Yeni anayasa tartışmaları hükümet ve ortakları tarafından yeniden gündemin ilk sırasına oturtulmak isteniyor. Halbuki 86 milyonluk milletimizin gündemi yeni bir anayasa değil; geçim darlığı, açlık, yoksulluk, barınma sorunları, pahalılık, işsizlik, yüksek enflasyon, ödenemeyen borçlar vs. Milletiyle empati kuramayan, fildişi kulelerde kendi gündemlerini belirleyen bir siyasi anlayış söz konusu…
Üstelik dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, sınırımızın hemen dibinde 30 kilometrelik bir mesafede, Türkiye'yi tehdit eden, Lozan'ı delen, bu manada ciddi bir milli güvenlik sorunu olan bir tatbikat gerçekleşiyor.
Siyasilerimiz başını kaldırıp da milletin gerçek sorunlarını göremediği gibi, milli güvenlik sorunlarımıza karşı da duyarsız davranıyor.
Yeni anayasa tartışmalarının, özellikle de hep demokratik açılım, Habur açılımı, Dolmabahçe alımı, İmralı açılımı gibi süreçler yürütülürken gündeme gelmesi de ayrıca dikkat çekici.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasa çalışmaları kapsamında bir komisyon kuracağını bir süredir belirtiyordu. Komisyonun üyeleri belirlendi.
Basına yansıdığı şekliyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında oluşturulan komisyonda, şu isimler var:
AK Parti Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ali İhsan Yavuz, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Bahadır Yenişehirlioğlu.
Komisyonun ilk toplantısını planlanan en kısa zamanda yapacağı ve yaz boyu çalışmalarını sürdüreceği ifade ediliyor. Komisyon toplantılarına zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da başkanlık edeceği söyleniyor.
Hükümet, yeni bir anayasadan bahsediyor, bunun için çalışmalar yapılacağı açıklanıyor, yeni anayasayı yazacak olan komisyonun tamamı AKP yönetiminden isimler. Soru şu: Türkiye'nin anayasası mı hazırlanıyor yoksa AKP'nin anayasası mı?
Partili Cumhurbaşkanlığına uyumlu olsun diye, partili anayasa mı hazırlanıyor?
Halbuki anayasa toplumsal bir mutabakatın en üst düzey sözleşmesidir.
Diyecekler ki: Biz yeni anayasa için davetimizi yaptık, tekliflerimizi sunduk, ana muhalefet bizimle menemen dahi yapmayacağını söylüyor, biz de kolları sıvadık anayasa yazıyoruz!
Milyonlarca insanı temsil eden ana muhalefet ve yine milyonlarca insanı temsil eden diğer muhalefet partileri zaten, "Bu şekilde yeni anayasa olmaz" diyorsa, toplumsal bir mutabakat sağlanmamış demektir.
Bir diğer konu da anayasanın içeriğiyle alakalı.
AKP, yeni anayasa ile ilgili vizyonunu 2023 Seçim Beyannamesinde "Türkiye Yüzyılı'na Yeni Anayasa" başlığı altındaki değerlendirmeleriyle ortaya koymuştu.
Yeni anayasanın 20 yılın demokratik kazanımlarını koruyacak ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin en güçlü teminatı olacağı vurgulanan beyannamede, yeni anayasanın kodları, yüksek standartlı demokrasi, güvenceli özgürlükler ve hukukun üstünlüğü diye sıralanmıştı.
Parti genel başkanlarının, siyasetçilerin, gazetecilerin, iş adamlarının sırf söyledikleri sözler sebebiyle gözaltına alındığı, tutuklandığı bir ortamı oluşturan bir siyaset anlayışıyla demokratik, özgürlükçü bir anayasa oluşturabilmek mümkün mü?
Bir AKP'li yorumcu diyor ki, 1982 anayasası darbe anayasası ve milli değil.
Soru şu: Kamu kurumlarını, maden sahalarını yabancılara devreden, ekonomiyi döndürmek için ABD ve İngiliz fonlarına muhtaç olan bir siyaset anlayışından nasıl bir milli anayasa çıkabilir?
Hukukun üstünlüğü konusunda bir şey dememize gerek var mı? Anayasayı takmayan, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını yok sayan, rakipleri üzerinde yargıyı bir sopa olarak kullanan bir siyaset anlayışından hukukun üstünlüğünü esas alan bir yeni anayasa çıkabilir mi?
Demokratik, özgürlükçü, milli ve hukukun üstünlüğünü baz alan bir yeni anayasa için, demokratik, özgürlükçü, gerçekten milli ve hukuka sonuna kadar uyan bir siyaset anlayışı lazım. "Özgürlükçü" derken, terör unsurlarının özgürlüğünden değil, bu ülkenin vatandaşlarının her türlü özgürlüğünde bahsediyoruz.
Yeni anayasa konusunda son sözü Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'a bırakalım:
"Siz anayasayı niye değişmek istiyorsunuz? Anayasanın hangi maddesi sizi rahatsız ediyor? 156. maddesi mi, 134. maddesi mi, 17. maddesi mi, 65. maddesi mi, 174. maddesi mi? Hangi madde rahatsız ediyor, hangi madde size sorun oluşturuyor? Anayasanın ruhu sorun oluşturuyor diyorlar. Anayasanın ruhu nedir? Anayasanın ruhu dediğiniz maddelerin anlattığıdır, maddelerden hangisinin hangi anlattığı rahatsız ediyor? Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları mı rahatsız ediyor, bayrağı mı, başkenti mi, ana dili mi, vatandaşlık bağıyla bağlı olması mı, Türklüğü mü, neyi rahatsız ediyor sizi?"
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025