştir: İsti'zanla selam aynı mertebede değildir. İsti'zan vacip, selam müstehâbtır. Çünkü isti'zan, insanların özel durumlarını görmemek içindir. Selam ise, sevgi ve muhabbetin oluşması içindir. (Sâbûnî, a.g.e, 2/98).
Bütün bunlardan, izin istemede doğru olan yöntemin önce kişinin kimliğini açıklaması sonrada izin istemesi olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Ömer'in (ra) ne zaman Hz. Peygamber'i (sav) görmeye gitse, "es-Selamu Aleyküm Ya Rasulalluh, ben Ömer, girebilir miyim?" dediği rivayet olunmaktadır. Evlere giriş izniyle ilgili önemli bir husus da, evlere girilmesinin haram kılınış sebebinin o evlerin meskûn oluşu konusudur. İzinsiz olarak herhangi bir eve aniden giren kimse, bakılması helal olmayan yahut da oradakilerin başkaları tarafından vakıf olmasını istemedikleri halleri aniden görmekten emin olamaz. Ayrıca bu, başkasının mülkünde tasarruf etmektir. Mutlaka sahibinin rızasıyla olması gerekir, aksi halde gasba benzer. (Razi, a.g.e, 17/32, Sabunî, Muhammed Ali, Tefsiru Âyâti'l Ahkâm, 2/98). Ayette isti'zanla birlikte selamın emredilmesi de yine kalpleri birbirine ısındıran bir başka güzelliktir. Zira selam, Müslümanların emrolunduğu sünnetlerdendir. Selam, verilenler için de bir emniyet garantisi ve güvencedir. Sevgi ve muhabbet celbeder, kin ve nefretleri de yok eder. (Cessas, a.g.e, 5/165, Râzi, a.g.e, 17/37). Hz. Peygamber (sav) bu hususta şöyle demektedir: "İman edinceye kadar cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Selâmı aranızda yayınız." (Ebu Dâvud, İsti'zan, 5193).
Sabûnî, tefsirinde fakihlerin çoğunun isti'zanla selâmın birlikte olması gerektiği görüşlerine şöyle cevap vermiştir: İsti'zanla selam aynı mertebede değildir. İsti'zan vacip, selam müstehâbtır. Çünkü isti'zan, insanların özel durumlarını görmemek içindir. Selam ise, sevgi ve muhabbetin oluşması içindir. (Sâbûnî, a.g.e, 2/98).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.