Ergenekon davası sürecinde ilginç olaylar yaşanıyor. Son dalgada da eski Adalet bakanı Seyfi Oktay gözaltına alındı. Aynı suçlamalara maruz kalan bir başka kişi daha tanıyoruz Türkiye'de: Fethullah Gülen! M.Bayraktar'ın yazısı...
Ergenekon davası sürecinde ilginç olaylar yaşanıyor. Son dalgada da eski Adalet bakanı Seyfi Oktay gözaltına alındı. Silivri'de hala yargılama sırasının kendilerine gelmesini bekleyen onlarca tutuklu var. İfade verip kararı bekleyenler, ne ile ve neden suçlandıklarını bilmeyenler var.Ama bilinen bir şey var. Ergenekon tutukluları ve tutuksuzları "Anayasal düzeni ortadan kaldırmak, bu amaçla yasadışı çete kurmakla" suçlanıyorlar. Silivri'deki akademisyenler, generaller, albaylar, gazeteciler ve bürokratların maruz kaldıkları suçlama bu. Anayasal düzeni yıkmak, siyasi iktidarı devirmek için çete kurmak!Birkaç zanlı hariç hepsi de mahkemeye çıktı, yargılandı ya da mahkeme sırasını bekliyor. Kaçmadılar, yargıdan korkup ülkeyi terk etmediler.Ancak:Aynı suçlamalara maruz kalan bir başka kişi daha tanıyoruz Türkiye'de: Fethullah Gülen!Fethullah Hoca da yakın bir geçmişte aynı suçlamalarla yargılandı. 2000 yılının Eylül ayında dönemin DGM savcısı Nuh Mete Yüksel'in hazırladığı iddianamede Hocaefendi, "devleti ele geçirmek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasına maruz kaldı. Ancak iddianame hazırlandığında ve mahkemeye sunulduğunda Fethullah Gülen Türkiye'de yoktu! O çoktan haberi alıp ABD'ye uçmuştu. Zira şeker hastasıydı!Savcı Yüksel iddianamesinde Gülen'e yönelik çok ağır ifadeler kullanıyor,"Gülen laik cumhuriyete karşı değilse; Neden müritlerine "Anayasal kurumlardaki güç ve kuvveti cephenize çekinceye kadar her adım erkendir" diyor? Neden mülkiye, adliye ve askeriye başta olmak üzere, devlette teşkilatlanma isterken, "Buralardaki arkadaşlarımızın korunması çok önemlidir" diyor? Sorularını soruyordu.Bu dava, hukuk tekniği açısından baştan aşağı yanlışlarla ve delil niteliği dahi olamayacak bir takım gazete kupürleri ile dolu olarak açılmıştı, ama açılmıştı. Gülen, çete kurmakla,devleti ele geçirmeye çalışmakla suçlanıyordu. Gülen hakkında daha sonra başka davalar da açıldı. Yıllarca camilerde vaaz vermiş birinin "devleti yıkmak için çete kurmak suçlamasına" maruz kalması cemaati çok rahatsız etmiş ve yaralamıştı.7 Ağustos 2000 tarihinde ise savcı Yüksel, Gülen'in tutuklanmasını talep etti.Hakim reddetti. Savcı bu karara itiraz etti. Ama bütün bunlar olurken Gülen ortada yoktu! Pensilvanya'da idi.Bu yazıyı geçmiş günleri deşmek için kaleme almadım.Bugün Ergenekon davasında sık aralıklarla baskınlar yapılıp "çete kurup devleti ele geçirmeye, siyasal iktidarı devirmeye" çalışmakla suçlanan yüzlerce kişi gözaltına alınıyor, cezaevine atılıyor. Ama benzer suçlamalar maruz kalan hocaefendi ,ise bir kez bile mahkeme önüne çıkmadı, ifadesi alınmadı. Cemaat medyası dün kendi liderlerinin başına gelen suçlamanın bugün başkalarının başına geldiğini, mahkeme sonucunu beklemeden ahkam kesmenin ahlaksızca ve hukuksuzca bir davranış olduğunu unutmasınlar. Dün Fethullah Gülen'i örgüt lideri diye suçlayan "bir çok masa başı uydurma delilin" bugün de Ergenekoncular hakkında uydurulduğunun unutmasınlar.Ergenekondan yangılananların şöyle "asil bir farkı var." Hemen hepsi mahkeme önüne çıktılar, ifade verdiler, gerekirse cezaevine girdiler. Pensilvanya'ya uçmadılar.Gülen'in dosyası Rahşan affından yararlandı ve affa uğradı. Avukatlar itiraz edince Yargıtay dosyayı inceleyerek gülen'in çete lideri olmadığına karar verdi.Bu süreç 6 yıl sürdü.Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner de Gülen cemaati hakkında silahlı örgüt kurmaktan dava açmaya hazırlanıyordu. Dün önemli bir gelişme oldu. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Erzincan'dan bu dosyayı istedi. Dosyaya Erzurum başsavcılığı bakacak.Yani bu ülkede çete kurmakla suçlandınız mı aklana kadar ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan geliyor. Bitti derken yeniden başlıyor. Bir çok küresel manevralar devreye giriyor.Yargıyı kendi haline bıraksalar bu sorunların çoğu halledilecek ama yargıyı da kendi başına bırakmıyorlar.
