50 bin yıl yetecek enerji kaynağı: TORYUM

Kapitalist sisteme göre kaynaklar sınırlıydı. Aynı kafalara göre, insan ihtiyaçları sınırsızdı. Onun için de sık sık savaşlar çıkarılmalı ve insan nüfusunun artmasına engel olunmalıydı. Batı dünyasına ait kapitalist sistem ve kuramcılarının tamamı, aynı görüşü paylaşıyordu.

Bu sisteme daha ilk günden beri itiraz eden tek bir insan vardı.

Prof. Dr. Haydar Baş.

Bu itirazın sonucu olarak ortaya koyduğu "Milli Ekonomi Modeli" tezi, evrende var olan kaynakların sonsuz ve sınırsız olduğunu, ancak insan ihtiyaçlarının sınırlı olabileceğini ilmen ispatlamış bu görüşleri bütün dünyaya deklare etmişti.

Bu sistemin Türkiye'de uygulanması için bir ömür harcadı.

Modelin sadece bu yönü ile Türkiye'yi dünya lideri yapması, kaçınılmaz bir sonuç olacaktı. Dışarıdan kurgulu siyasetçiler, onlara alkış tutan bir toplum derken olmadı.

Peki, kaynakların sınırsız olduğu meselesi gerçekten doğru muydu?

Bu görüşü baştan sona teyit eden sadece bir elementten bahsedeceğiz.

TORYUM…

Türkiye, dünyada Toryum rezervleri bakımından en fazla kaynağa sahip ikinci ülke.

Aslında ilk hesaplamalara göre Toryumda birinci ülke Hindistan'dı ancak, daha sonra Çin'in Moğolistan'da bulduğu yeni kaynaklarla bu durumda bir değişiklik oldu.

Çinli jeologlar, İç Moğolistan'daki Bayan Obo maden kompleksinde 1 milyon ton toryum rezervi keşfettiklerini açıkladı. Bu miktarın Çin'in enerji ihtiyacını 60 bin yıl boyunca karşılayabileceği ileri sürüldü.

Hatırlanacağı üzere Çin, fosil yakıtlara olan bağımlılığı bitirebilecek yeni bir nükleer enerji kaynağı keşfettiğini duyurmuştu. Bilim insanları, bu rezervin tam kapasiteyle işletilmesi halinde, Çin'in enerji ihtiyacını neredeyse sonsuza kadar karşılayabileceğini belirtiyor.

Düşük radyoaktif seviyeye sahip olan toryum, erimiş tuz reaktörlerinde kullanılarak büyük miktarda enerji üretebiliyor.

Çin, 2029'da faaliyete geçmesi beklenen dünyanın ilk toryum bazlı nükleer santralini Gobi Çölü'nde inşa ediyor.

Peki, Türkiye'de durum ne?

Bilindiği üzere, Türkiye'de Fizik profesörleri Prof. Dr. Metin Arık, Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Prof. Dr. M. Atıf Çetiner, Doç. Dr. Abdüllatif Çalışkan, Dr. Ümit Kaya, Prof. Dr. Engin Arık Isparta'da 2007 yılındaki uçak kazasında hayatını kaybetmişti.

Bana göre bu uçak yüzde yüz düşürülmüştü!

Prof. Dr. Engin Arık'ın, Türkiye'de ilk kez gündeme getirdiği toryum, Türk Hızlandırıcı Kompleksi (TAC), Türk Bilim Kenti gibi projelerinden oluşan 'Yeşil Nükleer Enerji' üzerine ortak bir çalışma gerçekleştirmişti.

Türk bilim insanları, Türkiye'nin zengin toryum rezervlerine hızlandırıcı teknolojisi eklenebilirse, ülkemizin ve hatta dünyanın enerji problemini çözebileceğini, böylece Prof. Dr. Engin Arık'ın rüyasının gerçeğe dönüşeceğini vurgulamıştı.

Prof. Dr. Sultansoy, "Engellenerek yarım kalan TAC projesi sayesinde "maddenin kudret'i zerriyesi" Türkiye ve genel olarak bu coğrafyada da irdelenecekti. Proje gerçekleşseydi, Türkiye bu alanda bölgesel cazibe merkezi ve küresel cazibe merkezlerinden biri olacaktı" demişti.

21'inci yüzyılın stratejik teknolojileri arasında önemli yere sahip parçacık hızlandırıcılarının bilim, teknoloji, tıp ve sanayinin birçok alanında kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Sultansoy, "Ülkemiz açısından belki de en önemli kullanım alanı ise hızlandırıcı Sürümlü Sistem teknolojisidir" diye eklemişti.

Sistemle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Sultansoy, "Bu sistemin geleneksel reaktörlerden en önemli farkı, nükleer süreci tetikleyen nötronların reaktörün dışında proton hızlandırıcı kullanılarak üretilmesi. Bu nedenle de prensip olarak Çernobil'de yaşanan türden kazaların olması mümkün değil. Diğer bir önemli avantaj da uzun ömürlü nükleer atıkların çok az olmasıdır" diye konuştu.

Yabancı bilim insanı Profesör Carlo Rubbia'nın; 1990'lardan itibaren yaptığı sunumlarda Türkiye'nin toplam toryum rezervinin 880 bin ton (dünya toryum rezervinin yüzde 20'si) civarında olduğu belirtilmektedir.

Bilim insanlarının ortak çalışmasında, hızlandırıcı sürümlü toryum yakıtlı sistemlerin, gelecekte en önemli enerji kaynaklarından biri olacağı vurgulandı.

Fosil yakıt rezervleri tükendikçe petrol ve diğer konvansiyonel enerji türlerinin fiyatının artmaya devam etmesi nedeniyle, ADS teknolojisinin en ucuz ve en güvenli enerji üretim mekanizmalarından biri olmasının kaçınılmaz olduğu kaydedildi.

Gelecekte bir ülkenin hem toryum rezervlerine hem de onu güvenle kullanacak, kendi ürettiği ADS teknolojisine sahip olmasının, kalıcı bir ekonomik ve stratejik değer oluşturacağına dikkat çekildi.

AR-GE çalışmalarının nükleer reaktör ve proton hızlandırıcı teknolojilerini içermesi gerektiği belirtilen çalışmada, "GeV enerjili yüksek akımlı proton hızlandırıcının kurulmasını öngören ulusal bir programın gerçekleştirilmesi, ülkemizin enerji gereksinimini karşılamasının yanı sıra, bilim ve teknolojinin birçok alanında kullanılan nötron spallasyon kaynağına da sahip olmamızı sağlayacağı öne sürüldü.

Türkiye'deki toryum rezervinin ülkemizin enerji ihtiyacını 50 bin yıl boyunca karşılayacak miktarda olduğu unutulmamalıdır" denildi.