Fidye, sahur ve iftar

Ayet-i kerimede "ve ale'llezine yudikunehu fidyetün?"(Bakara184) emri vardır.
Buna göre, oruç tutamayacak kadar yaşlı ve düşkünler veya iyileşme ümidi kalmamış hastalar fidye verirler.
Her gün için bir fitre (sadaka-i fıtır) miktarı verilir. Fidyeler, Ramazanın başında verilebileceği gibi sonunda da verilebilir.
Fidye verecek olan, isterse akşam-sabah fakiri doyurur veya para verir. Hepsi bir fakire verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir.
Fidye vermekle yükümlü olanlar, fidye veremeyecek durumda olurlarsa, o zaman Allah'tan bağışlanma dilerler. 
İyileşme ümidi olmayan ya da düşkün hastalar ileriki yaşlarda iyileşir sağlığına kavuşur ve oruç tutacak duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Fidyelerin hükmü kalmaz. Bunlar nafile bağış sayılır.


Sahur:
Sahura kalkıp yemek müstehabdır. Allah Resulü (s.a.v), "Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır" buyurmuştur.
Sahur gecenin en güzel vaktidir. Seherdir. Sükûnet zamanıdır. Gönüllerin tecellilere erdiği andır. Ehl-i Beyt'in seccadelerinin devamlı serildiği, salihlerin sığınağı, ariflerin hikmet topladıkları, dua ve istiğfarın kabul olduğu kıymetli vakittir.
Ramazanda sahurun anlamı bir başka güzelliğe bürünür. 
Hem oruç tutan kişiye kuvvet verir. Oruçlu çok kıymetlidir. Sahurda ona yardım eder. 
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesi ile bir bardak su ile de olsa sahur önemlidir. Yine hadis-i şerifte bildirildiğine göre, sahurun Müslümanların orucunu Ehl-i Kitabın orucundan ayıran özellik olduğu bildirilmiştir. (Müslim-Sıyam?)


İftar:
Orucun açılma vakti... Bir gün sonunda ibadetin sonuna erme... Başarma ve sevinç... Akşam ezanı ile açılır. Ramazanın hayrı ve sosyal hayata etkisi iftarla da kendini gösterir. Akrabalık ve dostluk bağları kuvvetlenir. Küskünlüklerin ortadan kalkmasına ve sosyal barışa vesiledir. Bereket bunda da zirvededir.
Allah Resulü (s.a.v) hadis-i şeriflerinde buyuruyor:
"Oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah'a kavuştuğu vakittir."
"Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse, onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır. Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez." (Tirmizî, Savm: 82; İbni Mâce, Sıyam: 40).
"Ramazan ayında kim helal kazancından bir oruçluyu iftar ettirirse, Ramazan'ın bütün gecelerinde melekler ona dua eder ve Kadir Gecesinde Cebrail (a.s) onunla musafaha eder (tokalaşır). Cebrail (a.s) kiminle musafaha ederse, onun kalbi incelir ve gözlerinin yaşı çoğalır."
Ravi der ki: "Ya Resûlallah! Oruçluyu iftar ettirecek bir şeyi yoksa ne yapacak? Bana bildir."
"Bir avuç yiyecek de yeterlidir" buyurdu.
Ravi, "Bir lokma ekmek de bulamazsa?" deyince, "Birazcık su ile karıştırılmış süt ikram eder" buyurdu.
Ben, "Yanında o da yoksa?" deyince, "Bir içim su" buyurdu. (et-Tergîb ve't-Terhîb, 2:431).