Muharrem Bayraktar / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Ergenekon davası sürecinde ilginç olaylar yaşanıyor. Son dalgada da eski Adalet bakanı Seyfi Oktay gözaltına alındı. Silivri'de hala yargılama sırasının kendilerine gelmesini bekleyen onlarca tutuklu var. İfade verip kararı bekleyenler, ne ile ve neden suçlandıklarını bilmeyenler var.Ama bilinen bir şey var. Ergenekon tutukluları ve tutuksuzları "Anayasal düzeni ortadan kaldırmak, bu amaçla yasadışı çete kurmakla" suçlanıyorlar. Silivri'deki akademisyenler, generaller, albaylar, gazeteciler ve bürokratların maruz kaldıkları suçlama bu. Anayasal düzeni yıkmak, siyasi iktidarı devirmek için çete kurmak!Birkaç zanlı hariç hepsi de mahkemeye çıktı, yargılandı ya da mahkeme sırasını bekliyor. Kaçmadılar, yargıdan korkup ülkeyi terk etmediler.Ancak:Aynı suçlamalara maruz kalan bir başka kişi daha tanıyoruz Türkiye'de: Fethullah Gülen!Fethullah Hoca da yakın bir geçmişte aynı suçlamalarla yargılandı. 2000 yılının Eylül ayında dönemin DGM savcısı Nuh Mete Yüksel'in hazırladığı iddianamede Hocaefendi, "devleti ele geçirmek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasına maruz kaldı. Ancak iddianame hazırlandığında ve mahkemeye sunulduğunda Fethullah Gülen Türkiye'de yoktu! O çoktan haberi alıp ABD'ye uçmuştu. Zira şeker hastasıydı!Savcı Yüksel iddianamesinde Gülen'e yönelik çok ağır ifadeler kullanıyor,"Gülen laik cumhuriyete karşı değilse; Neden müritlerine "Anayasal kurumlardaki güç ve kuvveti cephenize çekinceye kadar her adım erkendir" diyor? Neden mülkiye, adliye ve askeriye başta olmak üzere, devlette teşkilatlanma isterken, "Buralardaki arkadaşlarımızın korunması çok önemlidir" diyor? Sorularını soruyordu.Bu dava, hukuk tekniği açısından baştan aşağı yanlışlarla ve delil niteliği dahi olamayacak bir takım gazete kupürleri ile dolu olarak açılmıştı, ama açılmıştı. Gülen, çete kurmakla,devleti ele geçirmeye çalışmakla suçlanıyordu. Gülen hakkında daha sonra başka davalar da açıldı. Yıllarca camilerde vaaz vermiş birinin "devleti yıkmak için çete kurmak suçlamasına" maruz kalması cemaati çok rahatsız etmiş ve yaralamıştı.7 Ağustos 2000 tarihinde ise savcı Yüksel, Gülen'in tutuklanmasını talep etti.Hakim reddetti. Savcı bu karara itiraz etti. Ama bütün bunlar olurken Gülen ortada yoktu! Pensilvanya'da idi.Bu yazıyı geçmiş günleri deşmek için kaleme almadım.Bugün Ergenekon davasında sık aralıklarla baskınlar yapılıp "çete kurup devleti ele geçirmeye, siyasal iktidarı devirmeye" çalışmakla suçlanan yüzlerce kişi gözaltına alınıyor, cezaevine atılıyor. Ama benzer suçlamalar maruz kalan hocaefendi ,ise bir kez bile mahkeme önüne çıkmadı, ifadesi alınmadı. Cemaat medyası dün kendi liderlerinin başına gelen suçlamanın bugün başkalarının başına geldiğini, mahkeme sonucunu beklemeden ahkam kesmenin ahlaksızca ve hukuksuzca bir davranış olduğunu unutmasınlar. Dün Fethullah Gülen'i örgüt lideri diye suçlayan "bir çok masa başı uydurma delilin" bugün de Ergenekoncular hakkında uydurulduğunun unutmasınlar.Ergenekondan yangılananların şöyle "asil bir farkı var." Hemen hepsi mahkeme önüne çıktılar, ifade verdiler, gerekirse cezaevine girdiler. Pensilvanya'ya uçmadılar.Gülen'in dosyası Rahşan affından yararlandı ve affa uğradı. Avukatlar itiraz edince Yargıtay dosyayı inceleyerek gülen'in çete lideri olmadığına karar verdi.Bu süreç 6 yıl sürdü.Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner de Gülen cemaati hakkında silahlı örgüt kurmaktan dava açmaya hazırlanıyordu. Dün önemli bir gelişme oldu. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Erzincan'dan bu dosyayı istedi. Dosyaya Erzurum başsavcılığı bakacak.Yani bu ülkede çete kurmakla suçlandınız mı aklana kadar ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan geliyor. Bitti derken yeniden başlıyor. Bir çok küresel manevralar devreye giriyor.Yargıyı kendi haline bıraksalar bu sorunların çoğu halledilecek ama yargıyı da kendi başına bırakmıyorlar.
Muharrem Bayraktar / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.