İsrail, ne zaman, Kudüs ve Filistin'deki Müslümanlara yönelik kesintisiz devlet terörünün dozunu arttırsa, İslamcılar ortalığa doluşur? Türk milletinin gazını almak üzere güya İsrail mallarını ve Cola'yı protesto ettirme tezgahı açarlar.
İsrail'e karşı vatandaşı Cola protestosuyla meşgul eden İslamcılar, N. Erbakan'ın 23 aylık iktidarında İsrail ile yaptığı 20'yi aşkın stratejik işbirliği anlaşmasını görmezlikten gelirler.
Fatih Sultan'ın fetihten 5 gün sonra Yahudileri İstanbul'a iskan ettirmesini, Yavuz Sultan'ın Yahudileri Kudüs'e bizzat davet ederek yerleştirmesini bilmezlikten gelirler. Dünya yansa cennetmekânlarına toz kondurtmazlar.
14 Ekim 1935'te talimat vererek Yahudi Mason teşkilatını kapattıran Gazi M. Kemal Atatürk'e ise demedik iftira bırakmazlar.
Dönemin Van vekili İbrahim Arvas, Atatürk'ün masonlara yaklaşımını şöyle anlatır: Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler, ikinci ise masonlardı?
Mason localarının kapatılması talimatı verdiğinde, meclisteki masonlar, Dr. Mim Kemal'i öne katarak toplu olarak Reis-i Cumhur'a gitmişlerdi. M. Kemal Paşa'nın onlara hitabı şu olmuştu:
"Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin Yahudi uşakları... Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan-ı Harb-i Örfi'ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan!" (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.71-72, Ankara, 1964).
Gelelim Fatih ve Yavuz'un icraatlarına?
Yavuz Sultan tahta çıkar çıkmaz, sarayın hekimbaşılığına Yahudi Josef Amon'u getiriyor; Kudüs'ü ziyaretinden sonra, o zamana kadar sürdürülen iskan yasağını kaldırarak Yahudileri, Kudüs'e yerleşmeye davet ediyor. Tarihçiler, bu kararında eşi Polonya Yahudilerinden Helga'nın (Hafsa Sultan) Yahudi kökenli olmasının etkisine dikkat çekiyorlar (Stanford Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c. 1 s. 148)
Sultan Fatih'in vaziyetine gelince...
Sultan Mehmed, fethin 5. günü Galata'yı gezdikten sonra, "Şark ve garp vilayetlerinden Eylül ayına kadar beş bin ailenin şehre getirilip iskân olunmalarını ve nakilleri için deftere idhal olunacak olan aile efradı, İstanbul'a gelmek istemeyecek olurlarsa idam edilmelerini emretti" (Dukas, Bizans Tarihi, s. 193, Neşr. Vl. Mırmıroğlu, İstanbul-1956)
Padişah, Anadolu'dan 4000, Rumeli'den de 4000 olmak üzere 8000 ailenin göç ettirilerek İstanbul'a iskan edilmesini emretmiştir (Halil İnalcık Halil, Fatih Sultan Mehmed Tarafından İstanbul'un Yeniden İnşâsı", Terc. F. Unan, s. 217, Samsun 19 Mayıs Unv. Eğtm Fak. Derg., sy. 3).
Şark ve garp vilayetlerinden getirilen aileler içinde ciddi oranda Yahudi aileler vardır (Doç. Dr. Yahya Başkan, İstanbul'un Fethi ve Yahudiler, agm., s. 68; F. Emecen, Unutulmuş Bir Cemaat Manisa Yahudileri, s. 18-23, Eren Yay., İstanbul).
Evliya Çelebi, fetih sonrası Yahudi iskânını anlatırken "ve Selânik Yahudilerinden elli cemâati Tekvur Sarayına ve Şuhûd Kapısı cânibine kodular; anın için Cufud Kapısı dirler" der (Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi I, s. 51, Yapı Kredi Yay., İstanbul 2006).
Kritovulaos tarihindeki nakil şöyledir: Sultan, şehri fethettikten sonra, bütün hükümranlık alanına saltanat buyrukları göndererek; şehre sadece Hıristiyanlardan değil, kendi kavminden ve Musevîlerden de çok sayıda insan yerleştirdi (Kritovulos Tarihi (1451-1467), s. 313, 319-321, Neşr. A. Çokana, Heyamola Yay., İstanbul).
Fetihten sonra Yahudilerin hahamı ilân edilen Moşe Kapsali'nin yeğeni Eliyahu Kapsali, bu süreci eserinde şöyle aktarmaktadır:
Ahd-i Atik'de vaad edilen günlerin yaklaştığı günlerde Sultan Mehmed, İbrahim'in zürriyeti Yahudilere şöyle ferman buyurdu: Bizimle birlikte yaşayın; ülke önünüzde, nereye isterseniz yerleşin, ticaret yapın, mülk edinin, dedi?
Uzaktan ve yakından birçok Yahudi gelip İstanbul'a yerleşti; kendilerine evler, bağlar ve bahçeler tahsis edildi.
Böylece soyları arttı, üreyip çoğaldılar, gittikçe büyüdüler ve ülke bunlarla dolup taşmaya başladı? (N. Arslantaş, Türkler ve Yahudiler: Yahudi Tarihçi Eliyahu Kapsali'nin (1483-1555) Seder Eliyahu Zuta İsimli Kroniği Bağlamında Bir İnceleme, s. 163, İstanbul, 2013).
Kapsali, Bizans döneminde iki veya üç Yahudi cemaati varken; henüz Fatih'in hayatında Yahudi cemaati sayısının kırka ulaştığını naklediyor (N. Arslantaş, age., s. 258).
I. Justinyen başta olmak üzere Bizans imparatorları ise, İstanbul'da adeta tek bir Yahudi bırakmamışlardı (G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Neşr. F. Işıltan, s. 150, TTK Basımevi, Ankara, 1995o.
Fethedildiğinde yaklaşık 30 ila 50 bin olan nüfus, özel iskan faaliyetleriyle, 1480'lere doğru 200 binlere çıkıyor (A. M. Schneıder, "XV. Yüzyılda İstanbul'un Nüfusu", Belleten, XVI/61 (Ocak), s. 38, 39; Dukas, Bizans Tarihi, Neşr. Vl. MIRMIROĞLU, s. 30, İstanbul; Doç. Dr. Yahya Başkan, İstanbul'un Fethi ve Yahudiler, s. 65, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, Cilt 11, Sayı 3 (Eylül 2014).
Kapsali, Fatih Sultan'ın Yahudileri çok sevdiğini örnekleriyle anlatıyor (N. Arslantaş, age., s. 269)
İslamcılar, Fatih Sultan ve Yavuz Selim'e bir de burdan baksınlar bakalım; Cola'yı gördükleri gibi görebilecekler mi?!
İsrail'e karşı vatandaşı Cola protestosuyla meşgul eden İslamcılar, N. Erbakan'ın 23 aylık iktidarında İsrail ile yaptığı 20'yi aşkın stratejik işbirliği anlaşmasını görmezlikten gelirler.
Fatih Sultan'ın fetihten 5 gün sonra Yahudileri İstanbul'a iskan ettirmesini, Yavuz Sultan'ın Yahudileri Kudüs'e bizzat davet ederek yerleştirmesini bilmezlikten gelirler. Dünya yansa cennetmekânlarına toz kondurtmazlar.
14 Ekim 1935'te talimat vererek Yahudi Mason teşkilatını kapattıran Gazi M. Kemal Atatürk'e ise demedik iftira bırakmazlar.
Dönemin Van vekili İbrahim Arvas, Atatürk'ün masonlara yaklaşımını şöyle anlatır: Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler, ikinci ise masonlardı?
Mason localarının kapatılması talimatı verdiğinde, meclisteki masonlar, Dr. Mim Kemal'i öne katarak toplu olarak Reis-i Cumhur'a gitmişlerdi. M. Kemal Paşa'nın onlara hitabı şu olmuştu:
"Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin Yahudi uşakları... Bu gece sabaha kadar Türkiye'deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan-ı Harb-i Örfi'ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan!" (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.71-72, Ankara, 1964).
Gelelim Fatih ve Yavuz'un icraatlarına?
Yavuz Sultan tahta çıkar çıkmaz, sarayın hekimbaşılığına Yahudi Josef Amon'u getiriyor; Kudüs'ü ziyaretinden sonra, o zamana kadar sürdürülen iskan yasağını kaldırarak Yahudileri, Kudüs'e yerleşmeye davet ediyor. Tarihçiler, bu kararında eşi Polonya Yahudilerinden Helga'nın (Hafsa Sultan) Yahudi kökenli olmasının etkisine dikkat çekiyorlar (Stanford Shaw, History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, c. 1 s. 148)
Sultan Fatih'in vaziyetine gelince...
Sultan Mehmed, fethin 5. günü Galata'yı gezdikten sonra, "Şark ve garp vilayetlerinden Eylül ayına kadar beş bin ailenin şehre getirilip iskân olunmalarını ve nakilleri için deftere idhal olunacak olan aile efradı, İstanbul'a gelmek istemeyecek olurlarsa idam edilmelerini emretti" (Dukas, Bizans Tarihi, s. 193, Neşr. Vl. Mırmıroğlu, İstanbul-1956)
Padişah, Anadolu'dan 4000, Rumeli'den de 4000 olmak üzere 8000 ailenin göç ettirilerek İstanbul'a iskan edilmesini emretmiştir (Halil İnalcık Halil, Fatih Sultan Mehmed Tarafından İstanbul'un Yeniden İnşâsı", Terc. F. Unan, s. 217, Samsun 19 Mayıs Unv. Eğtm Fak. Derg., sy. 3).
Şark ve garp vilayetlerinden getirilen aileler içinde ciddi oranda Yahudi aileler vardır (Doç. Dr. Yahya Başkan, İstanbul'un Fethi ve Yahudiler, agm., s. 68; F. Emecen, Unutulmuş Bir Cemaat Manisa Yahudileri, s. 18-23, Eren Yay., İstanbul).
Evliya Çelebi, fetih sonrası Yahudi iskânını anlatırken "ve Selânik Yahudilerinden elli cemâati Tekvur Sarayına ve Şuhûd Kapısı cânibine kodular; anın için Cufud Kapısı dirler" der (Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi I, s. 51, Yapı Kredi Yay., İstanbul 2006).
Kritovulaos tarihindeki nakil şöyledir: Sultan, şehri fethettikten sonra, bütün hükümranlık alanına saltanat buyrukları göndererek; şehre sadece Hıristiyanlardan değil, kendi kavminden ve Musevîlerden de çok sayıda insan yerleştirdi (Kritovulos Tarihi (1451-1467), s. 313, 319-321, Neşr. A. Çokana, Heyamola Yay., İstanbul).
Fetihten sonra Yahudilerin hahamı ilân edilen Moşe Kapsali'nin yeğeni Eliyahu Kapsali, bu süreci eserinde şöyle aktarmaktadır:
Ahd-i Atik'de vaad edilen günlerin yaklaştığı günlerde Sultan Mehmed, İbrahim'in zürriyeti Yahudilere şöyle ferman buyurdu: Bizimle birlikte yaşayın; ülke önünüzde, nereye isterseniz yerleşin, ticaret yapın, mülk edinin, dedi?
Uzaktan ve yakından birçok Yahudi gelip İstanbul'a yerleşti; kendilerine evler, bağlar ve bahçeler tahsis edildi.
Böylece soyları arttı, üreyip çoğaldılar, gittikçe büyüdüler ve ülke bunlarla dolup taşmaya başladı? (N. Arslantaş, Türkler ve Yahudiler: Yahudi Tarihçi Eliyahu Kapsali'nin (1483-1555) Seder Eliyahu Zuta İsimli Kroniği Bağlamında Bir İnceleme, s. 163, İstanbul, 2013).
Kapsali, Bizans döneminde iki veya üç Yahudi cemaati varken; henüz Fatih'in hayatında Yahudi cemaati sayısının kırka ulaştığını naklediyor (N. Arslantaş, age., s. 258).
I. Justinyen başta olmak üzere Bizans imparatorları ise, İstanbul'da adeta tek bir Yahudi bırakmamışlardı (G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Neşr. F. Işıltan, s. 150, TTK Basımevi, Ankara, 1995o.
Fethedildiğinde yaklaşık 30 ila 50 bin olan nüfus, özel iskan faaliyetleriyle, 1480'lere doğru 200 binlere çıkıyor (A. M. Schneıder, "XV. Yüzyılda İstanbul'un Nüfusu", Belleten, XVI/61 (Ocak), s. 38, 39; Dukas, Bizans Tarihi, Neşr. Vl. MIRMIROĞLU, s. 30, İstanbul; Doç. Dr. Yahya Başkan, İstanbul'un Fethi ve Yahudiler, s. 65, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, Cilt 11, Sayı 3 (Eylül 2014).
Kapsali, Fatih Sultan'ın Yahudileri çok sevdiğini örnekleriyle anlatıyor (N. Arslantaş, age., s. 269)
İslamcılar, Fatih Sultan ve Yavuz Selim'e bir de burdan baksınlar bakalım; Cola'yı gördükleri gibi görebilecekler mi?!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019