Fenerbahçe bambaşka

Çok eskiden Austria Wien gibi takımlar rakibimiz olduğunda kuradan taş çıktı gibi manşetler atılırdı.

Hiçbir şansımız olmayacağını düşünürdük. Gel zaman git zaman devran tersine döndü.

Bırakın rakip sahada galip gelmeyi kendi sahamızda yenmeyi bile hayal edemediğimiz bir rakibi iki maçta da sahadan sildik.

Özellikle Mert Hakan Yandaş'ın attığı dördüncü golden sonra Wien'lilerin burada ne işimiz var der gibi halleri vardı.

Yürüyecek halleri kalmamıştı. Üstelik Fenerbahçe çok yüksek bir tempo yapmadan rakibini bu hale soktu.

Bunda hiç şüphesiz Fenerbahçe'nin maçın genelinde gerçekleştirdiği seri paslaşmaların çok büyük etkisi var.

Fenerbahçe paslaşarak rakibini sersemleştirdi. Benim en çok dikkatimi çeken olay Fenerbahçe bu sene topun olduğu yerde daima rakibinden fazla ve top kendisinde değilken biraz geride takım halinde pozisyon alıyor.

Yani toplu hücum ve toplu savunma söz konusu. Yani total futbol sergileniyor.

Bu durumun sonucu olarak takımın hatlarında kopukluklar meydana gelmedi ve rakibe boş alan bırakılmadı.

Dün defansın arkasına atılan toplar sıkıntı oluştursa da genel olarak Fenerbahçe savunması da iyi işaretler verdi.

Luan Peres gerçekten kendine geldi. Çok kritik müdahaleleri var.

Lemos ikili mücadelelerde güçlü ve ayakta kalıyor. Sanırım biraz ağır bir defans hattı. Bu yüzden arkaya atılan toplarda sıkıntı doğuyor.

Maça kim damga vurdu dersek ben İrfan Can Kahveci derim. Oyunda kaldığı süre boyunca Osayi ile çok uyumluydu.

Sadece Osayi ile değil ters tarafta Rossi ile de çok iyi anlaştı. Nitekim çok estetik bir vuruş ile attığı üçüncü golün asistini Rossi yaptı.

Biraz da Serdar Dursun ile birlikte oynasalar daha çok gol de olabilirdi.

Maçın bir diğer adamı hiç şüphesiz Crespo. Crespo iyi oynamanın ötesinde maça iyi başlayarak takımı ateşleyen oyuncuydu.

Maçın hemen başında saha içi liderliği ele alarak bu sonucun doğmasına büyük katkı verdi. Crespo da İrfan Can Kahveci ile çok uyumluydu.

Dün kim tutuktu derseniz ben Alioski derim ama eleştirmemek lazım daha henüz Fenerbahçe'de bir maç oynadı. Muhakkak o da form tutacaktır.

Dün İrfan Can, Rossi ile Alioski'den daha fazla irtibat kurdu. Arda oyuna girdikten sonra asıl özelliği olan pas oyununa bağlı kaldı.

Kasımpaşa maçında olduğu gibi topu alıp rakibin üstüne üstüne gitmedi.

Fakat maçın son anlarında Valencia'ya pas tercihi yerine şut deneyince muhtemel bir gol fırsatı heba oldu.

Fakat Arda'nın kendini geliştirdikçe bu hatalardan kurtulacağını düşünüyorum.

Bakın Arda yanlış yönlendiriliyor. Kendini çalım atarak göstereceği inancı onun düşüncelerine işleniyor.

Halbuki onun en büyük özelliği pasör olması. Mühim olan ondan şık paslar izlememiz. Mümkün olmayan çalım denemeleri yapması değil.

Son olarak Fenerbahçe'nin yediği gol gecenin kötü aynıydı. Burada Altay'ın bir konsantrasyon eksikliği oldu.

Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde yoluna devam edecek ve eğer oyunu bu olursa yolu çok açık.

Sezonun hemen başında bu performans umut vaat ediyor. Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum.