Fethiye'nin saklı hazinesi: Kayaköy'ün sessiz anlatısı

Fethiye denince akla genellikle Ölüdeniz'in turkuaz suları, Babadağ'dan yamaç paraşütü heyecanı veya Kelebekler Vadisi'nin eşsiz güzelliği gelir. Oysa bu popüler destinasyonların yanı başında, zamanın durduğu, hüzünlü ve bir o kadar da büyüleyici bir yer var: Kayaköy.

Bilinen adıyla "Hayalet Köy", Fethiye'ye yakınlığına rağmen, çoğu zaman popüler rotaların gölgesinde kalmış, az bilinen ama mutlaka görülmesi gereken bir kültürel mirastır.

Kayaköy, Fethiye merkeze yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta, yamaca yaslanmış, terkedilmiş Rum evlerinden oluşan eski bir yerleşim yeridir. Köyün hikayesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar uzanan Türk-Yunan nüfus mübadelesinin acı bir yansımasıdır.

1923'teki mübadele anlaşmasıyla, köyde yaşayan Rum Ortodokslar Yunanistan'a göç etmek zorunda kalmış, onların yerine Yunanistan'dan gelen Türkler yerleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak ne eski sakinler geri dönebilmiş ne de yeni gelenler köye tam olarak yerleşebilmiştir. Zamanla, taş evler kaderine terk edilmiş ve Kayaköy, sessizliğiyle konuşan bir hayalet köye dönüşmüştür.

Bugün Kayaköy'ü ziyaret ettiğinizde, yüzlerce boş evin, yıkık dökük kiliselerin ve şapellerin oluşturduğu dramatik manzarayla karşılaşırsınız. Taş duvarlar, pencerelerden esen rüzgarın fısıltılarına tanıklık eder gibidir.



Köyün daracık, taşlı yollarında yürürken, sanki geçmişte yaşayan insanların ruhları hala oradaymış gibi bir hisse kapılırsınız. Yemyeşil bitki örtüsünün arasında yükselen harap evler, doğanın yıkımla birleştiği melankolik bir güzellik sunar.

Köyün en önemli yapılarından biri, tepede yer alan Yukarı Kilise (Taksiyarhis Kilisesi)'dir. Zamanın ve doğanın etkisiyle oldukça yıpranmış olmasına rağmen, tavanındaki fresk kalıntıları ve etkileyici mimarisiyle hala ayaktadır. Aşağı Kilise (Panayia Pyrgiotissa Kilisesi) ise köyün daha aşağı kesimlerinde yer alır ve o da mübadele sonrası cemaatsiz kalmıştır. Bu kiliseler, Kayaköy'ün dini ve kültürel geçmişine ışık tutar.

Kayaköy, sadece hüzünlü tarihiyle değil, aynı zamanda sunduğu eşsiz fotoğraf fırsatlarıyla da öne çıkar. Özellikle gün batımında, güneşin taş evler üzerinde yarattığı altın tonlar, buraya apayrı bir atmosfer katar. Ayrıca, köyden Ölüdeniz'e veya Gemiler Koyu'na doğru doğa yürüyüşleri yapma imkanı da bulunur. Bu yürüyüş parkurları, Akdeniz'in muhteşem manzaralarını ve bakir doğasını keşfetmek için harikadır.

Köyün girişinde ve çevresinde birkaç küçük restoran ve kafe bulunmaktadır. Buralarda geleneksel Türk yemeklerini tadabilir ve köyün dingin atmosferinde mola verebilirsiniz. Kayaköy, sadece bir turistik gezi noktası olmanın ötesinde, geçmişle yüzleşmek, tarihin fısıltılarını dinlemek ve insanlık hikayelerine tanıklık etmek isteyenler için derin anlamlar taşıyan bir yerdir.

Fethiye gezinizde popüler kalabalıklardan sıyrılıp, farklı ve etkileyici bir deneyim arıyorsanız, Kayaköy'ün sessizliğine kulak vermeyi ve bu hayalet köyün büyüleyici hikayesine tanıklık etmeyi unutmayın. Burası, her taşında bir anı, her virajında bir ders barındıran, Fethiye'nin az bilinen ama en özel hazinesidir.